Elmalı Davası’ndan yola çıkarak çocukların çizdiği resimlerin ne kadar önemli detaylar içerdiğini anlatmaya çalışacağım.

6 ve 9 yaşında iki küçük çocuğun maruz kaldığı istismar haberi hepimizi ayağa kaldırdı. Babaannelerin ihbarıyla ortaya çıkan üzücü durum, giderek hayretler içine düşüren bir hal almaya başladı. Küçücük, masum kalpleri olan çocuklar doktor gözetiminde yaşadıkları durumu resimlerle çizdiler, mektupla anlattılar.

Çocuk ile resim, içlerinde ne varsa olduğu gibi yansıttıkları bir bütündür. Bu çizimlerden kişiliklerini, kişiler arası ilişkilerini, resmi çizerken ki ruh halini ve çizilmesi istenen konunun o çocuğa ne ifade ettiğini, duygusal problemlerini, kırgınlıklarını, korkularını, beklenti ve endişelerini anlayabiliriz.

ÇİZİMLERDE FİGÜRLERİN YERLEŞTİRİLDİĞİ ALANLAR ÖNEMLİ BİR DETAY

Figürlerin sayfaya nasıl yerleştirildiği de önemli bir detay. Sayfanın üst kısmına yerleştirilen figürler iyimserliği, hayali, kenara ya da alta yerleştirilen figürler de güvensizliği ve depresyonu işaret eder.

Resimde kafanın normalden büyük çizilmesi duygusal ve sosyal iletişimde yetersizlik belirtisi olarak kabul edilir. Normalden küçük çizilen kafa ise insanlarla ilişki kurmada zorluk çeken, içe kapanmaya eğimli çocuklarda görülür.

İki yana açılan kollar insanlarla yakın ilişki kuran çocukların çizimlerine yansırken; bu durum bazen de insanlarla yakın ilişki kurma isteğinin bir göstergesi. Gövdeye bitişik çizilen kollar ise insanlarla ilişki kurmada zorluk çeken çocukların çizimlerinde görülür.

Ellerin olduğundan büyük çizilmesi dış dünyadan saldırganlık gördüğü ya da dış dünyaya saldırgan davrandığı anlamına gelir. Ellerin çizilmemesi ise olduğundan küçük çizilmesi, arkaya gizlenmesi veya cebe konması özgüven eksikliğini, utangaçlığı, insanlarla iletişim kurmada zorluk çektiğini ifade eder.

Örnek verecek olursak; bir aile resmi çizmesi istenilen çocuğun, aile fertlerinden birinin elini kocaman çizmesinden o kişinin şiddet uyguladığını anlayabiliriz ya da eli hiç çizmeyerek bu şiddeti en azından resimlerde yok saymaya çalıştığını anlayabiliriz.  Benzer olarak evde sürekli bir bağırış çağırış varsa o kişilerin de ağzını büyük çizer ya da yine yok sayarak çizmez. Veyahut ona korku veren kişileri kendisinden, ailesinden uzağa çizer. Böyle bir sürü örnek verebiliriz.

Bu istismara maruz kalan çocuklar 6 ve 9 yaşlarında. Yani biri “şema öncesi dönem”de biri “şematik dönem”de.

6 YAŞ İTİBARİYLE GERÇEKÇİ RESİMLER OLUŞUR

Şema öncesi dönemde artık tanımlanabilecek resimler çizmeye başlarlar. Bu dönemde genelde insan figürleri önden çizilir, profil çizmeye geçiş henüz gerçekleşmemiş olur. Sürekli gördüğü objeleri resmetmeye heveslenir ve çizmeye başlar. Bunları genelde herhangi bir kompozisyona oturtmadan, gelişigüzel bir biçimde çizerler. 6 yaş itibariyle de gerçekçi resimler oluşur, figürler sayfada bir araya gelmeye başlar.

Şematik dönemde ise çocuğun bir olayı ya da objeyi nasıl görüp değerlendirdiği, ona karşı yüklediği duygusal anlam görülür. Figürlerinde ayrıntılandırmalar artar. Figür çizimleri yalnızca önden değil, profilden de çizilmeye başlar, çizimlerinde nesneler arası ilişkileri göstermeye başlar, bir insan, ağaç ve araba figürünü birbiriyle ilişkilendirerek çizer. Artık daha objektif olarak kendisinin, çevresindeki her şeyin daha çok farkına varır bu da çizimlerine yansır.

Çocukların uğradıkları istismarı çizdikleri görselleri, acı çektikleri noktalarda kullandıkları renkleri gördüm. Çocuklar kablo gibi nesnelerle onlara vurulduğunu da söylemişlerdi. Çizdikleri resimlerde de aktarmışlar. Vuran kişinin elinde vurduğu nesne, kendilerinde de vurulan noktaları yuvarlak şekilde çizerek yine canlarının yandığını anlatmaya çalışmışlar. O anki korku ve acılarını kollarını yüzlerine götürmüş bir şekilde göstermişler. Bunu uygulayanların yüzleri tebessümlü ama kendi dudaklarını dalga dalga. Bu da bu durumdan ne kadar hoşnutsuz olduklarını, kurtulmak istediklerine işaret ediyor.

ÇOCUKLARIN DÜNYASINDA YALAN YOKTUR

Çocukların dünyasında yalan yoktur, öğretilmediği sürece... Fakat bu istismar olayında yaşananlar öğretilse bile bu kadar detaylı çizim yapmaları mümkün değil, yaşamadıkları sürece o da. Bu çocuklar bizzat yaşadıkları için olduğu gibi çizmişler. Yani yaşamasalar da öğretilse bile bu da istismar oluyor sonuçta.

MASUMİYETLERİNİ ÖRNEK ALMAMIZ GEREKEN ÇOCUKLARA BUNLAR YAŞATILMAMALI

Tüm bunlara rağmen bu şahısların serbest kalması gerçekten inanılır gibi değil. Çocukların kendi “öz anne”lerinin yaptıkları, söyledikleri hakkında yazdıkları ise akıl alır gibi değil. Fakat bu kişiler bunca detaylı ispata rağmen serbest bırakıldılar. Adalet dediğimiz şey böyle olmamalı. Masumiyetlerini örnek almamız gereken çocuklara bunlar yaşatılmamalı. Çocukların hayatını karartmak bu kadar kolay olmamalı. Bu olay sadece duyduğumuz, daha haberdar olmadığımız ne çocuklar var kim bilir… O yüzden çizdiklerini hafife almamak gerek. Oyun oynarken dahi yaptığı hareketler birçok detay içeriyor.

Çocukları koruyalım. Koşup oynayacakları, güzel hayallerini çizecekleri zamanlarda bunları yaşatmayalım onlara. Kimsenin kimseye en ufak bir zarar vermediği hatta buna yeltenmediği bir dünya dileğiyle…