(HABER: MEHMET ŞAH ELKATMIŞ)- Bolu İl İnsan Hakları Kurulu Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu tarafından 15 Mart 2022 tarihinde kabul ve ilan edilen “İslamofobi ile Mücadele Uluslararası Günü”nün üçüncü yıl dönümünde önemli bir açıklama yayımladı.

Açıklamada, İslam karşıtlığı söylemlerinin Müslümanları terörizm ve şiddetle ilişkilendirdiği, onları tehdit olarak gördüğü ve kutsal mekanlar ile mülklerini hedef aldığı belirtilerek; “İslamofobi Müslüman kişilere ve İslam’a karşı duyulan güvensizlik, nefret ve korku hisleriyle sahip olunan yanlış bilgilerden kaynaklanan bir ırkçılık ve yabancı düşmanlığı şeklidir. İslam karşıtlığı söylemleriyle, Müslümanlar terörizm ve şiddetle ilişkilendirilmektedir ve tehdit olarak görülebilmektedir. İslam karşıtı söylem ve davranışlar; Müslüman kişi ve topluluklar, camiler ve mezarlıklar gibi kutsal mekanlar ile Müslümanların ev, okul ve kuruluş gibi mülklerini hedeflemektedir.

İslam karşıtlığı/İslamofobi, dünyada din ve inanç temelinde ayrımcılığın ve nefret söyleminin en yaygın görünümlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Kur’an-ı kerime yönelik saldırılar ise İslamofobi den kaynaklanan çirkin eylemlerdir.” denildi.

“AYRIMCILIK VE AÇIK NEFRETİN “SALGIN BOYUTLARINA” ULAŞTIĞI AÇIKÇA GÖRÜLMEKTEDİR”

BM tarafından yayımlanan 13 Nisan 2021 tarihli raporda Müslümanlara yönelik şüphenin, ayrımcılığın ve açık nefretin "salgın boyutlarına" ulaştığının ifade edildiği hatırlatılan açıklamada; “Birleşmiş milletler (BM) tarafından yayımlanan 13 Nisan 2021 tarihli raporda, Müslümanlara yönelik şüphe, ayrımcılık ve açık nefretin “salgın boyutlarına” ulaştığı açık bir biçimde ifade edilmiştir.

İnsan hakları evrensel beyannamesi ve Avrupa insan hakları sözleşmesi başta olmak üzere birçok uluslararası sözleşmede din ve vicdan hürriyeti güvence altına alınarak: kişilerin dini, inancı ve mezhebi nedeniyle ayrımcılığa uğraması yasaklanmıştır. Uluslararası sözleşmelerdeki bu güvenceye rağmen nefret söylemi ve nefret suçları bağlamında İslam karşıtlığı uzun süredir varlığını sürdürmekte ve endişe verici biçimde sıklıkla gündeme gelmektedir.” ifadelerine yer verildi.

“MÜSLÜMANLARA YÖNELİK NEFRET EYLEMİ ARTIŞ EĞİLİMİ GÖSTERMEKTEDİR”

Kurul, Müslümanlara yönelik ayrımcılığı engellemek ve küresel barışı tesisi için uluslararası çabaların güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Basılı ve görsel yayınlar ile sosyal medyada da aynı şekilde Müslümanlara yönelik nefret eylemi artış eğilimi göstermektedir. Bununla birlikte bazı popülist siyasetçiler tarafından da Müslümanlara yönelik nefret söylemi olarak ifade edilebilecek beyanlarda bulunulmakta, bu yönde davranışlar sergilenmektedir” açıklamasında bulunuldu.

Son olarak, insan haklarının ihlali ve evrensel değerlere saldırının önlenmesi adına BM Genel Kurulu tarafından kabul edilen 15 Mart'ın “uluslararası İslamofobi ile mücadele günü” olarak anılmasının önemine işaret edilerek ; “İnsan haklarının ihlali sonucunu doğuran ve evrensel değerlere saldırı niteliği taşıyan söz konusu ifade ve davranışların önüne geçilmesi ve küresel barışın tesisi doğrultusunda gösterilen uluslararası çabaların güçlendirilmesi amacıyla BM genel kurulu tarafından 15 Mart günü “uluslararası İslamofobi ile mücadele günü” olarak kabul edilmiştir.

“TEDBİRLERİN ALINMASINA İHTİYAÇ DUYULMAKTADIR”

Müslümanlara yönelik ayrımcılık oluşturan politikalar, Müslüman karşıtı ırkçılık ve ayrımcılıkla mücadele amacıyla kodifikasyon çalışmalarının evrensel düzeyde gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Evrensel barışın tesisi hususunda, Müslümanlara yönelik saldırıların önlenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasına ihtiyaç duyulmaktadır.” İfadeleri kullanıldı.

Editör: Burhan YEŞİLTAŞ