Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Nur Ögün, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde açılan uyku laboratuvarında özellikle rahatsızlıkları nedeniyle derin uyku uyuyamayan, uyku apnesi olan kişilerin tedavisi yapıldığını söyledi. Muhammed Nur Ögün sağlıklı bir yaşam için kaliteli uykunun önemine dikkat çekti.

  Haber: Aslı Akış

Türkiye’de yüzde 3 ile yüzde 7 oranları arasında görülen rahatsızlık uyku apnesi tedavisi için

BAİBÜ Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde uyku laboratuvarı açıldı. Ciddi bir sağlık sorunu olan uyku apnesinin beraberinde getirdiği rahatsızlıklar için çare aranıyor. Laboratuvarda hastaya çeşitli sensörler içeren kablolar bağlanıyor ve gece boyunca teknisyen kontrolünde uyutuluyor. Kayıtlar incelenerek kişide gerçekten uyku apnesi sendromu var mı, varsa hesaplanarak hastalığın tanısı konuluyor. Daha sonra da hastaya uygun bir solunum cihazı verilerek uyku sırasında solunumun rahat bir şekilde sürdürülmesi amaçlanıyor.

“KALP HASTALIKLARINA ZEMİN HAZIRLAYAN BİR DURUM”

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Nur Ögün, Hastaların uyku apnesi durumunda solunum durması yaşadıklarını vurgulayarak; “Birçok uyku bozukluğu hastalıkları var. Bu uyku bozukluğu hastalıklarında sebep olduğu bir sürü problem var en sık bilineni ise Uyku Apnesi. Uyku Apnesi, gece siz uykudayken bir anda solunumunuzun durması ve bunu kontrol edememeniz kısa süreli solunum durmalarına neden olabilir bazen de çok ciddi solunum durmaları şeklinde görülebilir. Bu nedenle hastalarda; kalp hastalıklarına sebep olabilir. Onun dışında kişiler uyandıklarında uykudan sonra çok rahat kalkmaları gerekirken çok yorguna bir şekilde kalkabilirler. Gün içerisinde unutkanlıklar olabilir. Kalp hastalıklarına zemin hazırlayan bir durum. Dolayısıyla başta uyku apnesi olmak üzere uyku bozuklukları çok yaygın görülen ve çok ciddi sorunlara sebep olabilen bir durum” şeklinde konuştu.

 AŞIRI KİLO DA HORLAMAYA YOL AÇIYOR

“Uyku Apnesinde özellikle hastaların eşleri ya da yakınlarının uyku durmalarını fark ettiğini ifade eden Muhammed Nur Ögün, hastaların bu şekilde geldiğini söyledi. Öğün; “Gece horlamaları da aslında efektif soluk alıp vermeme anlamına geliyor. Dolayısıyla horlamaları olan insanlar ve kilolu insanlarda bu riskler daha fazla.

Gün içerisinde ciddi uyku problemi yapabilir. Dikkat eksikliği olabilir. Uyku apnesi olan kişide gündüz, çok ciddi problem olabilir. Özellikle uzun yol şoförlerinde. Tabi, uyku apnesi dışında başka uyku bozuklukları da var. Mesela, Narkolepsi gibi “gün içerisinde engellenemeyen uyku problemi” olabilir. Bu tarz birkaç sendrom daha var. Bunlarda da, uyanık tutmayı sağlayıcı ilaçlar verilebilir.

Öncelikle nerde problem olduğunu görüyoruz. Uykunun fazları var; o fazlarda belki de siz “derin uyku” sürecini hiç yakalayamıyor olabilirsiniz. Derin uykuya hiç girmiyor olabilirsiniz. Bunu anlamak lazım. Sonra da uykuyu koruyucu ve uykuyu kolaylaştırıcı bir takım ilaçlar verilebilir.” diye konuştu.

“BOLU’YA DEĞİL BÖLGEYE HİZMET VERECEK”

Uyku merkezinin amacının, uyku bozukluklarının ne olduğunu anlamak olduğunu da belirten Muhammed Nur Ögün; “Bu laboratuvar 5 yataklı. Türkiye’de 5 yataklı laboratuvar sayısı çok az. Çok büyük hastanelerde bile 3-4 yatağı geçmiyor. Çünkü gerek hastaları manipüle etmek, gerek raporların okunması açısından kolay değil. Bölgede birçok hastanede randevular 2 yıla kadar veriliyor. İnsanlar bunu genel merkezlerde yapmaya çalışıyor ama biz zaten üniversite hastanesi olarak bütün hizmeti verebilmeye çalışıyoruz. Dışarıda yapılan birçok şey artık hastanemizde yapılabiliyor. Birçok konuda da bölge hastanesi olduğumuzu söyleyebiliriz. Bu konuda başta sağlık bakanlığı, sayın valimiz, milletvekillerimiz ve sağlık müdürümüzün büyük desteği oldu. Beş yataklı merkezi kurulması bölgeden birçok hastanın buraya gelmesini sağlayacak. Sadece Bolu’ya değil bölgeye hizmet verecek” ifadelerini kullandı.

UYKU MERKEZİNE BAŞVURAN HASTALARIN TEDAVİ SÜRESİ RAHATSIZLIĞA GÖRE DEĞİŞİYOR MU?

Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Nur Ögün, hastaların uyku laboratuvarına geldiğinde yaşadığı süreci de aktararak; “Geniz eti olarak bildiğimiz durumlarda bazı hastalarımıza cerrahi yapılması gerekiyor. Göğüs hastalıkları, Nöroloji ve Kulak Burun Boğaz’ın ortak olarak takip ettiği hasta gurubu bu. Biz nöroloji olarak hastaların sadece solunum kayıtları yapılmıyor aynı zamanda eş zamanlı hastaların beyin dalgalarının kayıtlarını da yapıyoruz. Böyle uyku-uyanıklık periyodlarını görme şansımız olabiliyor. Dolayısıyla hasta spektrumu çok geniş.

Hasta bize akşam yedi civarında geliyor. Uyku hazırlık periyodu var aslında. Bir dinlenme odamız var. Bu odada uykuyu etkilemeyecek bir şeyler olmamasını sağlıyoruz. Zaten çok sessiz bir ortam bu da daha kolaylıkla uykuyu amaçlıyor. Dinlenme periyodunun ardından hastalarımızı odaya alıyoruz ve hemşireler ve teknisyen arkadaşlarımızın yardımız ile elektrotlar hastaya bağlanıyor ve sabaha kadar normal bir uyku periyodu nasılsa o uyku periyodunuz izlemiş oluyoruz” dedi.

KALİTELİ UYKU ÖNEMLİ

Kaliteli yaşam için önce kaliteli uyku alınması gerektiğini de söyleyen Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Dr. Öğretim Üyesi Muhammed Nur Ögün; “Uykunun aşamalarının uygun olan fazlarına yavaş yavaş gireriz ve derin uyku dönemine geçeriz. Derin uyku dönemine giremiyorsak, rüyaların çok görüldüğü rem dönemini uzun yaşıyorsak ya da fazlar uygun uzunlukta değilse ciddi problemler olabilir. O zaman da ilaçlarla tedavi edilebilir bir durumdur” şeklinde konuştu.

 

Editör: TE Bilisim