(Haber: Oğuzhan Eke) - Boltartek Genel Müdürü Bahadır Acar, Anabolu Konserve fabrikasında işçi maaşlarının ödenmediğine dair, “22 – 23 günlük maaşlık gecikme konserve fabrikasında söz konusuydu. Sistemsel bir sorundan dolayı” dedi.

Bolu Belediyesi tarafından 23 Nisan 2022 tarihinde düzenlenen törenle hizmete açılan Anabolu Konserve Fabrikasına dair, işçilerin 2 aylık maaşlarının ödenmediği gündeme geldi. Konuyla ilgili Boltartek Genel Müdürü Bahadır Acar, Köroğlu Haber’e tüm detayları paylaştı.

Acar, maaşlarda 1 aylık gecikme olduğunu, durumun ise bankadan kaynaklandığını belirterek, “Köroğlu Kooperatifinde ödenmemiş, gecikmiş bir maaş söz konusu değil. Buradaki gecikme, 22 – 23 günlük bir maaşlık bir gecikme konserve fabrikasında söz konusuydu. Bunu da aslında son 3-4 gündür bankacılık sistemine dosyayı yüklemeye çalışıyorlar. Sistemsel bir sorundan dolayı maaşların yatırılamadığına ulaştık” dedi.

“KONU TANJU ÖZCAN”

SOL Parti 28. Dönem Milletvekili Adayı Sinan Cantürk’e dair konuşan Acar, “Haber kaynağının Sinan Bey olduğunun arkasında ne olduğunu sorguladığımda aslında eşinin daha önce konserve fabrikasında çalıştığını, eşinin icra dosyalarıyla ilgili bir takım kesinti sıkıntısı olduğunu, bu kesintilerden dolayı ele geçen net gelirin yeterli olmadığı gerekçesiyle istifa ederek işinden ayrıldığı, iki gün sonra tekrar istifasını geri çekerek işe iade talebinin olduğu, bu talebin de fabrika sahiplerince uygun karşılanmadığını kanıtlarıyla beraber gördüm. Sinan Bey’in, konunun fabrika olmadığını, konunun Tanju Özcan olduğunu yazdıkları bir metne şahit oldu” ifadelerini kullandı.

“ANAHTAR TESLİM KİRAYA VERDİK”

Anabolu konserve fabrikasının Manisalı bir şirkete kiraya verildiğini aktaran Acar, “Fabrikanın mülkiyeti Bolu Belediyesi tarafından ayni sermaye artışı olarak Boltartek şirketine devroldu. Biz de anahtar teslim, belli bir sözleşme kapsamında, istihdam sayısını belirterek, yatırımların miktarlarını belirterek Mert Nova Gıda Dış Ticaret Sanayi ve Ticaret Limited şirketine alt yüklenici olarak kiraya verdik. Manisalı bir şirket…” diye konuştu.

“MAAŞLARIMIZ YATMAZSA BİZ İŞ BAŞI YAPMAYACAĞIZ”

Acar, fabrika çalışanlarının oturma eylemi yapacağı söylemine ise, “Çalışanların böyle bir eylemden haberlerinin olmadığını, evet şunu beyan etmişler, ‘Eğer maaşlarımız yatmazsa biz iş başı yapmayacağız.’ Ama bu eylem niteliği taşımıyor. ‘Maaşlarımızın yattığını görmek istiyoruz’ diye… Çalışanlarımız bizim böyle bir eylemden haberimiz yok, böyle bir eyleme iştirak de etmeyeceğiz diye beyan ettiler” şeklinde konuştu.

“FASON ÜRETİM YAPILMA ZORUNLULUĞU DOĞDU”

Acar, fabrikadaki ürünlerin farklı markalarla üretildiğini aktararak, “Konservede çok hızlı gelişiyor bir takım parametreler. Bizim normalde buradaki hedefimiz Anabolu markasıyla, bir Bolu markasıyla kendi ürünlerimizi piyasaya sunmaktı ki ilk başta da bu şekilde başladık. Fakat bir deprem konusu, özellikle depremden sonraki konserve ürünlerine olan talebin artması, kurun yükselmesinden dolayı dış müşterinin iç pazardaki konserve ürünlerine talebin artmasından dolayı, ister istemez fason üretim yapılma zorunluluğu doğdu. Anabolu ismiyle yapılan ürünlerimiz de var ama ekseriyeti müşterinin talepleri doğrultusunda. Kimi müşteri fason istiyor, markasız istiyor, kimi müşteri kendi markasıyla, kutularını tenekelerini kendisi gönderip istiyor. Şu anda müşteri talepleri doğrultusunda üretim yapılıyor. Üretim yeri Bolu. Üzerinde Anabolu yazıp yazmaması çok değiştirmiyor. Ürünün Anabolu Konserve fabrikasında üretildiğini görebiliyorsunuz” açıklamasını yaptı.

“FABRİKAMIZI İLK AÇTIĞIMIZDA ELBETTE Kİ ZARAR EĞİLİMİNDEYDİK”

Acar, fabrikanın ilk açılış sürecinde öğrenme ve zarar etme durumun olduğunu işaret ederek şu açıklamayı yaptı:

“Bir işletmeyi açar açmaz mutlaka bir öğrenme maliyetiyle karşı karşıya kalırsınız. Hiçbir şey masa üstünde hesapladığınız gibi olmayacak. Dolayısıyla biz fabrikamızı ilk açtığımızda elbette ki zarar eğilimindeydik. Dolayısıyla ilk birkaç ay öğrenme maliyetini harcadık. Sonrasında o öğrenme maliyetini yeni imalatlarla, bilinçli imalatlarla ortadan kaldırdık.”

Editör: Oğuzhan EKE