(Haber: Servet Gökçek) - Kesk Bolu Şubeler Platformu adına Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman, yerel seçimlerle ilgili açıklamada bulundu. Çakman, “Emekçilerin demokratik, ekonomik, sosyal ve özlük haklarına öncelik vererek çalışanları gözetmeleri gerekiyor” dedi.

Emek düşmanı, gerici, erkek egemen, rantçı ve beton merkezli, otoriter iktidar anlayışından kurtulmak istediklerini aktaran Dilek Çakman, halkın kamu hizmetlerine katılma hakkının en üst seviyede gerçekleştirildiği demokratik yönetim anlayışının tabana yayıldığı yeni bir yerel yönetim sistemi inşa etmek üzere, yerel yönetimlere ve seçim sürecine sahip çıkması gerektiğini belirtti.

“Yaşamı savunma adına bir mücadele alanı olarak görmektedir”

Kesk Bolu Şubeler Platformu adına açıklamada bulunan Dilek Çakman, yaşam alanlarının hukuki güvenceden yoksun bırakıldığı bir dönemden geçtiklerini vurgulayarak, “Ülkemizin ekonomik, siyasal ve toplumsal olarak adeta bir çöküşe doğru sürüklendiği; yoksulluk, güvencesizlik ve şiddetin her geçen gün daha da yaygınlaştığı; kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığın sıradanlaştırıldığı; yaşam alanlarımızın hukuki güvenceden yoksun bırakıldığı bir dönemden geçiyoruz. Yargının iktidarın sopası haline geldiği, bütün demokratik hak ve özgürlüklerin gasp edildiği, Cumhuriyetin laiklik, halkçılık ve kamusallık gibi temel değerlerinin aşındırıldığı, sermayenin ise kar hırsı için genel ve yerel yönetim süreçlerinde birebir etkili olarak ülkeyi ekonomik yıkıma sürüklediği bir ortamda önümüzdeki günlerde bir yerel yönetim seçimi gerçekleşecektir. Emekçilerin hak ve özgürlüklerini ülkemizin demokrasi, barış, özgürlük mücadelesinin ayrılmaz bir parçası olarak gören konfederasyonumuz KESK, yaşanacak yerel yönetim seçimlerini, bir seçim olmanın ötesinde asıl olarak bütün toplumun geleceğini ilgilendiren, doğayı, kentleri, kamu hizmetlerini, eşitliği, özgürlüğü ve insanca bir yaşamı savunma adına bir mücadele alanı olarak görmektedir.” dedi.

“Yeni bir yaşamı inşa eden bir anlayışı savunmaktadır”

Çakman, yerel seçimlerde sermayenin değil, çoğulcu bir demokrasi anlayışından yana politikalara taraf olunması gerektiğini söyleyerek, “Emek düşmanı, gerici, erkek egemen, rantçı ve beton merkezli, otoriter iktidar anlayışından kurtulmak ve tüm çeşitliliğiyle halkın kamu hizmetlerine katılma hakkının en üst seviyede gerçekleştirildiği demokratik yönetim anlayışının tabana yayıldığı yeni bir yerel yönetim sistemi inşa etmek üzere; yerel yönetimlere ve seçim sürecine sahip çıkılmalıdır. Bunun için yerel seçimlerde sermayenin değil halkın ihtiyaçlarını merkezine alan, toplumun çeşitliliğini kültürünü, geleneklerini ve tarihi mirasını koruyan ve yarınlara taşıyan, kadın özgürlükçü, ekolojik, katılımcı ve çoğulcu bir demokrasi anlayışından yana politikalara taraf olunmalıdır. Konfederasyonumuz KESK, devletin ve sermayenin mutlak iktidarına, toplumun ve doğanın talan edilerek nesneleştirilmesine, insanın ve toplumun güvencesiz kılınmasına, piyasanın dokunulmazlık zırhına büründürülmesine, yaşam alanlarımız üzerinde denetim kurulmasına karşı emek ve demokrasi mücadelesini bir arada yürütmeyi esas almaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitliğini ve özgürlüğü, sermayeden ve devletten bağımsız sendikacılığı savunmakta, söz-yetki-kararı gerçek sahipleri olan emekçilere verilmesi mücadelesini yürütmektedir. Eşit ve özgür yurttaşlığı, düşünce ve ifade özgürlüğünü, bilimselliği, laikliği vazgeçilmez ilke olarak kabul eden, farklılıklarımızla birlikte yeni bir yaşamı inşa eden bir anlayışı savunmaktadır.” şeklinde konuştu.

“Depreme ve afetlere dirençli konut inşa eden”

Çakman, mücadele eden, anlayış ve programların taşıyıcısı adaylara oy verilmesini savunduklarını belirterek, “Bu bakış açısıyla Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu olarak yerel seçimlerde; Emekçilerin demokratik, ekonomik, sosyal ve özlük haklarına öncelik vererek çalışanları gözeten, Başta toplu sözleşme ve grev hakkı olmak üzere emekçilerin sendikal hak ve özgürlüklerini tanıyan, Tüm yönetim düzeylerinde kadınların eşit temsiliyetini esas alan, Kamusal alanları sermayenin değil, toplum ve halk yararına kullanan, Barınma ihtiyacını karşılamak üzere başta öğrenciler olmak üzere engelliler, yaşlılar, kadınlar, işsizler vb. toplumun dezavantajlı kesimlerine yönelik konut ve sosyal alanların inşasına gerekli bütçeyi ayıran, Depreme ve afetlere dirençli konut inşa eden, Karar alma ve denetleme mekanizmalarında gerçek katılımcılığı ve şeffaflığı gözeterek, yönetimleri halkın katılımına açan ve “geri çağırma” ilkesini kabul eden, Yurttaşlar arasında kan bağı, cinsiyet, cinsel yönelim, yaş, din veya inanca dayalı hiçbir ayrımcılığa izin vermeyerek; yerelleri eşitlik idealinin yaygınlaşma alanları olarak gören, Yaşlılar, engelliler, kadınlar, gençler ve çocukların toplumsal yaşama katılımını artırmaya yönelik ücretsiz sosyal ve kültürel tesisler ile kreşler, bakımevleri ve eğitim merkezleri oluşturmayı hedefleyen, Ulaşım, temiz su, altyapı, ısınma, çöp vb. hizmetlerin halka doğrudan, sürekli, nitelikli ve ücretsiz ulaştırılmasını birincil görevi olarak gören, Ormanları, mera ve yaylaları betonlaşmaya, talan ve ranta karşı imara kapatan, Hayvanları ölüme terk eden her türlü barınağı, parkı vb. kapatan, hayvan haklarını savunup gereğini yapan, Yerel hizmetlerin sunumunda özelleştirme ve taşeronlaştırmaya karşı çıkan, Tarikat ve cemaat yapılarına karşı mücadelede yerel yönetimlerin önemini kavrayan ve bu ve benzeri yapılara karşı geleceğimiz olan çocuklarımızın hayatına sahip çıkmayı ve mücadele etmeyi önüne hedef olarak koyan, Yerel yönetimlerin bütün plan ve uygulamalarını toplum merkezli, eşitlikçi ve demokratik bir biçimde hazırlamayı ve uygulamanın her aşamasında, sokak, mahalle ve kent meclislerine şeffaf bir şekilde hesap vermeyi taahhüt eden, Bütçe hakkı kapsamında katılımcı, şeffaf, hesap verilebilir, toplumsal cinsiyete duyarlı ve ekolojik bütçe oluşturma süreçlerini işleten, Üretimden tüketime kadar bütün toplumsal süreçlerin adil, eşit ve demokratik işleyişini savunan, Mülteci, sığınmacı ve göçmenlere yönelik ayrımcılığın son bulması ve haklarını kullanmaları önündeki engellerin kaldırılması için mücadele eden,  anlayış ve programların taşıyıcısı adaylara oy verilmesini savunmaktadır!” ifadelerini kullandı.

Editör: Servet GÖKÇEK