Sayın Okurlar;

Beşer, yanılabilir. Bu nedenle, hatalar olur ama hatanın özü ve kaç defa yapıldığı çok önemlidir. Hatalar, saman çöpleri gibi adeta suyun yüzünde giderler. Böyle olduğu içindir ki insanlar da bunu çabuk görürler. Hatalar, aslında eğitmesini ve öğretmesini bilen öğretmen gibidirler. BURADA DİKKAT EDİLECEK EN ÖNEMLİ NOKTA, HATA DİYE BİR ŞEY TANIMAMAKTIR. Bilinmelidir ki ilk hata saflığın, sonrakiler suçun mahsulü olur. Ufak bir hatanın cezası, bazen kıyamete kadar çekilebilir. Dünyada hiç kimse, bir başkasının hatasına göz yummaz. Yine bilinmelidir ki yüce Allah, insanları mutlu ve mesut olmaları için yaratmıştır. Bedbaht oluyorlarsa, bu vaziyet kendi hataları yüzündendir. Nitekim bir gencin, hata yapmasını önlersen, onun kararlarını da kendi kendine vermesini önlemiş olursun.

Sayın Okurlar;

Bazen, kendini bilmezler, büyük küçük, yaşlı hasta demeden saldırıyorlar. Karşı taraf, beyefendiliğinin veya hanımefendiliğinden dolayı cevap vermiyorsa, bunu ya zavallı ya da korkak zannediyorlar. Hiç demiyoruz ki “Serseriye cevap vermemek, cevaptır.” Seviyesiz cahilde kalem, delide silah ne kadar tehlikeliyse bu türden adilerde DİL bir o kadar tehlikeli oluyor. Hata, öyle bir şahbazdır ki yönelip kapılarak tutulmaz. Aslında, insanlara güzel düşünmek öğretilseydi ve bu alışkanlık haline getirilseydi, böyle nahoş olaylara kolay kolay rastlanmazdı. Bilerek veya bilmeyerek devamlı hata yapan insanın, zaten aklı da kendisi de lekelidir. Hatayı meziyet kabul eden düşüncenin sahibinde, bunun için devamlı kötü ruh vardır. Konuşmak, bir insanın örtü kaldırması gibi kendisini açığa çıkarma olayını daha evvel de yazılarımda dile getirmiştim. Elinde şemsiyen yoksa, yağmur başından aşağı geçecektir. En önemlisi, zaman zaman ifade ettiğimiz gibi girmeden evvel çıkmayı düşünmek olmalıdır. Ben, sadece okurlarımla bir sohbette bulunmak istiyorum. Dolayısıyla, bu akıl, bu güzel düşünce, bu kafa bostanda bitmiyor. Cenab-ı Hakk “Aklını kullanmayan, çalıştırmayan insanların üstüne pislik yağdırırmış.” Buradan hareketle diyoruz ki bu akıl, bu göz, bu kulak durup dururken insanlara süs olsun diye verilmedi.

Editör: TE Bilisim