(HABER: ASLI AKIŞ)- Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman ve sendika üyeleri, Öğrencisi tarafından silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden okul müdürü İbrahim Oktugan’ın ölümüne ilişkin tepki gösterdi. Okullardaki artan şiddeti kınayan eğitim emekçileri, yetkilileri önlem almaya çağırdı.

 İstanbul Alibeyköy'de Özel Eyüpsultan Final Akademi Anadolu Lisesi Müdürü İbrahim Oktugan, okuldaki odasında, 5 ay önce uzaklaştırma cezası almış bir öğrenci tarafından silahla vurularak katledildi. Kamuoyunun tepkisini çeken saldırının ardından eğitim emekçileri de ayağa kalktı.

Kardelen Meydanında bir araya gelen Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman ve sendika üyesi öğretmenler meslektaşlarının ölümünün ardından okullarda artan şiddet olaylarına dikkat çekmek için iş bırakma eylemine gideceklerini de açıkladı.

Topluluk adına açıklamayı yapan Eğitim Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman, “İstanbul'un Eyüp ilçesinde bulunan özel bir okulda görev yapan Milli Eğitim Bakanlığı’ndan emekli öğretmen İbrahim Oktugan bir öğrencisi tarafından gerçekleştirilen silahlı saldırı sonrasında hayatını kaybetmiştir.

Toplum olarak hayatımızın her aşamasında evde, sokakta, iş yerlerinde her gün karşı karşıya kaldığımız şiddet olgusunun uzun süredir okullarımızı da sarmalamış olması çok sayıda meslektaşımızın şiddetin hedefi haline gelmesine neden olmaktadır.” şeklinde konuştu.

“OKULLARIMIZI VE ÖĞRETMENLERİMİ HEDEF ALMIŞ DURUMDA”

Çakman, şiddet olgusunun hayatın her aşamasında yer aldığına dikkat çekerek; “Öncelikle kabul etmek gerekir ki okullarımızın sık sık şiddet haberleriyle gündeme gelmesinde başta Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) olmak üzere tüm yetkililerin, hatta toplumun tüm kesimlerinin sorumluluğu vardır. Toplum olarak hayatımızın her aşamasında yer alan şiddet olgusu, eğitim kurumlarını, okullarımızı ve öğretmenlerimizi de hedef almış durumdadır” dedi.

 “ŞİDDETE UĞRUYOR, ÖLÜYOR, ÖLDÜRÜLÜYORUZ”

Yaşanan şiddet olayları karşısında MEB’in sessiz kalmasını eleştiren Çakman; “Mesleğimizi hedef alan, itibarsızlaştıran ve eğitim kurumlarını şiddetin dili haline getiren söylemler ve politikalar sonucunda şiddete uğruyor, ölüyor, öldürülüyoruz Yaşanan bu şiddet olayları adeta bir bakanlık politikasına dönüştürülen eğitim emekçilerinin itibarsızlaştırılmasından ayrı düşünülemez. Bugün bir eğitim emekçisini hayattan koparan ne basit bir öfke krizi, ne failin öğrenci ya da veli oluşu, ne de öğrencinin uyruğu ile ilgilidir. Bizzat bakanın yaptığı açıklamalarda eğitim sisteminde yaşanan olumsuzlukların temel nedeni olarak öğretmenleri göstermesi, CİMER uygulamasının velilerin elinde bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur” ifadelerine yer verdi.

“MEB’İ ACİLEN HAREKETE GEÇMEYE VE ÖNLEM ALMAYA ÇAĞIRIYORUZ”

Dilek Çakman, Milli Eğitim Bakanlığını acilen harekete geçmeye ve önlem almaya davet ederek; “Yıllardır yaptığımız tüm uyarılara rağmen alınmayan önlemler nedeniyle dün, 40 yılını çocukların eğitimine adamış bir öğretmen arkadaşımızı, maalesef bakanlığın ideolojik örgütlenme alanına çevirdiği eğitim politikalarının sonucu olarak kaybetmiş olmanın derin üzüntüsünü yaşıyoruz. Okullarda yaşanan şiddetin ve eğitim emekçilerine yönelik saldırıların önlenebilmesi, öncelikle her fırsatta eğitim emekçilerini hedef haline getiren politika ve uygulamalara son verilmesinden geçmektedir. Türkiye’nin her yerinde eğitim kurumlarında birbirine benzer şekillerde eğitim emekçilerini hedef alan şiddet olaylarının yaşanması, şiddetin arkasındaki nedenlerin ortaya çıkarılmasını, eğitim kurumlarında eğitim emekçilerinin can güvenliğinin sağlanmasını gerektirmektedir. Okulda şiddet olaylarının son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz.” açıklamasında bulundu.

“TEK YOL, BİRBİRİMİZİN ÇARESİ OLMAK, BİRLİKTE SES OLMAK!”

Eğitim emekçilerinin, başta MEB olmak üzere eğitim sendikalarının ve tüm toplum kesimlerinin desteğini hissetmeye ihtiyaçları olduğunun da altını çizen Çakman;  “Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı olmalıdır. Eğitim emekçilerine yönelik şiddet konusunda Eğitim Sen olarak başta eğitim sendikaları olmak üzere, tüm demokratik kamuoyunu birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Bir arkadaşımızı daha kaybetmemek için, okullarda şiddetin son bulması için tek yol, birbirimizin çaresi olmak, birlikte ses olmak!” şeklinde konuştu.

“ŞİDDETİN SONA ERMESİNİ VE CAN GÜVENLİĞİMİZİN SAĞLANMASINI TALEP EDİYORUZ”

10 Mayıs Cuma günü iş bırakacaklarını da duyuran Çakman;  “10 Mayıs Cuma günü 1 gün iş bırakarak, Ankara şubelerimizin de katılımıyla MEB önünde, diğer illerde de şubelerimizin belirleyeceği yerlerde olacağız. Eğitim Sen olarak İbrahim Oktugan öğretmenimizin ailesi başta olmak üzere tüm meslektaşlarımıza ve eğitim camiasına başsağlığı diliyor, okullarda yaşanan şiddetin sona ermesini ve can güvenliğimizin sağlanmasını talep ediyoruz.” Dedi.

Editör: Aslı AKIŞ