Oruç kelimesi dilimizde; bir şeyden uzak durmak, bir şeye karşı kendini tutmak demektir. Orucun dinimizdeki anlamı ise; tan yerinin ağarmasından (fecrin doğmasından) güneşin batmasına kadar şer’an belirlenmiş ibadeti yerine getirmek niyetiyle yeme, içme ve cinsel ilişkiden uzak durmayı ifade eder.

Oruç, İslam’ın beş şartından biri olmakla beraber

bir takım değişiklikler olsa da, bütün dinlerde var olan bir ibadettir. Hiçbir disiplinde görülmeyen mistik, estetik, ahlaksal ve ruhsal faydaları sebebiyle insanlık tarihi boyunca her toplumun şöyle ya da böyle, az veya çok uyguladığı bir ibadet ve tedavi şekli olarak görülmektedir. Oruç; fıtratın bir gereği, insan hayatının ayrılmaz bir disiplini, Allah’ın emri bir ibadettir.

Bütün ibadetlerin gayesi, sadece Allah'ın rızasını kazanmaktır. Bununla beraber bedenî ve kalbî bir ibadet olan oruç’un ise; dini, ruhi, sosyal, sağlık, ekonomik ve pedagojik bakımlardan pek çok faydaları da vardır. insanı, fitne çıkarmaktan, haset etmekten, insanların arasını açmaktan, dedi-doku yapmaktan, yalan söylemekten, kötülük etmekten, başkalarının malına, canına, ırz ve namusuna göz dikmekten, kavgadan -gürültüden alıkoyan, herkes ile iyi geçinmeyi, gönül yapmayı, başkalarına yardım etmeyi, sevmeyi, saymayı, acıma ve merhamet duygularını devamlı canlı tutmayı sağlayan bir ibadettir. Bu ibadeti yerine getiren bir Müslüman Rabbinin emrine uymanın derin hazzını tadar ve huzurunu yaşar.

Oruç, Yüce Allah’ın bizlere ihsan ettiği sayısız nimetlere karşılık O’na şükranlarımızı arz etmektir. Oruç sabrı geliştirir. Nefsi terbiye eder, günah işleme temayülünü önler; insanı iyiliğe yönlendirir ve güzel ahlaka ulaştırır. Bunun için Yüce Allah, gönderdiği bütün dinlerde orucu farz kılmıştır. Kuran’ı Hakimde şöyle açıklanmaktadır: “Ey iman edenler! Oruç sizden önce gelip geçmiş ümmetlere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz."

Oruç yalnız Allah için  tutulan bir ibadet olduğu için sınırsız sevap kazandırır ve kişiyi takva sahibi kılar. Cennette sadece oruç tutanların girebileceği ''Reyyan'' denilen özel bir kapı mevcuttur. Oruç, ciddi bir sabır sınavıdır. Allah’ın verdiği nimetlere gün boyu el sürmeyen insan, hem sabır sınavını başarmış hem de yoksul ve ihtiyaç sahibi insanların durumlarını yaşayarak öğrenmiş olur. Oruçla nefis mücadelesine alışılır, hayatın zorlukları yenilir, ahiret saadetine erişilir.

Oruç, kötülüklerden koruyan bir kalkandır. Oruç günahların bağışlanmasını sağlayan en önemli ibadetlerdendir. Oruç, insanın kendisi ile barışık olmasını, özü ile sözünün aynı olmasını sağlar. Oruç, bir yıl yorulan insan bedenini dinlendirir ve ona sağlık kazandırır. Oruç, insanları suç ve günah işlemekten alı kor.

Özetle Oruç tutan insan;

-Allah’a itaat etmenin derin hazzını duyar ve büyük mükâfat kazanmış olur.

-Allah’ın verdiği nimetlere şükretmenin mutluluğunu ve aç kalanların ıstırabını öğrenmiş olur.

-Tam bir nefis terbiyesi ve irade eğitimi almış olur.

-Sabır ve metanet kazanmış, uzuvlarını kötü söz ve davranışlardan korunmuş olur.

- Kamil iman, salih amel ve güzel ahlak sahibi olur.

-Ve netice itibarı ile Allah’ın rızasını ve cennetini kazanmış olur.