Daha önceden da yazdım. Boluspor’u bu sezon anlamak oldukça zor. Bu takımı anlaya bilmen için ya kehanet sahibi olup, ligin onuncu haftasından sonrasını görüp sıkıntı yaratmayacaksın, ya da ligde korku ile yaşamayı öğrenip akışına bırakacaksın. Ama nereye kadar…

Yeni sezona ilk iki parolasıyla Fuat hocayla giren ve ilk dokuz hafta içersinde sadece sekiz puan toplayabilen Boluspor’da ligin seyri ve beklentiler açısından yapılan kan değişikliği işe yaramış gözüküyor. Nasıl gözükmesin ki ligin on birinci haftasında Sait hocanın talebeleri kendi sahamızda oynadığımız Samsunspor karşılaşmasıyla bir çıkış yakalayıp daha sonra iki zorlu deplasmandan da galip gelerek üç maçta dokuz puan alma başarısı göstermiştir.

Alınan seri galibiyetlerle yüzlerimiz gülmeye, kaybolan neşemiz ise yerine gelmeye başladı. Yakalanan takım ruhu, arkadaşlık kişisel beceriyle birleşince takımımıza bir hava, bize de heyecan gelmiş oldu. Kaybolan umutlarımız filizlenmiş, rakip karşısında sergilenen oyun tatmin edici, taraftarları mutlu bu doğrultuda belirlenen hedefimize şimdi emin adımlarla geliyoruz.

Ligin on birinci haftasına kadar futbolcularımızın rakipleri karşısında zevksiz, temposuz ve ezilerek oynadıkları futbol bir noktada Sait hocayla gitmiş yerini çok koşan, ileride çoğalan, yardımlaşan ve en önemlisi de beyinlerine galibiyetten başka bir şey düşünmediklerini hissederek oynamaları Boluspor’a da bir çıkış kazandırmıştır. Bu değişimi görünce insanın hemen aklına merhum Selahattin Pınar’ın ‘ Bir bahar akşamı rastladım size’ adlı şarkısının bir mısrasında sorduğu gibi ‘Daha önceleri neredeydiniz?’ diye sorası geliyor.