Bolu İHH,  2009 yılında, işçi olarak Urumçi' deki bir fabrikada çalışan iki Doğu Türkistanlı gencin linç edilerek öldürülmesinin ardından bilgi alma talebiyle valilik önünde toplanan kalabalığa ateş açılmasıyla başlayan Urumçi Katliamı ’nın yıl dönümü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi.

Haber: Nilay Çelik

Basın açıklamasına; Bolu İHH Başkanı Fethi Sarımsakcı, Memur-Sen Bolu İl Temsilcisi Ahmet Koçak,  STK üyeleri ve vatandaşlar katıldı. Sarımsakcı, “Urumçi Katliamı' nda Çin Hükümetinin emriyle yüzlerce kişi öldürüldü, binlerce kişi yaralandı ve on binlerce kişi ise tutuklandı. Tutuklanan kişilerin büyük çoğunluğundan hala haber alınamıyor” dedi.

“İNSAN HAKLARI İHLALLERİ HAYATIN TÜM ALANLARINDA YOĞUN BİR ŞEKİLDE DEVAM EDİYOR”

Bolu İHH Başkanı Fethi Sarımsakcı, Doğu Türkistan’da insan hakları ihlallerinin devam ettiğine vurgu yaparak,  “Çin' de kanlı bir iç savaş sonucu iktidarı ele geçiren Çin Komünist Partisi' nin (CKP) 1949 yılında işgal ettiği ve 1955 yılında Sincan Uygur Özerk Bölgesi adıyla tahakkümü altında tuttuğu Doğu Türkistan' da, insan hakları ihlalleri hayatın tüm alanlarında yoğun bir şekilde devam ediyor. Çin Hükümeti, sistematik asimilasyon, işçi programları ve zorunlu göç ve nüfus politikaları ile Doğu Türkistan'ın Müslüman nüfusunu azaltmaya çalışırken, Çinlilerin ev ve iş garantileriyle Doğu Türkistan'a göçleri teşvik edilmekte, demografik yap tersine çevrilmeye çalışılmaktır. Çin Hükümetinin 2017 yılından bu yana yoğun bir şekilde kurduğu ve Uygur Türklerinin türlü işkencelere, asimilasyon politikalarına, kadınların rutin olarak tecavüze maruz kaldığı toplama kamplarının sayısının 1200'ü bulduğu ve bu kamplarda tutulan insan sayısının ise 3 milyon civarında olduğu tahmin edilmektedir” şeklinde konuştu.

“EVRENSEL İNSAN HAKLARI BİLDİRİSİNİN MADDELERİNE AYKIRI DAVRANIYOR”

Sarımsakcı, tüm soykırım fiillerinin işlendiğini dile getirerek, “Ne hazindir ki, bu hak ihlalleri ve soykırım uygulamalarını uzun yıllardır yürütmekte olan Çin, 7 Ekim 2020 tarihinde 138 ülkenin oylarıyla Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Komisyonu Üyesi olarak seçilmiştir. Çin, tüm uluslararası hukuk kurallarına aykırı bir şekilde asimilasyon ve soykırım politikalarına devam ediyor. Evrensel insan Hakları Bildirisinin maddelerine aykırı davranıyor. Yine BM tarafından kabul edilen Soykırım Suçunun Önlenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’nin maddeleri arasında yer alan tüm soykırım fiillerini işliyor” dedi.

“DOĞU TÜRKİSTAN'DA ADIM ADIM BİRÇOK ALANDA SOYKIRIM İŞLİYOR”

Doğu Türkistan' nın birçok alanında soykırım işlendiğini ifade eden Sarımsakcı, “Bunlardan bazıları şu şekilde: Dini değerlerin tamamına yönelik saldırılar, cami, medrese ve İslam kültür öğesi eserlerin yıkılması, Bir Kuşak Bir Yol projesi güzergahında bulunan Müslümanlara ait köy ve kasabaların tüm kültürel ve tarihi dokularıyla birlikte yerle bir edilmesi ve bu yerlerin ahalisinin farklı bölgelere sürgün edilmesi, 18 yaşından küçüklerin, memur, işçi öğrenci, emekli ve kadınların ibadet yerlerine girmesi ve ibadet etmesinin yasaklanması, Ramazan ayında oruç tutmanın yasaklanması, Müslümanlara ait mezarlıkların yok edilmesi ya da taşınması, Müslümanlara domuz eti yedirme ve alkol kullandırma, çocukların sünnet edilmesinin yasaklanması, evlilik ve cenaze törenlerinin dine ve örfe uygun yapılmasının yasaklanması, Türk kızlarının zorunlu olarak Çinli erkeklerle evlendirilmesi, toplumun lider ve aydınlarının, akademisyenlerin toplama kamplarına kapatmak suretiyle topluma yön verecek isimlerden toplumun mahrum bırakılması, dini ve milli bayramların yasaklanması, ürünlerin ‘helal’ olarak etiketlenmesinin yasaklanması ve helal etin müslümanların yemesi haram olan domuz eti ile birlikte satılması, Uygurlara verilmiş anadilde eğitim hakkının yasaklanması ve Çincenin tüm okullarda zorunlu dil haline getirilmesi, Uygurca dini ve milli eserlerin, Kur’an-ı Kerimlerin toplanarak yıkılması, okumanın ve bulundurmanın yasaklanması, buna aykırı davrananların hapis cezasına çarptırılması” ifadelerine yer verdi.

“ZULMÜN ARKASINDA YATAN NEDENLERİN EN ÖNEMLİLERİNDEN BİRİ İSE EKONOMİK ÇIKARLARDIR”

Sarımsakcı, hayatın birçok alanında asimilasyon politikalarının devam ettiğini belirterek, “Doğu Türkistan’daki Çin zulmü yalnızca bu yapılanlarla da sınırlı değil elbette. Hayatın birçok alanında bu asimilasyon politikaları daha da artırılarak devam ettiriliyor. Endişeyle söylüyoruz ki İslam dünyasının ve tüm insanlığın sırtını döndü Doğu Türkistan eğer gündelik kazançlar ve reel politik kaygılarla unutulursa yarın yanında durulacak bir Doğu Türkistan olmayacak. Çin’in Doğu Türkistan bölgesinde periyodik olarak devam ettirdiği zulmün arkasında yatan nedenlerin en önemlilerinden biri ise ekonomik çıkarlardır. 138 çeşit madenin çıkarıldığı Doğu Türkistan özellikle petrol, doğalgaz, uranyum, altın, kömür gibi madenler açısından oldukça zengindir. Bölge aynı zamanda 8 ülke ile var olan sınırları, Çin’in 2013 yılında ilan ettiği ‘Bir Kuşak Bir Yol’ projesinin güzergahında olması gibi nedenlerle ekonomik ve jeostratejik açıdan büyük öneme sahiptir” diye kurdu.

“VİCDAN SAHİBİ HERKESİN KARŞISINDA DURMASI GEREKEN BÜYÜK ZULÜMLERDİR”

Zulümleri engellemek adına çağrıdan bulunan Sarımsakcı, “Çin Hükümeti’nin Doğu Türkistan’daki sistematik hak ihlalleri asla görmezden gelinemeyecek, vicdan sahibi herkesin karşısında durması gereken büyük zulümlerdir. Ne yazık ki, şu ana kadar ne Birleşmiş Milletler, ne İslam işbirliği Teşkilatı, ne de diğer uluslararası kurum ve kuruluşlar üzerine düşen görevleri yerine getirememiştir. Buradan açık bir şekilde çağrıda bulunuyoruz ve diyoruz ki, insanlık tarihi boyunca ne kadar zulüm ve zalim varsa hepsi tarihi kara birer leke olarak geçti. Ne kadar zulüm ve zalim destekçisi varsa onlarda öyle. Gelin sizler bu zulümleri engellemek için adımlar atın. İnsan haklarına savaş açan, insanlık onurunu çiğneyen ve on yıllardır türlü zulümler işleyen Çin Hükümeti’ne gereken yaptırımları uygulayın. 2009 Urumçi Katliamı’nda ve yıllardır süren diğer saldırılarda hayatlarını kaybeden Doğu Türkistanlı kardeşlerimize Allah’tan rahmet diliyoruz. Doğu Türkistan’da zulüm bitene kadar kardeşlerimizin yanında duracağımızı ve asla yalnız bırakmayacağımızı bir kez daha ifade ediyoruz” açıklamasında bulundu.

Basın açıklamasının ardından, saldırılarda hayatlarını kaybeden Doğu Türkistanlılar için dualar okundu.