KESK Bolu Şubeler Platformu, artan maliyetler, yüksek enflasyon, düşen alım gücü ve derinleşen yoksulluğa işaret etti, gerçek enflasyonun yüzde 82,81 olduğunu hatırlattı.  KESK, “Sadaka değil hakkımızı istiyoruz!” diyerek tepki gösterdi.

 Haber: Aslı Akış

 Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Bolu Şubeler Platformu,  TÜİK'in açıkladığı enflasyon verilerine ilişkin değerlendirmede bulunmak üzere Kardelen Meydanı’nda bir araya geldi. “Rakamlar Yalan Yoksulluk Gerçek” pankartı açan platform üyeleri seslerini sloganlar atarak yükseltti. Platform adına açıklamayı yapan Zehra Kulalı Gezici, “Gittikçe derinleşen ekonomik ve sosyal yıkımın biz emekçiler üzerindeki etkilerini her geçen gün daha yakıcı bir halde hissediyoruz. İktidar, yönetememe krizini kabul etmek bir yana, her şeyin kontrollerinde olduğu ve bilinçli olarak yapıldığı algısını toplumun her alanına çizmeye çalıştığı pembe tablolar ile gizlemeye çalışıyor.” dedi.

“HALK YOKSULLUĞA VE GELECEKSİZLİĞE MAHKUM EDİLİYOR”

Artan maliyetlerin, yükselen enflasyonun, düşen alım gücünün, derinleşen yoksulluğun sebebini herkesin bildiğine vurgu yapan Gezici; “Sanayi üretimini, tarımı bitiren, taşı toprağı bereketli bu güzel ülkeyi ulusal ve uluslararası kapitallerin açık pazarı haline getiren, tüm birikimini babalar gibi satan müflis tüccar anlayışının elinde yalandan başka bir şey kalmadı. İktidarın açlığa, yoksulluğa ve geleceksizliğe mahkum ettiği halka; yalan, sopa ve tehditten başka verecek bir şeyi kalmadı. İsrafın, kamu kaynaklarının talanın şatafatın lüksün arşa çıktığı yerde bize israf haramdır diyenler, şükür, telkin ve itaat vaaz edenlere sesleniyoruz halkın aklıyla dalga geçmeyin. Yandaşların,5’li çetenin, hasta garantili hastanelerin, geçiş garantili köprülerin, yolların, hisse sahiplerinin, yanan ormanlardaki ağaçlardan daha hızlı yeşeren lüks otelleri işletenlerin nasıl zenginleştiğini de biliyoruz.  Aynı gemideyiz yalanıyla lüks kamaraları parselleyenlerin bizlere layık gördüğü hayatın acılarını hep birlikte yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

“TÜİK, SAYDIĞIMIZ ADALETSİZLİKLERİN SUÇ ORTAĞIDIR”

Toplumun büyük bir kesiminin büyük hızla yoksullaştığını belirten Zehra Kulalı Gezici; “Bir avuç patronun zenginleşip, toplumun büyük kesimi büyük bir hızla yoksullaşırken,  yoksulların cebindeki delik her geçen gün büyürken toplumu bu hale getiren iktidarları kalem oyunlarıyla temize çekmeye çalışan bir kurum haline gelen TÜİK, saydığımız adaletsizliklerin suç ortağıdır” dedi.

“TÜİK’İN AÇIKLAMALARI KİMSEYİ İKNA ETMİYOR”          

Gezici, TÜİK’in iktidarın manipülasyonlarına kılıf üretme kurumu haline dönüştüğünü dile getirerek; “Asgari ücretten, tüketim malzemelerine, kira artışından maaşlarımızın belirlenmesine, vergi artışlarından trafik cezalarına kadar her türlü ekonomik verinin belirlenmesinde TÜİK rakamları esas alınmakta ancak TÜİK halka yalan söylemektedir. TÜİK’in yaptığı iş ekonomik felaketin müsebbibi olanların minarelerine kılıf hazırlamaktır.

 “ENFLASYON FARKI ALDATMACASINA TESLİM EDİLDİK”

Biz Kamu Emekçileri ve emekliler yıllardır toplu sözleşme masalarında satış sözleşmelerinde %3’lük,%5’lik zam oranlarına mahkûm edilirken, çalışanları enflasyona ezdirmeyeceğiz yalanıyla enflasyon farkı aldatmacasına teslim edildik. Uzun yıllardır almış olduğumuz zamlar aslında maaş artış zamları değil TÜİK’in manipülatif enflasyon rakamlarına sabitlenmiş bir maaş düzenlemesinin sonucudur. Elektrikten, doğalgaza, köprü girişinden, dolmuşlara bütün zamları, gece yarısı, yeni yıla atanlar biliyorlar ki bu zamlar Aralık’ a girseydi 2021 Tüfe si %45 i bulacak memur ve emekli maaşları buna göre belirlenecekti.  Yapılan bu manipülasyonların, yalanların yoksulluğu daha da büyüttüğünü, ekmeğimizi daha da küçülttüğünü görüyoruz.” İfadelerini kullandı.

“HAKKIMIZI İSTİYORUZ”  

Bağımsız enflasyon araştırma grubu ENAG’a göre 2021 yılı enflasyonunun yüzde 82,81 olarak hesapladığını vurgulayan Zehra Kulalı Gezici; “TÜİK e göre yüzde 36,08 olarak hesaplandı. Bunun % 19 unun Aralık ayına ait olduğunu düşünürsek önümüzdeki zam yağmuru altına açlıkla, yoklukla sınanacağımız bir döneme girdiğimizi söyleyebiliriz.

Bizler emeğiyle geçinen milyonlar, işçiler, işsizler, kadınlar, gençler bu ülkede insanca yaşanacak bir ücret, eşit, adil ve onurlu bir gelecek mücadelemizi yükseltmek zorundayız.

Sadaka değil hakkımızı istiyoruz. Biliyoruz ki;  bir avuç yandaş semirtilmezse, yer altı yer üstü kaynakları, 80 milyonun emeği peşkeş çekilmezse, bu ülkenin kaynaklarının hepimize yeteceğini biliyoruz. Hakkımızı istiyoruz” şeklinde konuştu.

 

 

 

Editör: TE Bilisim