(Haber: Oğuzhan EKE) -  Bolu’da 148 kişinin zehirlendiği ve 1 kişinin hayatını kaybettiği olaya ilişkin ilk duruşma Bolu 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Duruşmada sanıkların ifadeleri alındı. İfadesi alınan Bolu İl Özel İdaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A., “E - Coli bakterisini enfekte etmeden VTEC’e dönüşme ihtimali yok. Diğer mahallerde olay yaşanmaması içme suyu tesisine müdahale yapıldığının teknik olarak göstergesidir” dedi.

Yuva Köyü’nde Temmuz 2022 tarihinde meydana gelen olayda, 148 kişi içme suyundan zehirlendiği ve Eyüp Ertem’in hayatını kaybettiği olaya ilişkin dava, Bolu 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülmeye başlandı. Duruşmaya Sanıklar Yuva Köyü Muhtarı M.E., Bolu İl Özel İdaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A., Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Müdürü Ü.B. ve İl Sağlık Müdürlüğünde görevli hemşire B.K. ile hayatını kaybeden Eyüp Ertem’in ailesi ve 7 aylık hamiyleyken zehirlenen ve erken doğum yapmak zorunda kalan Tuğba Karadağ ve müştekiler hazır bulundu. Sanık Hemşire F.İ., duruşmada yer almadı.

“KLOR CİHAZININ KULLANIMIYLA İLGİLİ TEKNİK BİR EĞİTİMİMİ YOK”

Kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından duruşmaya geçildi. Köy Muhtarı M.E.’nin ifadesi alındı. İfadesinde köyün su sıkıntısı yaşadığı için sondaj kuyusu açtıklarını belirtti. “Benim kesinlikle klor cihazını devre dışı bırakmam klorlama yapmamam ve temizliği yapmamak gibi bir eksikliğim yok. Önceki aylardaki analizlerin sonuçlarına bakıldığında suyun temizliği görülüyor. Ben olayın yağmur yağışları nedeniyle olduğu nu düşünüyorum. Depoların eski olması nedeniyle derinlemesine temizlik yapılması mümkün değil. Hem de bu temizlik bizi aşmakta. Depo temizliğini de yüzeysel olarak belirli dönemlerde yapardık. Benim klor cihazının takibini yapmamak, dışarıdan şebeke suyuna su karıştırmakla ilgili idari mercileri durumdan haberdar etmemek gibi durum söz konusu değil. Klor cihazının kullanımıyla ilgili teknik bir eğitimimi yok” dedi.

Sanık Muhtar M.E., 2019 yılında tahsisiz suların İl Özel İdaresinin iş makineleri ile ishale hattına bağlandığını da açıkladı. Ayrıca su deposunun temizliği konusunda eğitim ya da seminer almadığını belirtti.

“HİÇ BİRİNİN UYGULANMADIĞI AŞİKÂR”

Duruşmada Bolu İl Özel İdaresi Su ve Kanal Hizmetleri Müdürü M.A.A.’nın ifadesi alındı. Su deposuna dışarıdan müdahale edildiğinin ifade eden M.A.A., köydeki kaçak yıkama tesisi altından, köyün su borularını geçtiğini belirtti. Çaydurt Mahallesi su deposuna dışarıdan müdahale edildiğini söyledi.  İfadesi şu şekilde:

“Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum, bizim görevimiz yönergeyle belirlenmektedir. Benim belirlenen su depolarının temizliğini takip etme sorumluluğum bulunmuyor. 12 Aralık 2021 tarihinden beri İl Özel İdaresi Su ve Kanal İdaresi Müdürü olarak görev yürütmekteyim. Benim görevim proje, etüt ve inşaat işlerini denetlemek.  Zehirlenme vakalarından 10 gün sonra valinin teklifi ile depoların temizliği ve takibi konusunda ayı bir birim kurulması ve 9 personelin görevlendirilmesine ilişkin idari tasarrufta bulunuldu. Bu idari karar, olay öncesi itibariyle benim bir sorumluluğumun bulunmadığının göstergesi”

“Su depolarının temizliği ve takibiyle ilgili 2015 yılından bu yana 4 toplantı yapıldı. Son 2019’da yapıldı. Depoların yılda 2 kez temizlenmesi ve buna ilişkin tutanakların ilgili mercie gönderilmesine oy birliğiyle karar alındı. Ancak kararların hiç birinin uygulanmadığı aşikâr…”

“Afacanlar yıkama tesisi, kaçak tesistir. Bu hususta şikâyetler Cimer vasıtasıyla ilgili birimlere yapılmış. Burada çimento kamyonlarının atık temizlemek suretiyle, kamyonların yıkandığı ve bu tesisinin altından köyün su hattının geçtiğini tespit ettik. Kazı yaptık. Kazıda, şadırvan suyunun ve sondajdan depoya giden su hatlarının buradan geçtiğini tespit ettik. Biz tutanakları tuttuk, fotoğrafları gönderdik. Muhtarın, tesisten haberi varsa, ihbarla görevlidir.”

“İÇME SUYU TESİSİNE MÜDAHALE YAPILDIĞININ GÖSTERGESİ”

“E - Coli bakterisini enfekte etmeden VTEC’e dönüşme ihtimali yok. Diğer mahallerde olay yaşanmaması içme suyu tesisine müdahale yapıldığının teknik olarak göstergesidir. 21 Haziran tarihli analiz sonucu bize iletilmedi. Biz sonuçlardan, olaydan sonra, 20 Temmuz itibariyle haber aldık. Numune analiz sonuçları deponun yaz ayında kirlendiğini gösterir.”

“BENİM TEKRAR BİLDİRMEK GİBİ YÜKÜMLÜLÜĞÜM YOK”

Bolu İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Müdürü Ü.B., ifadesinde  İçme, Kullanma ve Yüzme Suyu Kalite Kontrol Sistemine dair konuştu. Sitemdeki verilen İl Özel İdaresi tarafından takip edilmediğini aktararak, “Antalya, Su Kalitesinin Korunması ve Yerel Yönetimlerin Rolü toplantısı, Kasım 2016 tarihinde yapıldı. Bu toplantıda İçme, Kullanma ve Yüzme Suyu Kalite Kontrol Sistemi tanıtıldı. Kurumlarda görevlendirilecek yetkililerin belirlenmesi istendi. Bildirilen kişiler İl Sağlık Müdürlüğünde sisteme kaydedildi. Sitem, laboratuvar çalışması onaylandıktan sonra ben ve kurumlardaki yetkili kişi aynı anda görebilecek şekilde sunuyor. Benim tekrar bildirmek gibi yükümlülüğüm yok. Burada en önemli husus analiz sonuçlarının benim ekranıma düştüğü anda sistem çerçevesinde, İl Özel İdaresi bünyesinde görevlendirilen kişilerin ekranına da düştüğüdür. Görevli kişiler sistemden sonuçlar için girseler sonuçları görecekler.  Benim sonuçları doğrudan gönderme yükümlülüğüm bulunmuyor” diye konuştu.

23 Haziran tarihli sonuçlara karşı önlem alıp alınmadığı sorulan Sanık Halk Sağlığı Müdürü, “Herhangi bir önlem aldığımızı hatırlamıyorum” cevabını verdi.

“BİLDİRİM GELMEDİĞİ İÇİN SİSTEME GİRİŞ YAPMADIM”

Duruşmada İl Sağlık Müdürlüğünde görevli Hemşire B.K., İZCİ (Bulaşıcı Hastalık Surveyans ve Erken Uyarı Sistemi) sistemin nöbetçisi olarak çalıştığı döneme dair ifadesini verdi. Sisteme, sadece sahadan uyarı geldiğinde girdiklerini aktaran B.K., “Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. 13 - 14 Temmuz’da icapçı olduğum doğrudur. İzci sisteminin kullanılması ve takibiyle ilgili teknik eğitim almadım. Bize söylenen sahadan bildirim geldiği zaman sisteme giriş yapmamız yönündeydi. Sisteme nöbetçi olduğum süre zarfınsa girip takip söz konusu değildir. Sahadan bildirim gelmeden sisteme giriş yapılmazdı. 1 Ağustos tarihli yazıda, sabah 9 ve öğleden sonra 16:00’da sisteme giriş yapıp, sonuçların çıktısını alıp, ilgili birim amirine imzalatıp, arşivlenmesinden bahsedildi. Sahadan bildirim gelmediği için sisteme giriş yapmadım” ifadelerini kullandı.

MÜŞTEKİLERE SÖZ VERİLDİ

Olayda zehirlenen müştekiler, duruşma salonunda hazır bulundu. Ölen Eyüp Ertem’in 3 çocuğu ve eşi, davaya katılma talebiyle şikâyetçi oldu. Zehirlenme durumu gerçekleştiğinde 7 aylık hamile olan Tuğba Karadağ da duruşmaya katıldı. Zehirlenme nedeniyle kızının erken doğduğunu ve 2 ay yoğun bakımda kaldığını belirtti. Kızın epilesi tanısı konulan Karadağ, şikâyetçi olarak davaya katılmak istediğini aktardı. Duruşmada müştekilerden 4 kişi şikâyetini geri çekti. Duruşmaya öğle arası verildi.

İDDİANAME

İddianamede, sanıklar M.A.A, Ü.B. ve M.E. hakkında "taksirle bir kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2'şer yıldan 15'er yıla kadar, B.K. ve F.İ. hakkında ise "görevi kötüye kullanma" suçundan 3'er aydan 1'er yıla kadar hapis cezası isteniyor. 

Editör: Oğuzhan EKE