Bolu Düzce Tabip Odası Başkanı Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Yıldız, hekimler olarak isteklerini paylaşarak, “15 Aralık günü yaptığımız bir günlük G(ö)REV, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir” dedi.

Haber: Oğuzhan Eke

Bolu Düzce Tabip Odası Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamada hekimlerin istekleri ve yaşadıkları ekonomik sıkıntılara yer verildi. Yönetim Kurulu adına açıklamayı Bolu Düzce Tabip Odası Başkanı Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Yıldız yaptı.

“BİR GÜNLÜK G(Ö)REV, BİR UYARIYDI!”

Hekimler olarak geçinemediklerini ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını ifade eden Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serpil Yıldız, “Hekimlerin ve diş hekimlerinin ekonomik haklarında kısmi düzeltme getiren yasa tasarısı tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmesine rağmen, iktidar tarafından geri çekilmiştir. Cumhurbaşkanı ve Sağlık Bakanı tarafından ekranlarda hekimlere zam müjdesi verilmiş ancak hemen ardından tasarının geri çekilmesine dair iki çift söz dahi kurulmamıştır. Enflasyonun gerçek anlamda yüzde 50’nin üzerine çıktığı, açlık sınırının 4 bin 13 yoksulluk sınırının 13 bin 073 TL olduğu şartlarda hekimler olarak geçinemiyoruz, emeğimizin karşılığını alamıyoruz. Bu zorlu çalışma koşullarında adeta emeğimiz yok sayılıyor. 15 Aralık günü yaptığımız bir günlük G(ö)REV, bir uyarıydı! Almakta olduğumuz maaşlarımız emeğimizin karşılığı değildir, iktidarın keyfine göre belirlenemez. Bu denli yoğun emek çalıştığımız koşullarda emeğimizin değersizleştirilmesini kabul etmiyoruz” dedi.

“KONU SALT BİR ZAM MESELESİ DEĞİLDİR”

Sorunun maaşlara yapılan zamdan öte, sistemdeki hatalar olduğuna da dikkat çeken Yıldız, “Bugün geldiğimiz nokta, uzun yıllardır sağlıkta adım adım yaratılan çöküşün bir sonucudur. Konu salt bir zam meselesi değildir. Mesele sağlığa 5 dakikada üretilebilecek bir meta olarak bakılan sistemdedir. Mesele, hekimlik değerlerinin yok sayılması, bilimin değil ekonomik çıkarların ön plana koyulması, mesleğimizi önemini görmezden gelen anlayıştır. Ekonomik krizin ve bu değersizleştirmenin sonucu olarak yoksullaşma, sağlık emekçilerini artık çalışamaz hale getirmiştir. Konu, çalışma koşullarımızın her geçen gün kötüleşmesi, şiddetin her geçen gün artmasıdır. En fazla hastalanan ve ölen meslek grubu olmamıza rağmen COVID-19’un meslek hastalığı sayılmamasıdır. Sorun koruyucu değil tedavi edici, kamucu değil özelleştirmeci sağlık anlayışını dayatan kapitalizme teslim olmuş sağlık sistemindedir. Sorun bizlerin hak arama eylemlerinde değil, sorun bizlerin emeğini çalan, emeğimizin karşılığını vermemekte direnen bu sistemdedir. Toplumun her kesiminden yükselen ‘Geçinemiyoruz’ seslerini artık iktidar duymak zorundadır” ifadelerini kullandı.

TALEPLER SIRALANDI

Hekimler olarak taleplerini sıralayan Yıldız, açıklamasını şu ifadelerle bitirdi:

“Emek Bizim Söz Bizim’ diyerek başlattığımız mücadele programında hiçbir talebimizden vazgeçmiyoruz. Toplumun sağlığı sağlık çalışanlarının sağlığından geçer. Meclisin açılması ile özlük haklarımıza yönelik düzenlemelerin acilen gündeme alınmasını talep ediyoruz. Sunulan tasarıdan daha geri bir düzenlemeyi asla kabul etmeyeceğimizi, üretimden gelen ve emeğimizden aldığımız gücümüzü kullanmaktan kaçınmayacağımızı bir kez daha hatırlatıyoruz. Taleplerimiz:

  • Ekonomik ve özlük haklarımızla ilgili yeni yasa tasarısının en kısa zamanda meclise sunulmasını istiyoruz.
  • Ücretlerimize gerçek enflasyon ve yapılan zamların üzerinde zam istiyoruz.
  • Döner sermaye veya performans değil; emekliliğimize yansıyan, insanca yaşayacağımız tek ücret istiyoruz.
  • 7200 ek gösterge ve yılda 120 gün yıpranma payı istiyoruz.
  • COVID-19’un meslek hastalığı sayılmasını istiyoruz.
  • Sağlıkta yeni bir şiddet yasası istiyoruz.”
Editör: TE Bilisim