Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu, üçüncü ve son gün gerçekleştirilen bilimsel ve sosyal etkinliklerin ardından sona erdi.

fot galeri gif

Sempozyuma emek verenlere Rektör Alişarlı’dan teşekkür

Bilimsel etkinlikler, ortak oturum programıyla tamamlandı. Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı, BAİBÜ Bolu Halk Kültürünü Araştırma ve Uygulama Merkezi BAMER öncülüğünde, Bolu Valiliği, Gerede Kaymakamlığı, Gerede Belediyesi, Gerede Ticaret ve Sanayi Odası ile Gerede Kültür, Kalkınma ve Dayanışma Vakfı GERKAV desteğiyle düzenlenen Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun hazırlanmasında ve gerçekleştirilmesinde emeği geçenlere, sempozyum düzenleme kurulu ve bilim insanlarına teşekkür etti. Bolu’nun en büyük ilçesi Gerede’nin tüm yönleriyle ele alındığı, bilimsel, kültürel ve sosyal etkinliklerle dolu dolu geçen sempozyumun başarıyla sona ermesinden duyduğu memnuniyeti ifade eden Rektör Alişarlı, sempozyum kapsamındaki bilimsel çalışmaların, ilçe arşivine ve bilim dünyasına büyük katkı sağlayacağını söyledi.

Gerede Belediye Başkanı Allar’dan teşekkür konuşması 

Gerede Belediye Başkanı Mustafa Allar ise, başta Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi ailesi ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı olmak üzere, Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür konuşması yaptı. Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun sonuç bildirgesi, Rektör Prof. Dr. Mustafa Alişarlı tarafından açıklandı.

GEREDE ARAŞTIRMALARI VE HALK KÜLTÜRÜ SEMPOZYUMU SONUÇ RAPORU

Gerede Araştırmaları ve Halk Kültürü Sempozyumu’nun amacı, açılışta da vurgulandığı gibi, üniversite ile halkı buluşturmak, Gerede’nin dericilik, turizm, halk kültürü, dini hayat, gastronomi hususlarında sahip olduğu potansiyeli ortaya koymak ve ilçenin dinamiklerini ve değerlerini açığa çıkararak Gerede arşivi bünyesinde kayıt altına almaktır. Sempozyuma 32 farklı üniversiteden katılım sağlanmış olup, Sempozyum çerçevesinde 2 çalıştay gerçekleştirildi. Çalıştaylarda 30, sempozyumlarda ise 25 oturumda 142 Bilim insanının hazırladığı 119 bildiri sunuldu. 17 hoca önderliğinde 10 atölye, 10 ayrı sergi, 4 canlı performans, 1 müzik dinletisi, 1 defile ve 1 belgesel gösterimi icra edildi. Bu amaçlar doğrultusunda değerli katılımcıların sunmuş olduğu bildirilerin ve çalıştayların neticesinde ortaya çıkan sonuç ve öneriler şöyle sıralanabilir:

Tarih ve Edebiyat

Gerede ve çevresinde yapılan arkeolojik kazılar sonucunda elde edilen buluntular, Gerede’nin tarihinin Roma ve Bizans dönemine kadar uzandığını göstermektedir. 1071 Malazgirt Zaferi’nden sonra Türkmen aşiretlerinin Anadolu’ya gelmesiyle birlikte Gerede ve çevresi de yoğun bir yerleşime sahne olmuştur. Kayı, Avşar, Eymir, Salur ve Yapar gibi 24 Oğuz boyuna ait adların Gerede’deki yerleşim birimlerine ad olarak verilmiş olması bunun açık bir göstergesidir.

Bugün, Gerede ilim camiasında ve bürokraside yetiştirmiş olduğu çok sayıda önemli şahsiyet ile öne çıkmaktadır. Sempozyumda sunulan bildirilerden anlaşılmıştır ki bunun tarihi bir arka planı bulunmaktadır. Sadece II. Abdülhamit döneminde devletin çeşitli kademelerinde görev alan 61 kişi tespit edilmiştir. Bunlardan 32’si bürokraside, 15’i sarayda, 14’ü ise ulema sınıfında yer almıştır. Osmanlı’dan tevarüs ettiği geleneğe bağlı olarak Gerede tekke ve tarikatların uhrevi havasını günümüze taşıyan ve Halvetilik’te görüldüğü gibi bugün de bu değerleri muhafaza ederek yaşatan bir beldedir. Ramazan Dede, Aziz Halil Efendi, Geredeli Abdullah, Geredevi Hasan Efendi, Geredeli Abdülgani Efendi, Geredeli Ganizade Nadiri, Hacı Emin Efendi ve Ekrem Doğanay gibi isimlerle inşa edilen manevi gelenek günümüzde de sürdürülmektedir. Gerede’nin edebi geleneğinin oldukça köklü olduğu, önemli divan ve halk şairlerinin yetiştiği, pek çok kurmaca eserde de Gerede’nin yer aldığı belirtilmiştir. Geredeli Aşık Figânî’ye ait bir destan ilk defa bu sempozyum vesilesiyle ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca, Gerede’nin dinî musiki alanında önemli bir bölge olduğu ve mutlaka saha araştırması yapılarak bu alanın repertuarının genişletilmesi teklif edilmiştir. Kültür ve dilbilim açısından Gerede’nin sözlü kültürünün yazılı kültüre dönüştürülmesi için araştırmaların yapılması önerilmiştir. Gerede’nin sözlü kültür, tarih ve edebiyatına yönelik çalışmalarına önem verilmelidir. Gerede’nin Osmanlı Vakıfları açısından da önemli bir belde olduğu ortaya konulmuş ve bu geleneğin GERKAV ile sürdürüldüğünün altı çizilmiştir.

Ticaret ve Dericilik

Dericilik üzerine düzenlenen çalıştayda Gerede’nin Avrupa standartlarında deri üretim tesislerine sahip olması başta olmak üzere birçok güçlü yanı vurgulanmış, bununla birlikte gelişmeye açık yönleri şu şekilde belirtilmiştir:

Deri sektörüne dair veri eksikliği söz konusu olduğu için güçlü ve geliştirmeye açık yanlar konusunda zayıf kalınmaktadır. Deri geri dönüşümü kolay ve doğada çok çabuk çözülebilme özelliğine sahip olmasına rağmen dünyada deriden üretilen ürün tüketimi %17’lere gerilerken imitasyon deriden yapılan ürünlerin tüketimi %83’lere dayanmaktadır. Bu noktada Gerede’de deri üretim fabrikalarından 25 tanesi daha büyük firma olma statüsüne geçerek bunun 127’ye çıkarılması hedeflenmektedir. Gerede’nin deri üretiminde arıtma tesislerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu bağlamda 2015 yılında yapımına başlanan 6 bin metreküplük ileri teknolojili arıtma tesisi devreye alınacaktır. Su verimliliği ile ilgili çalışmalar da planlanmaktadır. Ayrıca Hollanda gibi ülkelerdeki deri üretiminde arıtma tesislerinin yapıları incelenerek Gerede için uygulama örnekleri analiz edilmektedir.

Deri sektöründe tesisler ve arıtma sistemleri ile ilgili uluslararası kurumlarca verilen genel kabul görmüş belgelerin alınması firmaların ve sektörün gelişmesi açısından önemlidir. Gerede Deri OSB’nde bu belgeleri alma potansiyeli taşıyan çok sayıda firma bulunmaktadır. İlerleyen yıllarda bunun artırılması planlanmaktadır. Helal sığır jelatin üretiminin genişletilmesi ve deri üretiminin yan maddesi olarak ele alınan jelatin üretimini talep eden firmaların buluşturulması Bununla birlikte kolajen üretim alanlarının neler olabileceği ve kozmetik, sağlık, fizyoterapi, gıda ve askeri alanlarda kullanılabilecek üretim tesislerine yönelik girişimler hedeflenmektedir. Gerede’de deri üretiminde endüstriyel ürün üreticileri markalaşma süreçlerini tercih etmeyerek Gerede’ye ait bir marka ortaya çıkaramamaktadır. En yakın olarak kemer ve cüzdan üretiminde markalaşma süreci tamamlanarak pazarlamasının yapılması planlanmaktadır. Ayrıca bu markalaşmayla birlikte bir moda sisteminin de buna eklemlenmesi şarttır.

Alternatif uygulamalar olarak; unutulmaya yüz tutan ayakkabıcılık, mesçilik ve tarakçılığın yeniden canlandırılması, endüstriyel bir ürün olan deride markalaşmaya öncelik verilmesi (örneğin GEREDER gibi), arıtma suyunun tekrar deri üretiminde kullanılması, kadınların istihdamıyla derilerden kaynaklı atık ürünlerinin ticari değere dönüştürülmesi, Gerede Deri İhtisas OSB’nin adının Gerede Ahî Evran Deri İhtisas OSB olarak değiştirilmesi, her yıl 18-24 Eylül tarihleri arasında ahilik haftası kutlamalarında debbağlıkla ilgili geleneksel uygulamalara yer verilmesi, Gerede’de derinin geçmişten günümüze gelişimini anlatan bir müzenin kurulması ve bu müzenin internete de taşınması ve Gerede’de dericilikle ilgili bilgi birikiminin arttırılması için uluslararası dericilik sempozyumu yapılması, BAİBÜ ve ilgili diğer kurum ve kuruluşlarla işbirliğinin arttırılması da önerilmiştir.

Gerek Bolu gerekse Gerede’nin zengin mantar kültürü düşünüldüğünde Gerede yöresinde bir mantar fabrikası kurulması potansiyelinin varlığına dikkat çekilmiştir.

Deprem

1944 depremi sonrasında oluşan ulaşım ve iletişim problemleri ile afet müdahale organizasyonundan bahsedilerek afet yönetimi ile ilgili tavsiyelerde bulunulmuş, TBDY (Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği) 2018 hakkında bilgiler verilmiş, yapısal hesaplar için adımlar ifade anlatılmıştır. Deprem tasarım sınıfları, yatay elastik tasarım spektrumu vb. konular hakkındaki detaylar üzerinde durularak AFAD sitesi yardımıyla bölgesel hatta neredeyse noktasal tasarım değerlerinin bulunabileceği belirtilmiş ve bina periyodunun TBDY 2018 özelindeki öneminin altı çizilerek, bina periyodunun düşürülmesi hususunda perde kolonların önemi belirtilmiştir.

Deprem izolatörlü yapılar için örnekler verilmiş ve tanıtımı yapılmış, güncel değeri ifade edilmiştir. Sıvılaşma etkisinin görülmesi için zemin şartlarından bahsedilmiş ve sıvılaşmaya karşı zemin iyileştirme metotları gösterilmiştir. ‘Dirençli Kent Gerede’ için sektörel desteğin önemi vurgulanmış, sağlam zemin ve buna bağlı şehirleşmenin öneminden bahsedilmiştir. Gerede ilçesi özelinde yapılaşmanın yakın geçmişteki durumu ve haritalandırması gösterilmiş ve yol göstermesi açısından mevcut durum analizi yapılmıştır. Geçmiş depremlerin Gerede’nin bölgesel kültürel mirasına etkisi hususu üzerinde durularak Mikro bölgelendirme tarihi ve kültürel mirasın ihmal edildiği, bu konuda çalışmalar yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca halkın deprem konusunda bilinçlendirilmesi gerektiği, deprem gerçeğinin unutulmaması için müzeler açılması, fay hattı üzerinde istasyonlar belirlenerek bilgilendirme levhaları asılması teklif edilmiştir.

Turizm

Sempozyumda sunulan bildirilerde Cumhuriyetin ilk yıllarında Bolu söz konusu olduğunda akla gelen iki turizm merkezinden birinin Abant, diğerinin de Esentepe olduğu ortaya konulmuştur. Esentepe yerelde daha iyi bilinmekle birlikte günümüzde bilinirlik açısından Abant’ın çok gerisinde kalmıştır. Yapılacak çalışmalarla Esentepe’nin Abant, Gölcük, Yedigöller seviyesine çıkarılması için gerekli çalışmalara daha fazla ağırlık verilmelidir. Geçmişi 16. yüzyıla dayanan tarihi Gerede Panayırı, Gerede ve çevresinde cazibesini hala sürdürmekle beraber bu ticari etkinliğin gelişime açık olduğu görülmektedir. Sunulan bir bildiride bu yılki panayırda il dışından katılımcı oranı yüzde 12 olarak ortaya konulmuştur. Bu oranı arttırmak için ulusal düzeyde tanınırlığını arttıracak çalışmaların yapılması önerilmektedir. Bunların dışında Gerede’nin inanç turizmi, yayla turizmi ve kış turizminde mevcut potansiyelini geliştirecek kapsamlı çalışmaların yapılması; özellikle de tarihî mekânları, manevî şahsiyetleri, doğal güzellikleri, yerel ürünleri ve yöresel lezzetlerinin tanıtımının, bilinirliğinin arttırılması için daha fazla çaba sarf edilmesi teklif edilmiştir.

Tarım ve Hayvancılık

Gerede geleneksel dericilik üretiminin yanı sıra tarım ve hayvancılık konusunda da zengin bir geçmişe sahiptir. Gerede’de tarım, günümüz modern tarım teknikleri ve pazarlama stratejileriyle birleştiğinde, bölge için ekonomik ivmeyi tetikleyebilme potansiyeline sahiptir. Toprağın verimliliği ve coğrafi konum itibariyle, organik tarım, yerel tohumların/ata tohumlarının korunması ve yeniden canlandırılması, hayvancılıkta sürdürülebilir yöntemlerin yaygınlaştırıldığında ve doğa turizmi ile entegre edildiğinde tarımsal faaliyetler, gelişime açık alanlar olarak ifade edilebilir. Sürdürülebilir bir kaz yetiştiriciliği yapılabilmesi için üniversitemiz ve üniversitemize bağlı araştırma merkezleri tarafından çalışma yapılması gerektiği ve bu doğrultuda özel-kamu iş birliği, ortak projeleriyle yerli ve melez ırklar için çalışmalar yapılması da önerilmiştir.

Türkiye’deki deri üretiminin %30’unu karşılayan Gerede’de son 8 yılda hayvancılığın

%48 artmasına rağmen şehir sanayisinin en önemli ham maddesi olan derinin %95’inin şehir dışından temin edildiği ve yine bunun önemli bir miktarının da ithal ürünlerden oluştuğu belirtildi. Bu durum karşısında Gerede’de hayvancılığın desteklenerek ham maddenin temininde yerlilik oranının yükseltilmesi önerilmiş ve bunun yerelde hem Gerede halkının ekonomik gücünü arttıracağı hem de istihdamı destekleyici olacağı ifade edilmiştir. Tarım arazisi statüsünde olmayan, arıcılık ve hayvan yetiştirmenin yapılabileceği alanların değerlendirilmesi gerektiğinden bahsedilerek bal ormanlarının yapılması suretiyle, çiçek endüstrisinin ve arıcılığının Gerede’de gelişebileceği dile getirilmiştir. Bunların dışında botanik saha çalışmaları yapılarak ilçenin tıbbi ve aromatik bitki florasının da ortaya konulması ve ticari değere dönüştürülmesi önerilmiştir.

Gastronomi

Gerede “Şak Şak Helvası” ve “Gerede Keşi”nden sonra “Kıkırdaklı Pide”, “Tiridli Kızarmış Kaz” ve “Kedibatmaz” gibi coğrafi işaret alınabilecek diğer ürünlerin tespiti için ivedilikle kapsamlı saha çalışmaları yapılması teklif edilmiştir. Makarnalık, kızartmalık ve katık keşi olmak üzere üç adet patentli keş üretimi bulunduğu aktarılmış ve keşin kullanım alanının    arttırılabileceği    ve    pazar    ağının    genişletilebileceği,     Gerede’nin    altyapı    ve potansiyelinin buna uygun olduğu sonucuna varılmıştır. Kaz gastronomisindeki potansiyelin artırılması düşüncesinin altı çizilmiş ve bu potansiyelin açığa çıkarılması için kaz yetiştiriciliğinin teşvik edilmesi yanında özellikle gastronomi çalışmaları ile reklam ve tanıtıma ağırlık verilmesi önerilmiştir. Ayrıca yörede aşçılığın gelişip yaygınlaşması için öğrencilere dönük bir uygulama restoranı ve yine kadınlar için bir uygulama kooperatifinin hayata geçirilebileceği ifade edilmiştir. Geleneksel Gerede yemeklerinin saha çalışmaları ile ortaya konulması, gastronomi çalışmaları ile kayıt altına alınması ve turizm faaliyetleri ile yaygınlaştırılarak Gerede’nin ekonomik değerleri arasına dahil edilmesi gerektiği önerilmiştir. Gerede’nin coğrafi işaretli ürünlerin sayısının arttırılabileceği önerilmiştir.

Spor

Gerede’nin unutulmaya yüz tutmuş ve canlandırılması gereken önemli değerlerinden biri de rahvan atçılığıdır. Bu değerin yaşatılması ve geliştirilmesi için Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi bünyesinde açılan binicilik dersleriyle başlatılan çabaların daha da genişletilerek sürdürülmesi teklif edilmiştir. Gerede’nin sportif alanda unutulmaya yüz tutmuş değerlerinden birisi de yağlı güreş geleneğidir. Bu geleneği yaşatmak için şenlik ve panayırlarda yağlı güreşlere de yer verilebileceği, çocuklarımızın daha erken yaşlarda yağlı güreşle tanışması sağlanabileceği ifade edilmiş, bu maksatla Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Spor Bilimleri Fakültesi’nde güreş derslerinin yanı sıra yağlı güreş dersleri de açılması önerilmiştir. Düzenlenen Arkut Dağı Çalıştayı’nda, buranın gelişimine katkı sağlayacak konular konuşulmuş ve şu hususlar teklif edilmiştir. Arkut Dağı’na suni karlama sisteminin kurulması, Kayaklı koşu pisti ve 5 km’lik kış pistinin akşam antrenmanları ve spor faaliyetlerinin devamlılığı için aydınlatılması, Yaz-kış kayak yapılabilecek kapalı tünel yapılması, Kayaklı koşu branşına yönelik tematik spor okullarının açılması, Wax kabinlerinin yapılması, Kayak sporunun daha çok kişiye tanıtılması için halka yönelik projelerin yapılması.

Halk Kültürü

Halk Kültürü alanı ile ilgili yapılmış çalışmaları kapsayan oturumda, Gerede’nin, geleneksel adet ve inanışlar bakımından oldukça zengin bir kültüre sahip olduğu ifade edilmiş, şifalı bitkiler ve bu bitkilerin kullanımı ile ilgili alana katkıda bulunmuş tarihsel kişiliklerin de bu coğrafyada yaşadığı ve çalışmaları ile ilgili bilgi aktarımının yapıldığı araştırmalar ile tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda, Gerede’nin zirai, kültürel ve sosyal anlamda zengin inanış ve pratiklere sahip olduğu anlaşılmıştır.

El Sanatları

El sanatları alanında yapılmış çalışmaları kapsayan oturumda, Gerede bölgesine ait çorap ve patik çeşitlerinin motif ve desenlerin oldukça zengin olduğu aktarılmış, patik ve çorap üretimi ve örme teknikleri üzerinde durulmuş ve günümüzde çoraptan ziyade patik üretiminin daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Gerede bölgesinin yöresel ve kültürel zenginliğine dikkat çekmek ve koruma altına almak amacıyla farklı çalışmaların yapılması gerektiği ifade edilmiştir. Çeşitli dantel örnekleri gösterilerek, yapım teknikleri üzerinde durulmuştur. Kültürel mirasın toplum tarafından kabul edilip korunduğu sürece var olabileceği vurgusu yapılmıştır. Ayrıca, Gerede çeyiz gelenekleri bağlamında örücülük tekniği ile yapılmış çalışmalardan örnekler gösterilmiş ve teknik bilgiler verilmiştir. Gerede çeyiz gelenekleri tarihsel bağlamda ele alınmıştır. Gerede bölgesinde yapılan kanaviçe işleme ve yöresel giysi örnekleri gösterilmiş teknik bilgiler sağlanmıştır. Bunların gelecek nesillere iletilmesinin önemi vurgulanmıştır.

Sanat ve Mimari

Oturum boyunca yapılan tüm sunumların ortak noktası olarak Gerede’nin nitelikli bir mimari yapı stoğuna sahip olduğu ifade edilmiş, özellikle Osmanlı Dönemi konut-konaklama yapılarının hızlı bir strateji geliştirilerek koruma altına alınması gerektiği belirtilmiştir. Sayıları hızla azalan Gerede geleneksel konut mimarisi örneklerinden hiç değilse birkaçının tarihi belge niteliğini yitirmeden korunması ve çağdaş yaşamla bütünleştirilerek geleceğe taşınması hususu vurgulanmış, bunun Geredelilerin sadece gelecek kuşaklarına karşı değil aynı zamanda insanlığın ortak mirasına saygılarının da gereği olduğu vurgulanmıştır. Gerede köylerinin kırsal mimari mirasını anlamak için ciddi bir potansiyele sahip olduğu ve çalışılması gerektiği vurgulanarak Gerede için kırsal gelişme önerileri üretilmesi gerektiği, mimari mirasın Gerede’nin fiziksel boyutta güçlü ve gelişime açık en önemli yönlerinden biri olduğu ifade edilmiştir. Öğrencilerin stüdyo çalışmaları ile Gerede’nin köylerinin tanıması ve farklılaşan kırsal yaşam modeli üretilmesi için çeşitli öneriler sunulmuştur.

Eski Halkevi binası ile ona bitişik durumundaki 203 nolu ada üzerindeki Gerede Arastası’nın bir bölümünü oluşturan tarihi dükkân yapıları yıkılmıştır. Yıkılan Halkevi binası ve orijinal dükkanlar yerine, Bolu yöresinde örneklerine rastlamadığımız daha çok Ankara Hacı Bayram bölgesinde örneklerini görebildiğimiz betonarme karkas üzerine yapılan eklektik bir tipoloji ile iki katlı yeni dükkânlar, Kiliseli Tüccar Han’ın hemen önünde ve onunla aynı yükseklikte yapılmıştır. Kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması ile uygunluk göstermeyen bu davranış, özünde yeni bir AVM binası yapılmasından çok daha yanlıştır. Zira gerek gelecek nesillerin aidiyet ve kimlik kaygısında ve gerekse buraya gelmesi beklenen turistler için Gerede’nin gerçekte sahip olduğu orijinal dükkân tipolojisi, taban oturumu, kat yükseklikleri, konstrüksiyonu, yapı malzemesi ve detayları yerine tipleştirildiğinden benzerlerini ülkenin her yerinde görebileceğimiz geleneksel mimari adı verilen sahte imajlar var olacaktır.

Gerede Arastası, Bolu ve Mudurnu arastalarındaki zemin kattaki dükkan ve üst kattaki dükkan sahibinin evi veya deposu şeklinde bazen tek, bazen 1.5 katlı bazen de 2 katlı olarak, 10 m2 ile 20 m2 arasında değişen çok dar bir taban alanı oturumu olan iki katlı dükkan tipolojisine benzemekle birlikte benzerlerinden farklı olarak tahta ve metal kepenkleri, metal dükkân gölgelikleri ve demir bağlantı elemanları, taş kapı-pencere söveleri ve tuğladan kirpi veya profilli taş saçak bitişleri gibi özgün detayları koruyan dükkânlara sahiptir. Gerede’nin somut kültürel mirasının gelecek nesillere aktarılmasında çok önemli bir yere sahip olan tarihi hanlar ve dükkanların oluşturduğu bütünsel dokuyu başarmak için tescil edilmiş veya edilmemiş tüm Arasta dükkânlarının uzman kişilerce yapılacak röleveler, farklı dönemlerde çekilmiş fotoğraflar, çizimler ve gravürler gibi görsel ve yazılı belgelere dayanarak mutlaka aslına uygun şekilde, yine bu konuda yetkin kişilerin denetiminde restorasyonunun yapılması, Gerede’nin sahip olduğu deri işletmeciliği, el sanatları ve mutfak kültürü gibi alanlarındaki turizm potansiyeli dikkate alınarak kafe, geleneksel el sanatları imalat ve satış mağazaları vb. ile işlevlendirilmesi tavsiye edilmiştir.

Editör: Servet GÖKÇEK