Sayın okurlar;

Akıl hocası değiliz. Biz, kendimize akıl veremiyoruz ki başkalarına akıl verelim. Ancak yasaklar devam ediyor. Uymayanların haddi hesabı yok. Tınlamıyorlar dahi. Ne diyelim? Anlayış, kavrayış meselesi? Delilerin düşünmesine, tavukların eşinmesine, Lokman Hekim dahi çare bulamamış. Her ahmak, ışıkla, alevi karıştırır. Ayrıca kendisini her yakanı da, güneş sayar.

Zaman zaman, kurallara uygun (sokağa, caddeye çıkıyorum) genelde İzzet Baysal Caddesinde, az da olsa, maskeyi çenesinin altında takanlar yok değil Dolayısı ile, bilgili bir ahmak, cahil bir ahmaktan daha çok ahmaktır. Serseriye cevap verilmez ki.

Örneğin; kafa şartlı  - beton - kalas. Bu kafaya tertibi-düzeni-planı-kuralları, sallavur tokmağı ile çaksan, bir (ıklamada) geri çıkarır. Neden? Nedeni mi var? Kafa yalama, tutmuyor ki…

Örneğin; maskeyi koluna, kulağının kepçesine, işkembe gibi takıp sallayan akıl, akıl değildir-çakıldır. Moloz kafada takoz beyin olması normaldir.