Söz ve müziğini Cengiz İmren’in yaptığı popüler şarkısında da dediği gibi ‘Gönlüme bahar gelmiş, yaz gelmiş’ Aynen de öyle olmadı mı? Özellikle ligin ikinci yarısında on dört puan toplayarak adından söz ettiren ve play-off potasına girmeyi başaran, geriden fakat emin adımlarla gelen takımımızda artık çıta bir tık daha yükselerek ilk üçe odaklanmış oldu.

Sevdamız peşinden arkadaşlarımızla bu sefer İstanbul yollarındayız. Her zaman takımımızın deplasman maçlarında bizlerin yanında olan Bolu Belediyesi başta olmak üzere Arkadaşımız Erhan Beykoz’a, Bahadır Tandoğan’a teşekkürlerimizi ileterek tarihe not düşelim. Rakibimiz Tuzla’nın sahasının pek elverişli olmadığından dolayı karşılaşma Esenler Necmi Kadıoğlu stadyumuna alınması bizim yolumuzu biraz uzatmış olsa bile heyecanımızdan bir şey kaybettirmedi.

Zaten mevzu Boluspor olunca gerisi teferruat oldu. Vakit nasıl geçti ne zaman geldik anlayamadık. Tabii ki bunda hızlı kaptanımız Turgay Mutlu kardeşimizin de payı tecrübesiyle büyük olmuş oldu. Karşılaşmaya yarım saat kala stadyumun önündeydik. Başkan Savaş Abak ve yöneticilerimizin yanına giderek kısa bir hasret gidererek birbirilerimize başarılar dileyip belirlenen yerlerimize yöneldik.

Misafir takım tribünü tam karşımızda. Bakıyoruz bir elin parmakları kadar. Marmaralı Yarenler ve bizim kız Beradiye Şimşek. Koca bir alanda atkıları boynunda, bereleri başında ve kırmızı beyaz bayraklarıyla on ikinci adam olarak takımlarını destek verip futbolcularına yalnız olmadıklarını adeta haykırıyorlar. Bilet fiyatının bir milyon üç yüz lira olması bile onların sevdalarından bir şey kaybettirmemiş. Bizlerde onları görünce duygulanıyor ve her biriyle gurur duyuyoruz.

Zor ve çetin geçen karşılaşmadan üç puan alarak dönmenin sevinciyle arabamıza binip stadyumdan çıkış yaparken, gözümüz bir anda elinde Boluspor bayrağıyla bizim kız Beradiye’yi görüyoruz. Onu da yanımıza alarak Bolu’ya dönüş için yola koyuluyoruz. Bizlere kendisinin tek başına bu maç için saat altıda Bolu’dan binip İstanbul’a geldiğini oldukça yüklü maç biletini ödeyerek saatlerce kırmızı beyaz kıyafetleriyle Esenyurt’ta vakit geçirdiğini anlatıyor.

Empati kurmaya çalışıyorum bir kızın kendi başına bir sevda peşinden bunca risk göz önüne alınabilinirmiydi.? Kafam meşgul onu düşünüyorum. Hele Esenyurt gibi olaylarıyla gündem olan bir yerde tek başıma ve kız başıma her halde biraz zor gezinirdim ve cesaret edemezdim sanırım. Beradiye kardeşimizin bu yüksek öz güveninden dolayı yürekten kutladık. Siz taraftarlarımız onu tribünlerden bizler ise Boluspor’a olan duygularını ve sevdasını biliyorduk ama yolculuğumuz esnasında bunu kendisinden dinleyerek cesaretinin aşkla bütünleşmesini bir kez daha anlamış olduk.

Kısacası karşılaşmaya gelirsek rakibimiz alt sıralardan kurtulma mücadelesi veren bir takımdı. İyi mücadele ettiler beraberliği de yakaladılar ama pozisyonlarına sadık savunma güvenliğinden ödün vermeyen disiplinli ve ikili mücadelelerde diri bir Boluspor vardı. Tuzlaspor ise her ne kadar orta alan kontrolünü yer yer ele geçirmiş gibi gözükse de üçüncü bölgeye topu fazla taşıyamadılar. Bunda da savunma anlayışımız ön planda tutuldu. Son dakikalarda rakip kalede bulduğumuz gol bizleri sevindirmiş oldu. Kazanılan bu maçla birlikte ilk yediye merhaba diyen takımıza ‘hoş gelmiş’ diyor, Erzurumspr karşılaşmasında her zaman verdiğimiz desteğin daha fazlasını taraftarlarımızdan bekliyoruz.