Sayın Okurlar;

Hani, zaman zaman deriz ya(çok söz moloz gibidir.) pek tabi, milletin ağızı torba değil ki büzeceksin. Bugün dünyamızda yapılan yanlışların, haddi hesabı yok ama yine de şu cümleye iltifat edelim. Herkes kendi ayıbıyla meşgul olursa, başkalarının ayıplarını aramaya zaman bulamaz.

Sayın okurlar;

Sadet’e  gelelim. Hiddetli kötü düşünce, kaza ile pençeleştiği müddetçe, bilinmelidir ki kaza da bununla kavgaya tutuşacaktır. Daha özlü bir ifade ile insan oğlu, surette insan olsaydı, Ahmet ile Ebu Cehil de eşit olurdu. Örneğin; bilgide, irfanda terbiyeden mantıktan, felsefeden nedense bahsedenlerin sayısı çok az. Doğruları zaten fazla söylemeye lüzum yok. Bunları, a’dan z’ye kadar denetlesen de doğru her yerde doğrudur. Şüphe etmek istiyorsan biraz sabret, ağızına da bir fermuar çek bekle. Duyguların değişince bütün olanları görürsün, böylece müşküllerin de hallolur. Ancak, kalemi rüzgardan, kağıtların sudan olursa, havanı alırsın. Nitekim, ahmağın özrü, kabahatinden beterdir. Ayrıca, bununla da kalmaz, her ilminde zehiri olur. Her taşı cevher, yünleri yeşim gören akıl sarhoştur. Arızalı kafa, kaza ve kaderi de inkar ettiği için, bu düşüncelerin inkarı dahi, belki kaza ve kaderden olur. Bu nedenle, medcezir misali gelgit akıllar sevilmez. Örneğin; kurdun koyuna gönül vermesine şaşılmaz. Burası normaldir ama koyun kurda gönül veriyorsa burada da müthiş bir tehlike vardır. Her isabetli düşünce de atış, ok yay misali hedefine vurur. Kör değilsem ve göremiyorsam bu körlüğü kendimden bileceğim. İnsan oğlun da bu dil, hem ateştir hem de harmandır. Dolayısıyla, bazen tükenmez bir hazine olurken, bazen de kuru laflarla dermanı olmayan bir dert olur. Ayıkken sarhoş olan adam, kadehi eline alınca kim bilir ne olur? Biz de inanıyoruz ki bilgiyle uyuyan aynı zamanda uyanıktır. Bunun için, bilgisizle oturanın vay haline. Bir taze rafadan yumurta yemeyi kesin olarak aklına koyan deli akıl, önüne arkasına bakmadan, bir kibrit ile tüm ormanı da yakar. Çarpık ayakkabı, nasıl çarpık ayağı uyarsa(şeytanın şerrin, efsunu, efsanesi de doğru olmayan kalpler de gönüller de taht kurar.) netice itibari ile Allah korusun, serserinin sevgisi kin, kini de sevgi olur. Gönül aynası ve kalbin, saf olmalı ki çirkin suratı güzel surattan ayırt edebilirsin. Akıl yoksa başta, ne kuruda biter ne yaşta. Cenabı hak bu aziz aklı insana çok büyük bir lütuf olarak vermiştir. Gidip çengele takılan akıldan bunun için hayır gelmez. Bu kafa bostan da mı bitiyor? Korkuluk olmanın, bir lüzumu var mı?