Cumhuriyet Halk Partisi Bolu Milletvekili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda söz alarak, KHK’lar hakkında konuştu. Özcan, KHK’larla yapılan ihraçlarla milyonlarca insanın mağdur edildiğini iddia etti.

15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra KHK’larla yaklaşık 111 bin kişinin kamudan ihraç edildiğini ifade eden Özcan meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı; “15 Temmuzda başarısız bir darbe girişimi oldu, çok şükür. O gün Sayın Erdoğan’ın havaalanında yaptığı konuşmayı hatırlıyorum. Ellerini ovuşturarak demişti, hatırlıyor musunuz, “Bu darbe girişimi Allah’ın bir lütfu oldu.” diye. Biz “Darbe girişimi başarısız oldu.” derken daha o dakikalarda, belki daha öncesinde kafasındaki planı hayata geçirmeye başlamış. 15 Temmuzda başarısız bir darbe oldu, çok şükür ama 20 Temmuzda başarılı bir darbe oldu Türkiye’de. 20 Temmuz darbesinden bahsediyorum, KHK’lar eliyle Türkiye’nin ne hâle getirildiğinden bahsediyorum.

O tarihten sonra yaklaşık 26 KHK çıkartıldı. Bu 26 KHK’yla birlikte yaklaşık 111 bin kamu personeli ihraç edildi. Bunların hemen hemen hiçbirisine soru dahi sorulmadan ihraç edildi, hatta bir kısmı -Sayın Kaboğlu da dâhil hâlâ- neyle suçlandığını bile bilmeden ihraç edildi. Ya bir tek savunma bile alınmadı, “Sen ne diyorsun?” bu konuda bile denmedi, usulen de olsa bir tahkikat yapılmadı. Bu, çok acı verici, üzüntü verici bir durum.

Sayın milletvekilleri, tabii, genel olarak ihraçlara baktığımızda, ortaya konan gerekçeler nelerdi? “FETÖ’cülerin okullarına çocuklarınızı göndermişsiniz.” Birinci gerekçe buydu değil mi? İkinci gerekçe “FETÖ’cülerin bankasına para yatırmışsınız.” Üçüncü gerekçe de –daha başka gerekçeler de var ama ana gerekçeleri sayıyorum- “FETÖ’cülerin sendikasına üye olmuşsunuz.” Gerekçeler bunlar, değil mi?

Şimdi, şu gerekçeleri bir irdeleyelim, benim aklıma takılan çok şeyler var. Şimdi, okullar meselesi. Sayın milletvekilleri, ben şimdi size FETÖ’ye mali anlamda destek olmuşsunuz, hem de 17-25 Aralıktan sonra desem eminim tepki gösterirsiniz ama bunu yapmışsınız. Bakın, çıkan bir yasa var, 14 Mart 2014 tarihli, 6528 sayılı Yasa. Yani bu özel okullara çocukları gönderenleri destekleme amacıyla çıkartılan yasa. Hatırlıyorsunuz değil mi bunu? Siz demişsiniz ki “Özel okullara çocuklarınızı gönderin.” Peki, bu dönemde kaç tane özel okul kapatılmış? 1.064 tane özel okul kapatılmış. Bunların zaten 835 tanesi de sizin döneminizde açılmış. Yani siz veliye diyorsunuz ki çocuğun babasına, paranın yarısını veren çocuğun babasına veya bir kısmını veren çocuğun babasına “Sen bunların okuluna çocuk gönderdin, ben seni terörist sayıyorum.” E, diğer parayı kim vermiş, teşviki kim vermiş? Devlet baba vermiş, sizin çıkarttığınız kanun sayesinde vermiş. Yani siz bir anlamda kendi koyduğunuz milattan sonra FETÖ terör örgütüne mali olarak destek vermişsiniz. Sadece 2015-2016 eğitim yılında 114 milyon lira para aktarmışsınız bu kapatılan okullara, 114 milyon lira, dikkatinizi çekiyorum. Şimdi, diyorsunuz ki siz “Çocuklarınızı bu okullara gönderdiniz.” E, peki bu okulların açılmasına sebebiyet verenler kimler, bu izinleri verenler kimler? Bu siyasi kararları alanlar sizlersiniz. AKP olarak ülkeyi siz yönetiyorsunuz. İdari kararları alanlar kimler? Sizin atadığınız bürokratlar. E, şimdi sizin hiç mi suçunuz yok? O okullara çocuk gönderen kamudan ihraç ediliyor ama o okulları açanların, o okullara mali destek verenlerin, bunların hiç mi suçu yok?

Şimdi, onlar terörist oldu, siz sütten çıkmış ak kaşık mısınız? Bank Asya meselesi… Bakın, Bank Asyanın nasıl kurulduğunu defalarca anlattık. Hatta iki gün önce Sayın Metiner’in kaleme aldığı yazıda geçen protokole baktığınızda Fetullah Gülen hariç hepsi yine ordaydı, kurdeleyi kesenlerle aynıydı.

Şimdi, Bank Asyayla ilgili şu sorulara bir türlü cevap bulamıyoruz: Bank Asyada kaç milyon hesap var? Türkiye genelindeki Bank Asya şubelerinde kaç tane çalışan var? Bu soruların cevaplarını bulamıyoruz, bu konuda verilmiş soru önergelerine de cevap yok. Şimdi, siz diyorsunuz ki: “Bank Asyaya para yatırdıysan sen teröristsin, FETÖ'cüsün.” Peki, şunu, özellikle AKP’li belediyelerin Bank Asya aracılığıyla toplu taşıma hizmeti verdiklerini bilmiyor musunuz? Dolayısıyla Türkiye'de birçok ilde binlerce kişinin belediyenin toplu taşımasından faydalanmak için Bank Asyaya hesap açtırmak zorunda kaldığını bilmiyor musunuz? Yine birçok kamu kurumunun maaşlarının neredeyse 15 Temmuza kadar Bank Asya üzerinden verildiğini bilmiyor musunuz? İnsanların bu maaşı almak için bu hesabı açtırmak zorunda kaldıklarını öngörmüyor musunuz?

Şimdi, böyle bir gerekçe olabilir mi? Ben bunu tekrar düşünmenizi özellikle talep ediyorum.

Ha, bir de şu AKTİF-SEN meselesi var, ismini de verelim sendikanın. Ya, arkadaşlar, “AKTİF-SEN cemaatin, FETÖ'cülerin sendikası.” diyorsunuz. Ee, 14 Temmuzu 15 Temmuza… 15 Temmuz gecesi darbe girişimi oldu. Biliyorsunuz, bu tür sendikalara sendika katılım payını devlet yatırıyor, değil mi? Darbe girişiminden sonra AKTİF-SEN’in hesabına sendikal payların yatırıldığını biliyor musunuz Hükûmetiniz tarafından? Hiç buna baktınız mı? Burada bile derin çelişkiler olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum.

Özetle söylersek sayın milletvekilleri, bu KHK’lar sayesinde yapılan bu ihraçlarla siz milyonlarca insanı mağdur ettiniz, milyonlarca insanı mağdur ettiniz. Öbür tarafta bunun hesabını nasıl vereceksiniz bilmiyorum ama bu tarafta, inşallah, mahkemeler huzurunda bu hesabı verdiğinize biz şahit olacağız, Allah’tan en büyük dileğim bu.”

 

Editör: TE Bilisim