Tüm Emekli Sen Bolu Şube Başkanı Lütfiye Özkan, tüm emekliler için taleplerini sıraladı. Özkan, “En doğal hakkımız olan insanca yaşam şartlarımızın yerine getirilmesini istiyoruz” dedi.

Haber: Nilay Çelik

Tüm Emekli Sen Bolu Şube Başkanı Lütfiye Özkan, emekli maaşları ve emekli zamları ile ilgili açıklamada bulundu.

“YOKSULLUK SINIRI ALTINDA MAAŞLARLA SEFALET YAŞAMINA MAHKUM…”

Özkan, yoksulluk sınırı altında maaşlara ‘mahkum edildiklerini’ söyleyerek, “Bilineceği gibi geçtiğimiz günlerde gerçekleşen ve biz emeklilerin insanca yaşam haklarını elde edilebilmenin gerçeğe dönüşeceği umudunu taşıdığımız çok önemli bir ülke seçim sürecini geride bırakmış bulunuyoruz. Ancak ne yazık ki gerçekleşen bu seçim sürecinin açıklanan sonuçları itibarıyla, şimdiye kadar tam 21 yılı aşkın zamandan bu yana tek başına iktidarını sürdüren ve bu seçim süreçlerinde iktidar olmanın yarattığı güçle her kademede ve her türlü devlet olanaklarını partisi ve kendileri için kullanmaktan çekinmeyen, geçmiş iktidarları süresince aldıkları karar ve uygulamalarıyla şu an sayıları 15 milyonu aşkın sosyal güvenlik alanının da yer alan ‘emekli, dul ve yetim’ haklarına sahip bizleri açlık ve yoksulluk sınırı altında maaşlarla sefalet yaşamına mahkum edip, adeta bizleri yok sayan böylesi bir iktidarın devamıyla sonuçlandığı görülen bu süreç sonun da bizler ve bu ülke baş başa bırakılmıştır” şeklinde konuştu.

“İNSANCA VE ONURUMUZLA YAŞAMIMIZI SÜRDÜRECEĞİMİZ BİR MAAŞ”

Ürünlere peş peşe yapılan zamlara da değinen Özkan, “Bizler mevcut iktidar eli ve desteğiyle bu soygun düzenin de üçer, beşer maaş ve huzur hakkı alalım diye değil, insanca ve onurumuzla yaşamımızı sürdüreceğimiz bir maaş ve bu haklarımızı koruyup, sürdürebilmek adına oluşturduğumuz Emekli Sendikalarımızın örgütlülüğünün önünde yıllardan bu yana haksız ve hukuksuz şekilde faaliyetlerimizin engellenmesine son verilmesi ile çocuklarımız ve torunlarımızın hayallerinden endişe duymayacakları, umutlarını yitirmedikleri mutlu ve güvenceli bir gelecek sağlayan ülke yaratabilmekti tüm mücadelemizde ki muradımız ancak gerçekleşen bu seçim sonuçları bizlerin bu beklentilerini boşa çıkartan bir sonucu gösteriyorsa da, geçilen bu bir buçuk ay içinde ve özellikle son günlerde yaşamımızı tümüyle yok sayan adaletsiz ve haksız, ben yaptım oldu amaçlı jet hızıyla uygulamaya sokulan, adeta akıl almaz nitelikte şuursuzca ve hiçbir hukuksal gerçeğe dayanmayan vergiler ve harçların olağan üstü arttırılması ve yaşamamızın içinde yer alan diğer zorunlu her türlü ürünlere peş peşe yapılan zamlar, daha seçimlerin yazılı mürekkepleri kurumadan hepimizin yaşamını derinden etkiler gerçeğiyle yüz, yüze kalmış sak, sanıyoruz ki bizlerin seçimler öncesi bu iktidar hakkında yaptığımız tespitin ne denli haklı bir tutum ve tavrı ortaya koyduğumuzu bir kez daha net anlaşılır kılmıştır” ifadelerini kullandı.

“DEVLET HAZİNESİ BOŞALMIŞ”

Özkan, vergilendirme ve harçlar adı altında vatandaşın sırtına yük bindiğini ifade ederek, “Devlet hazinesi boşalmış, bütçe normal gelirlerle telafisi mümkün olmayan şekilde açık vermiştir. Son olarak yürürlüğe sokulan yeni asgari ücretin yürürlüğe sokulması ile aynı zamanda gerçekçi olmayan oranlarla düşük gösterilen enflasyon sonuçlarıyla da olsa memur ve işçi emekli maaşlarının bu aydan itibaren uygulamaya girmesi sonucu, bu iktidar iki seçenekle karşı, karşıya kaldığını hissetmiş veya dışarıdan zorlanarakta olsa yüksek faizli kredi bulabilme, ya da şu an olduğu gibi, emeğiyle veya emekliliğinle yaşamını kıt kanaat sürdürmeye çalışan vatandaşlarımızı, yani en geniş halk kesimlerini hedefleyen ‘Deli Dumrul’ hikâyesini hatırlatır şekilde Vergilendirme ve Harçlar adı altında olağan üstü ve hukuk dışı ödenti planlarını yine bizlerin sırtına yüklemeyi seçmiş ve uygulamaya sokmuştur” ifade etti.

“YAŞAMSAL OLARAK TAM BİR FELAKETİ ANDIRAN BU ÜLKE”

Kök aylığa yapılan zam artışı ile ilgili Özkan şunu ifade etti: “Buraya kadar kısmen özetlemeye çalıştığımız ve yaşamsal olarak tam bir felaketi andıran bu ülke gerçeğimizle karşı, karşıya kaldığımız şu anda, bizlerin zaten açlık sınırı altında sürmekte olan yaşam koşullarımızın bu sözde maaş artış oranları ile tam bir yoksulluk ve sefaletin içerisine itildiğimizin bir göstergesi olmuştur. Üstelik bu artış oranı uygulanır hale dönüştüğün de, şu ana kadar 7.500 TL en düşük emekli maaşı almakta olan ve sayıları 9 milyonu aşan bu kişilerin içinden yine yaklaşık 6 milyonu bulabilecek emeklilerimizin bu artıştan yararlanamayacak olup, yine 7.500 TL olarak Emekli maaşı almayı sürdürür olacaklardır. Kök aylığa yapılan bu zam artışı sonrasında emekli aylığı 7.500 TL. nın altında kalanlar, yine aynı parayı almaya devam edeceklerdir.”

“BORÇ PARALARLA YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORUZ”

Özkan, en düşük emekli aylığıyla geçinmenin zorluğuna değinerek, “Her ay çeşitli kurumlarca tespit edilip, açıklanmakta olan yaşamsal geçim endekslerine göre, 4 kişilik bir ailenin mutfak gideri, yani sadece beslenmeyi ifade eden açlık sınırı harcaması 12 bin, yoksulluk sınırı ise 34 bin liraya ulaşmış olup, sadece mütevazı sayılacak bir ev veya dairenin aylık kirası bile en düşük emekli maaşına eş değerdedir. Elbette bu yaşamımızla ilgili daha onlarca gerçek örnekleri çoğaltmamız mümkün, ancak artık yeter diye haykırmak, isyan etmek istiyoruz. Açız- yoksuluz- geçinemiyor insanca yaşayamıyoruz! Bayramlardan dahi çocuk ve torunlarımıza en ufak bir harçlık veremiyor, bankalardan veya yakınlarımızdan zorlukla alabildiğimiz borç paralarla yaşam mücadelesi veriyoruz” dedi.

“ZAMMINI KABUL ETMİYOR, ZAMMINI AL BAŞINA ÇAL DİYORUZ”

Siyasal iktidara ağır söylemlerde bulunan Özkan, “Ben bu ülkeyi ‘anonim şirket gibi yöneteceğim diyen’ Emekçi ve Emekli düşmanı, patron sevici yani sadece zengin dostu böylesi bir siyasal iktidarın, emekli maaşlarına layık gördüğü %25 lik sefalet zammını kabul etmiyor, zammını al başına çal diyoruz. Bu ülkenin geçmişi ve bu günün kalkınmasında görev ve sorumluluk almış ve üretmesinde bir fiil ömür tüketip, katma değer yaratmış, ayrıca yine bu devlete kuruşuna kadar vergisini verip, emekliliğine kadar sosyal güvenlik kurumlarına eksiksiz primlerini ödeyen ve ülkemize dair her türlü vatandaşlık görevlerini yerine getirmiş bulunan biz emeklilerimizi böylesi bir yaşam koşullarına mahkûm edemezsiniz” ifadelerini kullandı.

“İNSANCA YAŞAM ŞARTLARIMIZIN YERİNE GETİRİLMESİNİ İSTİYORUZ”

Özkan, emekliler için taleplerini sıralayarak, “Sizlerden ayrıcalıklı bir lütuf beklemiyor ve istemiyoruz! Ancak en doğal hakkımız olan insanca yaşam şartlarımızın yerine getirilmesini istiyoruz. En düşük emekli maaşımızın çalışan memurlara dair yürürlüğe sokulan en düşük maaş oranına endekslenmesini, maaşlarımıza süratle ve vakit geçirmeden seyyanen ek zam ve ülke kalkınmasında ortaya çıkan parasal oranın derhal maaşlarımıza eklenmesi ile geçmişte seçim vaadi olarak siyaseten verilen 3600 göstergesinin kamuda çalışan tüm personele ve emeklilerine ödenmesini, emekli maaşlarındaki adaletsiz ve ayrışan maaş farklılıklarını giderici ve geniş kapsamlı İntibak düzenlenmesinin yapılmasını, ayrıca yılda 4 kez olmak üzere birer maaş tutarında ikramiye ödemelerinin yürürlüğe sokulmasını, sağlığımızla ilgili her türlü tedavilerimiz sonucunda maaşlarımızdan kesilen ödemelere son verilmesi ve en doğal insan ve anayasal hakkımız olan sendikal örgütlenme gerçeğiyle yaşam şartlarımızın korunup, geliştirilmesinin önünde engel olunmaması ve sendika statümüzün tanınması amacıyla uluslararası antlaşmalar ve anayasamızın 90.  maddesine uygun haline getirilmesini bekliyor ve istiyoruz” açıklamasında bulundu.