Sayın Okurlar;

Canlı mahlûkatta, zihinsel düşünceyi, beşeri aklı, sadece insan kullanır. Bu da insanın akıl katmanlarındaki büyük bilgileri ve akıl çapının genişliğine bağlıdır. Bu yoksa, o zanaatkârlıktır. Dünyada, bütün işler, akıllı insanların ve birlikte çalıştıkları kurum ve kuruluşlarla yapılır. Görevlere gelince, genelde çıkara dayalı iş yapılmaz. Örneğin; rüşvet, utanç verici bir olaydır. Dolayısıyla, planlı ve metotlu düşünmede ne kişiye ne de makam ve sıfatlara leke getirmemek lazımdır. Durup dururken, ortada bir şey yokken, çift sarılı yumurta olmaya gerek yok. Düşünme, insana ait olup, ayrıca objektif olmalıdır. Bir insanda hem korkaklık hem de kahramanlık olmaz. Böyle olursa o ruh kötüdür. Doğuştan yalancılar ise zaten insani düşünceden çok uzaklarda olan, ruh hastalarıdır. Bundan böyle düşünmeyen, düşünmek istemeyen, sormayan, sorgulamayan ve de tecrübelerden nasibini almayan bir insanda hayvani bir ruh vardır. İşte bunun için sorumluluk dediğimiz bu kavram, düşünce sisteminde çok önemlidir. İnsanoğlu korkar, utanır, susar ama bütün bunlar baskıya, şiddete dönük olursa görevlerde de aksamalar olacaktır. Sorumluluklar yalnız insanla değil, olaylarla da ilgilidir. Aslında, doğru düşünmek, konuşmak insanın bir nevi örtü kaldırma meselesi yani olayları açığa kavuşturmasıdır. BİLİNMELİDİR Kİ DOĞRULARIN HOCASI YANLIŞLARDIR. Baskılar, zorlamalar, hiddet ve şiddet, insanı normal düşüncesinden çıkarır. Düzgün bir düşüncede felsefe, OLGU, OBJE VE OLAYLARI bilmeden yapılamaz. Dünyada, hiç kimse kaba kuvvetle, el kol hareketleriyle, küstahlıkla, lafazanlıkla bir arpa boyu kadar yol alamamıştır. Çoğu zaman, kavgalar, insanların birbirlerini yeme, tüketme olayıdır. Yani, bizim kişilerle değil olgular, objeler ve olaylarla işimiz olabilir. DEVAMLI MAMA BEKLEYEREK SINIF ATLAMAYI DÜŞÜNEN PARAZİTLER, BİR ANDA TELAFİSİ MÜMKÜN OLMAYAN AĞIR YARALAR AÇABİLİR. Siyaset, itibar için yapılır. Dolayısıyla, prestij geçicidir. Düşünce sisteminde onur, şeref ve haysiyet gibi önemli kavramlar itibara bağlıdır. Bu nedenle, aklı ihtirasının bir karış yukarısında olanlar, hayatlarında hiç olmamış ve olmayacak müspet bir şeyi beklemiş olurlar. İşte bunun için iki karakterli, ikiyüzlü insandan uzak olanlar, Allah’a yakın olanlardır. Özetle, düşünce sisteminde asalet, fazilet yoksa bilinmelidir ki rezalet ve melanet vardır.