Yaklaşan ramazan bayramı öncesinde Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'taki deprem bölgesinin farklı illerinden gelen kadınlar hünerli elleriyle kendi yöresel tatlılarını hazırladı.

Haber: Aslı Akış

Türk Kızılay Bolu Şubesi Kadın Kolları  “Acımız Bir Aşımız Bir” sloganı ve “Kültürlerin Kaynaşması” projesi kapsamında Hattat Emin Barın Yurdu'nda kalan depremzede kadınları bir araya getirdi.

Kahramanmaraş, Hatay, Antakya, Malatya ve Adıyaman’dan gelen depremzede kadınlar ile Bolu’nun maharetli kadınları Otelcilik Turizm Meslek Lisesi Uygulama Oteli Mutfağında yörelerine ait bayram tatlılarını yaptı.

Un, su, yağ ve yumurta birleştirildi, hamurlar yoğuruldu. Ellerine oklavayı alan kadınlar birbirinden lezzetli tatlılar için hamur açtı. Bir yandan Hatay’dan getirilen taş kadayıfların içi ceviz ve şekerle buluşturuldu, öte yandan Adıyaman’a ait irmik helvası kavruldu, Malatya’nın basma tel kadayıfı şerbetle buluşturuldu.

Kızılay ekipleriyle mutfağa girerek kendi yöresel ürünleri olan Hatay’ın taş kadayıfı, Kahramanmaraş’ın oklava tatlısı, Adıyaman’ın peynirli irmik tatlısı ve Malatya’nın kadayıf tatlısını yapan depremzede kadınlar yöresel tatlılarını yaparken buruk bir mutluluk yaşadı.

“MİSAFİRLERİMİZE, GEZMEYE GİTTİĞİMİZ YERLERE YAPAR GÖTÜRÜRÜZ”

Kahramanmaraş’tan gelen ve o yörenin baklavasını yapan Servet Yörük, “Ben deprem yaşamadım. Çocuklarım yaşadı. 2 haftalarına başka bir yere ziyarete gelmiştim. 8 Şubat’tan bugüne kadar da hep buradayım. Maraş, genellikle baklava yapar. Biz Afşin yöremizde her zaman yaptığımız, çocuklarımız okuldan geldiğinde, misafirlerimize, gezmeye gittiğimiz yerlere yapar götürürüz” ifadelerini kullandı.

“RAMAZAN BAYRAMI’NDA DA MUTLAKA BASMA TEL KADAYIFI YAPILIR”

Malatya'dan gelen Hatice Öztürk de Malatya'ya özgü kadayıf tatlısı yaptıklarını belirterek, kendilerine bu imkanı sağlayanlara teşekkür etti. Öztürk, “Malatya’dan geldim Hattat Emin Barın Öğrenci Yurdu’nda kalıyoruz. Yöremize ait, basma tel kadayıf tatlısını yapıyoruz. Vazgeçilmezimiz, olmazsa olamazımız.  Ramazan orucunda neredeyse 30 gün boyunca her 2 günde bir alırız. Ramazan Bayramı’nda da mutlaka basma tel kadayıfı yapılır” diye konuştu.

“SAĞ OLSUNLAR İNCE DÜŞÜNCELİLER”

Adıyaman’dan gelen ve o yöreye ait olan peynirli irmik helvası tatlısını yapan Aynur Arık, “16 Mart’tan bu yana Bolu’dayım. Bugün burada bizim çok sevdiğimiz meşhur olan, her zaman vazgeçilmezimiz peynirli irmik tatlısı yapıyoruz. Bayramlarda, özel günlerde misafirlerimize hemen yapabileceğimiz bir tatlı. Çok seviliyor. Bayram’da herkes sevdiklerinden ayrı ama ne yapalım kader. Çok şükür burada da iyiyiz. Bolulular, bizi çok güzel ağırlıyorlar sağ olsunlar. İnsanları güzel, sıcakkanlı. Böyle bir organizasyon yapmış, Kızılay’ımız. Teşekkür ediyoruz, sağ olsunlar ince düşünceliler. Gerçekten güzel bir şey” şeklinde konuştu.  

“KIZILAY’IMIZDAN DA ALLAH RAZI OLSUN”

Hatay’dan gelen ve Çıtır çıtır şerbetli tatlılardan biri olan taş kadayıfı lezzetini hazırlayan Özlem Şabanoğlu;  “Hatay’dan geliyorum. Depremzedeyim. Hatay yöremize ait, taş kadayıfı yapıyoruz. Kızılay’ımızdan da Allah razı olsun. Bize bir fırsat verdi, bayram öncesinde biraz da olsa destek oldular” dedi.

“ACIMIZ BİR AŞIMIZ BİR”

Türk Kızılay Bolu Şubesi Kadın Kolları Başkanı Ünsal Toyran, “Biz Bolu’muza gelen depremzedelere, ‘Acımız bir aşımız bir’ diyerek gönüllerimizle gönüllere konmaya geldik. Onlar kendilerini yalnız hissetmesinler diye biz her daim onların yanında olduğumuzu göstermek için bu etkinliğimizi düzenledik. Rabbim bir daha böyle bir şey yaşatmasın. Bu da vesile oldu, onları tanımış olduk. Çok güzel diyaloğumuz oldu. Acımız bir aşımız bir” şeklinde konuştu.

“BİR NEBZEDE OLSA YÜREKLERİNE DOKUNABİLDİYSEK…”

Kızılay yetkilisi Tuğba Ulusoy, Türk milletinin geçmişten bu güne tüm acıları ortaklaşa sarmış bir millet olduğunu vurgulayarak, Yurtlarda kalan depremzedeler için Ramazan Bayramı öncesinde bir mutfak ortamı oluşturmak istediklerini dile getirdi.

Ulusoy, "Çünkü hepsi evlerinden uzakta. Onları özledikleri tatlılarıyla buluşturmak istedik. Kendi yörelerine has bayram tatlılarını onlarla buluşturduk. Bir nebze yüreklerine dokunduysak yüklerini alabildiysek yüzlerinde tebessüm olabildiysek ne mutlu bize. Aslında burada bir de kültür etkileşimi var. Biz onların tatlılarını, onlar da bizim tatlımızı öğreniyor." İfadelerine yer verdi.

Editör: Burhan YEŞİLTAŞ