15 Temmuz Şehitleri Anma, Demokrasi ve Milli Birlik günü dolayısıyla Bolu Valiliği tarafından Solmaz Ahmet Baysal Öğretmen Evi’nde şehit yakınları, gaziler ve aileleri onuruna akşam yemeği programı düzenlendi.

Solmaz Ahmet Baysal Öğretmenevinde düzenlenen akşam yemeğine Bolu Valisi Aydın Baruş ile eşi Nagihan Baruş, Bolu Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, Vali Yardımcısı Ahmet Atılkan, Kaymakamlar, Garnizon Komutanı Piyade Kurmay Albay Muammer Alper, İl Emniyet Müdürü İbrahim Özel, İl Jandarma Komutanı Jandarma Albay İsmail Güzel, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Bekir Koçyiğit, daire müdürleri, şehit aileleri, gaziler ve yakınları katıldı.

Vali Aydın Baruş ve Belediye Başkanı Alaaddin Yılmaz, yemeğe katılan şehit yakınları ve gazilerle tek tek ilgilendiler.

“İNSAN MADDİ VARLIĞIYLA VE RUHUYLA BİR BÜTÜNDÜR”

Yemekte bir konuşma yapan Bolu Valisi Aydın Baruş; “Tarihte öyle devletler kurduk ki, bu devletler cihana yön verdiler ve insanlığa adalet ve hak nedir öğrettiler. Bizlere bu değerleri devletleri miras bırakan atalarımızın hayat şiarı şu olmuştur. Vatan varsa, devlet varsa, bayrak varsa millet var olur. Millet olmak hür ve bağımsız yaşamak demektir. Bizim milletimizin anlayışı zillet içinde yaşamaktansa ölmek daha evladır olmuştur. İnsan maddi varlığıyla ve ruhuyla bir bütündür. İzzetini kaybeden insan olma vasfını da kaybeder. Biz de atalarımızdan böyle öğrendik. Üzerinde yaşadığımız bu topraklar, Anadolu toprakları atalarımızın bize bin yılın üzerindeki zamanda vatan kıldığı aziz topraklardır. Bizler bu topraklarda kalabilmek için çok büyük bedeller ödedik. Bu topraklar üzerinde hür ve bağımsız yaşamanın bir bedeli var. Ya şehit olacaksınız, ya gazi kalacaksınız. Çünkü Anadolu toprakları üzerinde tarih boyunca dış güçlerin emelleri oldu. İçimizde onlarla işbirliği yapan hainlerin emelleri oldu. Biz yurdumuzu işgal ettirmemek, milletimizi esaret altına vermemek için kanımızı verdik, canımızı verdik ama asla bu vatandan vaz geçmedik. Neden çünkü atalarımızın bize yine miras bıraktığı en yüce değerlerden birisi var, şehadet. Şehadet hiçbir karşılık beklemeden Vatan, Millet, Bayrak ve Devlet uğruna aziz varlığını feda etmenin anlamıdır. Vatan topraklarının ve bu topraklar üzerinde bağımsız ve hür olarak yaşamanın değerini iyi idrak etmek gerekir. Vatan sahibi olmak, üzerinde yaşadığı toprakları hak etmeyi, uğruna can vermeyi gerektirir. Şairin dediği gibi “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.” Toprağı vatan kılmak için bu fedakarlığı yapmanız gerekir. Bu topraklar uğruna can veren ve vücudunu siper eden insanlar, atalarımız ve bugün kardeşlerimiz bu fedakarlık anlayışı içinde hareket ederek bu vatanın bağımsızlığına halel getirmediler. Biz onların evlatları olmakla öğünüyoruz, gurur duyuyoruz” ifadelerine yer verdi.

“15 TEMMUZ CANINI HİÇ DÜŞÜNMEDEN FEDA EDENLERİN YAZDIĞI BİR DESTANDIR

“Tarih boyunca verdiğimiz mücadeleler bitmedi ve bitmeyecek” diyerek konuşmasına devam eden Vali Baruş şunları söyledi; “Bu vatan topraklarının üzerinde hür ve bağımsız yaşamanın çok büyük bir bedeli var. En son bu bedeli 15 Temmuz 2016’da bize ödetmeye kalktılar.  FETÖ terör örgütünün asker kıyafetleri içinde gizlenmiş uşakları bu milletin iradesini gasp etmek için ve onu başkalarının hizmetine vermek için milletin canına kast ettiler. Halbuki bu hainler bu vatanın ekmeğini yemediler mi? Bu milletin imkânlarından her türlü istifade etmediler mi? Ama bu ekmeğe, bu imkanlara ihanet etmeyi marifet bildiler. Bu kişiler ihanetlerin en büyüğünü ülkemize yaşattılar. Bunların anlayışı kula kulluk etmek  halbuki bizim atalarımızdan miras aldığımız anlayış şuydu; biz ancak ve ancak Allah’a kulluk ederiz. Kula kulluk edenlere her zaman acırız. Çünkü kula kulluk etmek zillet içinde yaşamak ve zelil olmaktır. Bu hainlerin amacı vatanımızı işgal etmek, milletimizin iradesini esir almaktı. Zorbalıkla milletimize boyun eğdirmekti. Bu milletin kendi ellerine huzurumuz sağlasınlar, terörle mücadele etsinler diye verdiği silahları millete çevirdiler. Ama o gün millet tarafından öyle bir direniş ve şanlı başkaldırı meydana geldi ki, kadın, erkek, genç, yaşlı sokaklara, caddelere döküldü ve bu vatanı çiğnetmeyiz, bu bayrağı indirtmeyiz, bağımsızlığımız yitirmeyiz. Bunun bedeli canlar da olsa kanlar da olsa biz bu bedeli ödemeye hazırız diyen fedakar insanlar bizi bu ihanetin sonucuna katlanmaktan, bu hainlerin ülkemize hakim olmasını engel olarak bizleri esaret altında yaşamaktan kurtardılar. 15 Temmuz mukaddes değerleri uğruna canını hiç düşünmeden feda edenlerin sayfa sayfa yazdığı bir destandır. 15 Temmuz kula kulluk edenlere karşı yalnızca Allah’a kulluk edenlerin zaferi oldu. Bu destanı nesilden nesile anlatmak ve yaşatmak şehitlerimize ve gazilerimize karşı hepimizin vazgeçilmez borcudur. Bu vatana kast eden herkes, her hain bilmelidir. Bu vatanın her taşı bizim yakut değerindedir. Onun tek bir taşını bizden almaya yedi cihanın gücü hiçbir zaman yetmeyecektir.”

“KAHRAMANLIĞIN NE OLDUĞUNU ÖĞRENDİK”

Şehitlerimizin karanlık gecelerde bizim yolumuzu aydınlatan yıldızlar, gazilerimizin ise bize hayatımızın hedefini gösteren kılavuzlarımız olduğunu belirten Vali Baruş, “Şehitlerimizin ve gazilerimizin bize miras bıraktığı değerler bizim bundan sonra rehberimiz olacaktır. Biz onlardan vatanı ve milleti karşılıksız sevmenin ne olduğunu, sevdikleri uğruna fedakârlık etmenin ne olduğunu, cesurluğun, kahramanlığın ve mağlubiyeti asla kabul etmemenin ne olduğunu öğrendik. Onların ödülü bu dünyada değildir. Cenab-ı Hak onlara ödülünü ahirette vaat etmiştir ve onları peygamberlerle birlikte olma şerefine erdirecektir inşallah. Mehmet Akif bunu çok veciz olarak ifade etmiştir. "Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âgûşunu açmış duruyor Peygamber." Bu onura, bu şerefe hayatta kaç kişi nail olabilir. Onun için şehit ailelerimiz, sizlerin sahip olduğu onura sahip olmak için burada belki canını vermeye hazır insanlar var. Ama herkese nasip olmuyor. Yüce Mevla hepimize bu şerefi nasip etsin. Şehitlerimizle birlikte ahirette bizleri haşır eylesin. Şehitlerimize yüce rabbimizden sonsuz rahmet diliyorum ve burada bulunan bütün gazilerimize bu millet adına şükranlarımı haz ediyorum. Şehit ve Gazilerimizi yetiştiren annelerimizin, babalarımızın ellerinden hürmetle öpüyorum. Şehitlerimizin eşlerine, Gazilerimizin eşlerine ve çocuklarına hürmetlerimi sunuyorum, onlara uzun ömürler diliyorum. Tüm katılımcıları, bu sofraya iştirak eden tüm aziz misafirlerimizi muhabbet ve hürmetlerimle selamlıyorum” şeklinde konuştu.

Vali Baruş’un konuşmasının ardından yemeğe geçildi. Yemeğin ardından yapılan dua ile program sona erdi.

 

Editör: TE Bilisim