(Haber: Mehmet Şah Elkatmış) - Eğitim-Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 3 Mart 1924'te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat (Eğitimde Birlik) Kanunu'nun ruhuna aykırı uygulamaların giderek arttığını dile getirdi.

Eğitim kurumlarının laik ve bilimsel eğitim ilkesine uygun bir şekilde yönetilmesi gerektiğini belirten Eğitim-Sen Bolu Şube Başkanı Dilek Çakman, bu tür politika ve uygulamalara derhal son verilmesini istedi.

Çakman, Kanun ile medrese ve mektep ayrımına son verildiğini belirterek; “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 Mart 1924’te Tevhid-i Tedrisat (Eğitimde Birlik) Kanunu kabul edildi. Kanunla, ağırlıklı olarak medreselerde verilen dinsel eğitim ve dinsel olmayan eğitim ayrımı kaldırıldı. Kanun ile medrese ve mektep ayrımına son verilerek, eğitim kurumları tek çatı altında toplanırken, laik eğitime uygun, ilk ve ortaöğretim programları belirlendi” diye konuştu.

“OKULLARDA DİNSEL EĞİTİM UYGULAMALARI YAYGINLAŞMIŞTIR”

ÇEDES ve benzeri projeler aracılığıyla okullarda dini içerikli faaliyetlerin arttığına dikkat çeken Çakman;  “Geçtiğimiz yıllar içinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’na aykırı uygulamalar birer birer hayata geçirilmiştir. İlk olarak medrese sistemine benzer şekilde 4+4+4 kademeli eğitim sistemine geçilirken, son yıllarda dini içerikli derslerin sayısı belirgin şekilde arttırılmıştır. Laik eğitime aykırı şekilde uygulanan zorunlu ve seçmeli din derslerinin yanı sıra, ÇEDES ve benzeri projeler ile okullarda dinsel eğitim uygulamaları yaygınlaşmıştır” ifadelerini kullandı.

 “YOĞUN BİR DİNCİ KUŞATMA YAŞANMAKTADIR”           

Dilek Çakman, Millî Eğitim Bakanlığı'nın Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer dini vakıf ve derneklerle yaptığı protokollerle, ülke genelinde dini içerikli müdahalelerin artmasına neden olduğunu dile getirerek; “Türkiye’de uzun süredir eğitim sisteminde ve okullarda siyasi iktidarın siyasal-ideolojik hedefleri doğrultusunda yoğun bir dinci kuşatma yaşanmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere, iktidar güdümündeki dini vakıf ve derneklerle yaptığı protokollerin sonuçları, ülkenin dört bir yanında yaşanan somut örneklerle ortaya çıkmaktadır. Özellikle ÇEDES projesi kapsamında çeşitli illerde doğrudan laik eğitimi ve laik yaşam tarzını hedef alan uygulamaların hayata geçirilmesi endişe vericidir” açıklamasında bulundu.

 “UYGULAMALARA DERHAL SON VERİLMELİDİR”

Eğitim kurumlarının laik ve bilimsel eğitim ilkesine uygun bir şekilde yönetilmesinin öneminden bahseden Çakman;  “Başta okullar olmak üzere eğitim kurumları dini içerikli faaliyet ve etkinliklerin değil, laik ve bilimsel eğitimin mekânları olmak zorundadır. Laik ve bilimsel eğitimin altını boşaltan eğitim sisteminin büyük ölçüde dini değerler ve kurallara göre biçimlendirilmesine yönelik politika ve uygulamalara derhal son verilmelidir" dedi.

Editör: Burhan YEŞİLTAŞ