Her çeşitten insanlar olarak hepimizin ortak bir yönü oldu; “EVDE KAL”mak.

Şu süreçte en pahalı çanta da rafta en ucuzu da. En gösterişli ayakkabı da rafta en klasiği de. Çeşitlerce kıyafette dolapta, az çeşit kıyafette. Ne çok özeniyorduk değil mi içtiğimiz kahvenin fotoğrafını çekmek için en iyi açıyı yakalamaya. O esnada yanımızdan geçen ihtiyaç sahibi çocuğu görmüyorduk kahvemizin fotoğrafını çekeceğiz diye. Evlilik teklifi alırken parmağımıza takılan pırlantanın, günlüğü bir ekmek bile almaya yetmeyecek ücretle çalıştırılan insanların, çamurun içinden çıkardığı taşlar olduğunu önemsemiyorduk bile. Parıl parıl parlıyordu ama değil mi…

Bir sürü alıp bitiremediğimiz, ertesi güne bayatlayıp çöpe attığımız ekmekleri şimdi evde kendimiz yapmaya başladık. Ne garip değil mi? Burun kıvırdığımız her şeye mahkumuz şu an.

Üzerine bombalar yağan çocukları, insanları televizyon ekranından ya da sosyal medyadan bir süre izleyip “tüh” deyip geçiyorduk.  Doğa, ondan aldıklarımızın hesabını görmeyecek sandık. Onca mazlumun ahı alınmayacak sandık. Hani hayvanat bahçeleri var ya, eğlence diye gittiğimiz fakat bir camın arkasına hapsedilmiş hayvanlar. Fark ettiniz mi? Şimdi biz camın arkasındayız onlar dışarıdan bizi izliyorlar. Gülüyorlar mıdır sizce? Bence gülmüyorlarsa bile gülmeliler, hak ediyoruz.

Şu an hepimiz savunmasız, gösteriş nedir bilmeyen, güç kullanmasını bilmeyen bir çocuk gibi olan biteni seyrediyoruz.

Gelin bir de iyi tarafından bakalım; sizce de ihtiyacımız yok muymuş “EVDE KAL”maya? Biraz mola vermemiz iyi olmadı mı? Kaybettiğimiz aile değerimizi yeniden kazanmamıza vesile olur belki. Bedenen yan yana olup ruhen birbirimizden ayrı olduğumuz yerlerde yürümekten uzaklaşmak belki bir şeyler fark ettirir. Unuttuğumuz iletişimi kurmayı hatırlatır belki. Sohbet etmeyi, bir şeyler paylaşmayı, dertleşmeyi... Birlikte yemek yapmayı, oyunlar oynamayı… Önemli olan birlikte olmak.

Doğa rahatladı, nefes aldı. Hava kirliliği inanılmaz derecede düşüş gösterdi. Çünkü kirletemiyorduk. İyi ki…

Ama en güzel yanı ülkece birlik olmamız. Her şeye rağmen herkesin elinden geleni yapması, çocukların oyuncak almak için, hayalinde ne varsa onu almak için biriktirdikleri paralarını bağışlaması, emekli amcalarımızın, teyzelerimizin birikimlerini bağışlaması, imkanı olanın olmayanın elinde ne varsa bağışlaması çok çok güzel bir şey. Bunları gördükçe iyi ki bu vatanın bir ferdiyim diyorum, gururlanıyorum. Sağlık çalışanlarımıza yapılan moral alkışları, yine insanımızın onlara güç olsun diye gönderdiği yiyecekler… Ki 2 dakika takmaya tahammül edemediğimiz maskeleri onlar gün boyu, kat kat takıyorlar. Şimdi anlıyoruz değil mi sahte rapor yazmadı diye şiddet uyguladığımız doktorları? Güvenlik güçlerimizin yine her türlü görevde olmasını da unutmamalıyız. Kapı kapı dolaşıp her insanın ihtiyacını karşılamak için ellerinden geleni yapıyorlar.

Evet zor bir süreçteyiz. Haftalardır evdeyiz ve daha ne kadar süreceği belli olmayan bir durumla karşı karşıyayız. Bu zor süreç inşallah hepimize iyi yönde bir şeyler katar. Bugünler geçtiğinde kimse eski haline dönmez; iyi, sevecen, empati yapabilen, halden anlayan, kıymet bilen insanlar olarak kalırız. Bugünlerin büyük bir ders olması lazım hepimize.

Son olarak temizliğimize dikkat edelim. Sosyal mesafemizi koruyalım, ellerimizi sık sık su ve sabun ile yıkayalım, gerekmedikçe evden çıkmayalım. Çıkmak zorunda kalırsak da maske ve eldiven kullanalım.

Bu günler elbet geçecek. Güzel günler göreceğiz. Umudumuzu kaybetmeyelim.