Sayın Okurlar;

Akıl, kullanmasını bilene, en kuvvetli silahtır. Kullanmasını bilmiyorsa, Allah korusun, döner kendini vurur. Akıl başta olduğu zaman, insanoğlu güven, huzur ve barış içinde olur. Gönül, bir padişah olsa da, akıl, mükemmel bir vezirdir. Ancak akıl gel-git olursa, sonuçlar da kişiyi mahcup eder. Akıl için tarik (yani yol) birdir. Nasıl düşünürse düşünülsün, iyi bir akıl, kişiye sermayedir. Akıl olmazsa başta, ne kuruda biter, ne yaşta, diye geçen yazılarımızda da ifade etmiştim. Akıl, para ile satılmaz, akıl olur, yakında olur ama gerçek akıl olursa izahı, izanı, adabı, usulü ve erkanı da olur. İşte bunun için akıllı düşman, akılsız dosttan daha iyidir. Bir gerçek de odur ki her akıllı edebi, edepsizden öğrenmiştir. Aklı gerçek, düzgün ve aydın olan, hayatı boyunca belki aldanmıştır ama iki defa aldanmamıştır. Akıl, övgüye layık dosttur. Aynı zamanda güzel ve doğru akıl, insanın, bir nevi üstünlüğüdür. Akıl bir ağaç ise cömertlik ve haya da onun meyvalarıdır. AKIL HİDAYET EDER, KURTARIR; SERSERİ AKIL İSE HELAK EDER, BATIRIR. BU NEDENLE OLACAK Kİ GERÇEK AKILLI SUSTUĞUNDA DÜŞÜNÜR, KONUŞTUĞUNDA ZİKREDER, BAKTIĞINDA VE GÖRDÜĞÜNDE DE İBRET ALMASINI BİLİR.

Sayın Okurlar;

Örneğin; Akıllıyım diyen akılsız, genelde hep kendini beğenir, beğendikçe gururlanır, gururlandıkça şımarır, şımardıkça arsızlaşır, çamurlaşır, böylece eşeğin tuzlaya çakılması gibi, bir gün gelir beyninin üstüne çakılır. Yüce Yaratan, hiç kimseyi doğru ve güzel akıldan geri koymasın. ÖYLEYSE, ÖNCE İNSAN.

Sonuç;

Akıl, müminin dostudur, ahlakın yardımcısıdır. İyi geçinmek babası, yumuşak davranması hali ise kardeşidir. Akıllı insanda aslında şu özellikler olursa daha güzel olur, diye düşünüyorum:

Kendi durumunu düşünmek – dilini korumak – zamanı iyi tanımak ve tartmak.

Ya Rabb, ne eksilirdi derya-yı izzetinden

Ya Dehre gelmeseydim ya aklım olmasaydı

Ziya Paşa

(dehr: Zaman, cihan, devir.)