3 Mayıs Türkçülük Günü nedeniyle bir açıklama yapan Türk Ocağı Bolu Şube Başkanı Hamdi Zenginbal, “Bir avuç Türk Gencinin yakmış olduğu Türk Milliyetçiliği ateşi o günden bu güne diri tutulmuş, gün geçtikçe alevlenmiştir. Şükürler olsun ki günümüzde milyonlar bu günü kutlamaktadır. Kendini Türk hisseden tüm yüreklerin bayramı kutlu olsun.” ifadelerini kullandı.

Hamdi Zenginbal, 3 Mayıs Türkçülük Günü nedeniyle yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “Turancılık davası, 7 Eylül 1944′te başlayıp ve 29 Mart 1945′e kadar toplam 65 oturum süren davanın adıdır. Bu davada Türk siyasetinde önde gelen 23 isim yargılanmıştır. 5 Ağustos 1942′de TBMM’de yaptığı konuşmada Dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu “Biz Türk’üz, Türkçüyüz ve daima Türkçü kalacağız. Bizim için Türkçülük bir kan meselesi olduğu kadar bir vicdan ve kültür meselesidir. Biz azalan veya azaltan Türkçü değil, çoğalan ve çoğaltan Türkçüyüz. Ve her vakit bu istikamette çalışacağız” demiştir. Hüseyin Nihal Atsız Başbakanın bu açıklamasına rağmen devletin her tarafına “komünist” kadroların yerleştirilmekte olduğunu Orhun dergisinde 1 Mart ve 1 Nisan 1944′te iki açık mektup kaleme alarak Başbakan’a şikâyet ve uyarıda bulunur. Şikâyet edilenlerin arasında Sebahattin Ali’de vardır. Sabahattin Ali dönemin Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ve Ulus gazetesi başyazarı Falih Rıfkı Atay’ın teşvikiyle Atsız’ı mahkemeye verir. Ankara’da başlayan mahkemede Nihal Atsız, mahkeme heyetine “Sabahattin Ali’den sorulsun, hıyanetini ispat edelim mi? Buna razı mı?” diye sorar. Sabahattin Ali bu soruya cevap veremez. Mahkeme 3 Mayıs 1944′e ertelenir. 3 Mayıs Olayları adıyla anılan olaylar Nihal Atsız’ın, bu ikinci duruşma için Ankara’ya geldiği sırada başlamıştır. O gün gençlik komünizm aleyhine bir gösteri düzenler ve Nihal Atsız’a sevgilerini belirtir. Mahkeme salonuna giremeyen gençler Ulus meydanına yürüyüşe geçer, burada millî marşlar söyler ve komünizm aleyhinde sloganlar atarlar. 3 Mayıs’ta gösteriler yapan gençler birer birer tespit edilip toplanır ve 165’i tutuklanır. Millî Şef’in emriyle gösterilere zerre kadar merhamet edilmez ve Milliyetçi gençler kıyasıya dövülür. Aynı gün Nihal Atsız da duruşmadan çıktıktan sonra polis tarafından gözaltına alınır. Daha sonra dava, İstanbul 1 Numaralı Örfi İdare Mahkemesinde görüşülmeye başlanmıştır. Davadan 13 sanık beraat etmiştir. Zeki Velidî Togan, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal gibi sanıklar, çeşitli cezalara çarptırılmış 26 Ekim1945′e kadar tutuklu kalmışlardır. Ardından temyizle beraat etmiş, yargılama değil emri yerine getirme yapan sözde savcı ve hâkimler cezaevine girmekten 1950 DP iktidarının affı ile kurtulmuşlardır. 3 Mayıs’ın ilk yıl dönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane’deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan bir avuç Türkçü tarafından anılmış ve daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanmış ve Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Günü oluşmuştur. Bir avuç Türk Gencinin yakmış olduğu Türk Milliyetçiliği ateşi o günden bu güne diri tutulmuş, gün geçtikçe alevlenmiştir. Şükürler olsun ki günümüzde milyonlar bu günü kutlamaktadır. Kendini Türk hisseden tüm yüreklerin bayramı kutlu olsun. Allah birliğimizi, dirliğimize daim kılsın.”

Editör: TE Bilisim