Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın İŞKUR ile ilgili açıklamalarının ardından, konu ile ilgili Bolu’nun çeşitli bölgelerine AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay’ın da telefon numarasının bulunduğu billboardlar asıldı.

Telefon numarasının billboardlara yazıldığını öğrenen Nurettin Doğanay, olayla ilgili suç duyurusunda bulundu. Doğanay’ın şikâyeti sonrasında polis billboardların kaldırılması ile ilgili kararı firmaya gönderdi ve billboardlar kaldırıldı.

Olaydan bir gün sonra basın mensuplarının karşısına çıkarak açıklamalarda bulunan AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay, sert tepki gösterdi. Doğanay, “Tanju Özcan’ın beni hedef gösteren billboardlar asması, telefon numaramı vermesinin tek kelime ile izahı vardır. Bu ancak bir tek cümle ile anlatılabilir; bunun adı ahlaksızlıktır.” dedi.

MEHMET FATİH YALINIZ

AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay billboardların kaldırılmasının ardından partilileriyle birlikte bir basın toplantısı düzenleyerek gazetecilere açıklamalarda bulundu.

AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay, açıklamasında şu ifadeleri kullandı; “Bugün AK Parti Bolu İl Başkanı Nurettin Doğanay kimliğinin yanında, aynı zamanda bir baba, bir aile reisi ve her an ailesi ile Bolu Halkının kullandığı sosyal alanlara giden, bir aile reisi, Bolu’da sosyal kimliği olan Nurettin Doğanay olarak konuşmak istiyorum. İl Başkanı olduğum ilk günden bu yana hep ahlaki ve insani değerleri ön planda tutarak, siyasi çizgimi sürdürmeye çalıştım. Birçoğunuzun da şahit olduğu gibi 15 Temmuz ihanet gecesi sonrası Demokrasi Meydanında nöbet tuttuğumuz zor günlerde alana hiç gelmeyen dönemin milletvekili Tanju Özcan’ı yuhalayanları, ona hakaret içeren aleyhte slogan atmaya çalışanlar, Tanju Özcan beni aramamasına rağmen, milletvekilimiz beni aramıştır, hepinize selamı vardır diyecek kadar ince düşünebilen biriyim. Çünkü oradaki her türlü her türlü hakaretin söylemin karşılığında onun da bir ailesi olduğunu, bir baba olduğunu, onun da bir evde eşi olduğunu, bilerek o hissiyatla hareket etmiş olan birisi olarak bunu söylüyorum. Bir insanın, annesi, babası, okula giden çocukları evde olan eşi vardır.

“Hangi düşünce ile bunun yapıldığını anlamakta zorlanıyorum”

Öncelikle insan olduğumuzu hatırlamamız gerekir. Siyaset, her şey bir yere kadar ama biz insanız, insan olmak farklı bir şey, insan kalabilmek başka bir şey. Gerek, şahsımın olduğu buralar, gerekse belediye başkanının bulunmuş olduğu orası, hepimizin bu koltuklarda oturduğumuz günlerin bir sonu olacak. Biz hiçbir yerde buluşmasak, caminin önünde musalla taşına uzandığımızda partili veya partisiz, orada hep birlikte olacağız, hep birlikte buluşacağız. Siyasetin böyle fütursuzca yapılmasına söyleyecek bir şey yok. Dibe geldiğimiz bir noktadayız. Bolu’da tuzun koktuğu noktaya geldik. Tuz kokmuştur. Dün gece itibarıyla, hangi kafayla hangi mantıkla, hangi düşünceyle, hangi insani değerlere, hangi arkadaşlığa, hangi dostluğa sığınılarak bunun yapıldığını, hangi düşünce ile bunun yapıldığını anlamakta insan olarak zorlandığımı belirtmek istiyorum.

“Bunun hesabını kim verecek?”

Dün hepimizin bildiği gibi, açık açık, ismim ve kullandığım cep telefonunu numaram, billboardlara asılarak Bolu Belediyesinde işe başlayacağı sözüne karşılık umut besleyen insanlara işe başlayamamalarının sebebi olarak şahsım hedef gösterilmiştir. Telefon numaramın ilan edilmesinden zerre kadar gocunmam. Çünkü, gerek televizyonlarda, her yerde her alanda telefonumu veren, Bolulu olan hemşerilerimizin bir çoğunda numarası olan bir siyasetçiyim. Ama seçim öncesi seni işe alacağım yalanları ile insanlardan oy devşiren, onların hayalleri ile oynayan Tanju Özcan’ın beni hedef gösteren billboardlar asması, telefon numaramı vermesinin tek kelime ile izahı vardır. Bu ancak bir tek cümle ile anlatılabilir; bunun adı ahlaksızlıktır. Gece yarısı evde ailemle otururken arandığımda, bana edilen hakaretler, tehditler ve bunun sonucunda ailemin yaşadığı tedirginliğin, korkunun, yaşadıkları ruhsal bunalımın, durumun hesabını kim verecek? Sabahleyin, saat 08.00’de 12 yaşındaki kızım okula giderken, baba gideyim mi? Diye soru ile karşılaşmamın hesabını kim verecek? Bu insanı bir şey mi, bir insani yaklaşım mı? Kolay mı şehrül emin olmak? Olduktan sonra o koltukta insani bir şekilde kalabilmek kolay mı?

“Bolu Halkı basit şovlara prim vermiyor”

Bu konunun yerel ve ulusal basında konu olmasının sonrası marjinal ve fanatik grupların hedefi haline getirilmemin ve olası yaşayacağım tatsız bir olayın vebalini kim üstlenecek? Bunun adı siyaset değildir, böyle siyaset olmaz. Bunları siyaset yapmak adına söylemiyorum. İnsanlıkla bağdaşmayacak gayri ahlaki durumun zaten siyasette yeri olamaz. Siyasi hayatı şovlarla, yalan ve iftiralarla geçen Tanju Özcan, biliyorum ki, bu hazırlanan ilanlardan haberi olmadığını söyleyerek, suçu yanındaki suçsuz insanlara atacak. Belki de bu olayda hiçbir suçu olmayan masum bir kardeşimizin işine son verecek. Çünkü hiçbir zaman sorumluluk almayan Tanju Özcan, bu olayda da şova kaçacak. Siyasi rant elde etmeye kalkışacaktır. Ama tuz koktu, artık Bolu Halkı, bu basit şovlara prim vermiyor. Çünkü öyle veya böyle, söylediğiniz yalanlar bir gün ortaya bir bir çıkıyor.

“Konu yargıya intikal etti”

Aslında bu yaptığının da gerekçesini sebebini 11 aydır Bolu’ya 460 milyon TL borç var yalanını da ortaya atarak müfettiş raporları ile de bu ortaya çıktıktan sonra onun altında vermiş olduğu ezikliğin hangi ruh hali ve kafasıyla yaptığını da düşünebilecek biriyim. Siyasi hayatı boyunca bu şovlara devam eden biri olarak Bolu Halkı da buna prim vermiyor. Bundan sonra da vereceğini zannetmiyorum. Konu yargıya intikal ettiğinden çok da fazla konuşmayacağım. Tek söyleyeceğim, bu ahlaksızlık karşısında bana gerek telefonla, gerek mesajla, gerek sosyal medya ile gerekse de bu konuyu haber yaparak destek veren basın mensubu arkadaşlarıma, Bolulu hemşerilerime buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.

“Gün siyaset yapma değil, insan olma günü”

Dün hakkımda ortaya atılan İŞKUR ile ilgili iddialara da Cumartesi günü düzenleyeceğimiz İl Danışma Meclisinde cevap vereceğimi de belirtmek istiyorum. Çünkü bugün siyaset yapma günü değil. Bugün insan olma, insani değerlere sahip çıkma günü.

Editör: TE Bilisim