(ÖZEL HABER: EBRU BUKET EKE) - Asrın Felaketinde, enkaz olan İsias Otel’de hayatını kaybeden Bolulu Turizm Rehberi İmran Aydoğdu’nun annesi Seher Aydoğdu, depremin ardından geçen 1 yılı anlattı, dava sürecine ilişkin konuştu.

6 Şubat… Eşi benzeri görülmemiş bir felaket… Üzerinden tam 1 yıl geçti. Kahramanmaraş merkezli, toplamda 11 ili etkileyen 6 Şubat depremleri tüm Türkiye’yi hatta dünyayı yasa boğmuştu. Binlerce vatandaşımızı kaybettiğimiz depremlerde, Bolu’dan da 4 canımızı yitirdik. Onlardan biri de Turizm Rehberliği yapan İmran Aydoğdu’ydu. İmran, tur rehberliği eğitimi için 6 Şubat’ta Adıyaman’daydı. Felaketin yaşandığı gün ne yazık ki toza dönen İsias Otel’deydi ve enkaz altında kalmıştı. Ailesi uzun süre İmran’dan haber almaya çalıştı. Bulduklarında İmran hayata gözlerini yummuştu.

İMRAN’IN ANNESİ YAŞADIKLARI SÜRECİ ANLATTI

İmran Aydoğdu’nun annesi Seher Aydoğdu, 6 Şubat’ta yaşadıklarını anlattı; “Bizim için çok zor bir hayat… Yavrumun üstünde toprak var, bizim üstümüzde yok, yaşayan ölüleriz. Her gün acı çekerek, fotoğrafına sarılıp günaydın diyerek uyanıyoruz. Hiçbir şeyden zevk almıyoruz, yani yaşamak için yaşıyoruz. O gün aramadığımız hastane kalmadı. Ara ara yanlış bilgiler geldi, “İmran kurtarıldı” diye ama ben hissediyordum. Bizim onunla gönül bağımız vardı çünkü. Ben ona kalbimden seslendiğimde mutlaka arardı ya da beni duyardı. Ben yavrumu arayıp ulaşamazsam bana 5 dakika içinde dönerdi. Dönmediğine göre benim yavrum gitti dedim.” şeklinde konuştu.

“YAVRUMUN SAÇLARINDAN ONLARIN PİS KUMLARINI ARITAMADIM”

İmran’a ulaşmaya çalıştıkları esnada görevlilerin enkaz altından birini çıkardığını ve o kişinin İmran olduğunu tespit ettiklerini söyleyen Seher Aydoğdu, “Enkaz altında nasıl kaldığını bilememek, acı çekti mi, yardım için bağırdı mı diye düşünmek kahrediyor” dedi. İmran’ın Adıyaman’a gitmesini hiç istemediğini belirten Aydoğdu, “yavrumu doğduğu saatte hastanede yıkadım. Saçlarının içinden onların pislik kumlarını arıtamadım. Kulaklarına, burnuna, her yerine kum dolmuştu.”  dedi.

“BİZ EVLATLARIMIZIN KALAN KOKULARINI İÇİMİZE ÇEKERKEN…”

Aydoğdu, “İlk dava, Allah’tan bizim istediğimiz gibi sonuçlandı yani en azından salınmadılar. Ona çok sevindik.  26 Nisan’da ikinci davamız var. İnşallah onda da salınmazlar. Tek temennimiz bu davanın bütün Türkiye için, depremde hayatını kaybedenler için örnek bir dava olmasını ve emsal bir karar teşkil etmesini istiyoruz.  Davanın ilk günü onların vicdansız konuşmalarını dinledik. Hiç pişmanlıkları yoktu. Biz evlatlarımızın kalan kokularını içimize çekerken, o iki çocuğuyla oturdu karşımıza. Şeytanın vücut bulmuş halleriydi yani… Onlarda asla merhamet, vicdan olduğunu düşünmüyorum. Devletten teşviki almışlar, çocuklarımıza tabut olan bu oteli yapmışlar. Onları dinlerken ellerimizi, dişlerimizi sıktık, tırnaklarımız battı sıkmaktan. İkinci gün bütün ailelerin feryatlarını dinledik, akşama kadar ağladık. Aynı acıları yaşıyoruz, hepsi evladını kaybetti. Davadan döneli hala kendimizi toparlayamadık. Bizim için kabus gibiydi. Tekrar o travmaları yaşamak, tekrar oraya gidip aynı şeyleri yaşamak, enkaza gitmek, o enkazı tekrar görmek… Yavrumun orada son nefesini verdiğini bilmek. Bu bize çok acı verdi.

Kıbrıslılar daha çok sahip çıkıyor bu davaya. Yavrumu da kendi çocukları gibi sahiplendiler. Onu da bizi de hiç yalnız bırakmıyorlar Allah razı olsun.” ifadelerini kullandı.

“TANJU ÖZCAN İNŞALLAH SÖZÜNÜ TUTAR”

Tanju Bey’den bir şey istemiştik. Meclis toplantılarını da izliyoruz. Yavrumun ismini bir sokağa ya da caddeye vereceği günü bekliyoruz. İnşallah sözünü tutar. Yetkililerin yanımızda olmalarını istiyoruz. Emsal karar ile bir daha hiçbir annenin, babanın, kardeşin, ailenin ağlamasını istemiyoruz. Sahte evrak yapılmasın, çünkü bizim davada böyle şeyler var…” sözlerine yer verdi.

İSİAS ARTIK BİR MÜCADELE HALİNE GELDİ

İsias Otel, hem resmi hem de manevi olarak bir dava haline döndü. Otelden sorumlu kişiler, “binada usulsüz hiçbir şey yok” deseler de davaya ilişkin hazırlanan iddianamede, bina projesinin 11 normal kat olmak üzere toplam 13 kat olarak hazırlandığı fakat ruhsatın 9 kat olarak verildiği, proje bilgileri ile ruhsat bilgilerinin uyuşmadığı, zemin etüt raporunun bulunmadığı, yapı kullanma izin belgesinin mevcut olmadığı, ruhsatsız olarak yapılan 8. kata 11.10.2018 tarihli yapı kayıt belgesinin düzenlendiği, 6.03.2003 tarihli inceleme raporu ve 31.07.2003 tarihli genel denetim raporuyla denetimde tespit edilen eksiklikler ve çelişki içeren hususlar nedeniyle para cezası verildiği, bir otel çalışanının beyanında otelin teras katından otele sonradan dahil ettikleri ve halen mutfak olarak kullanılan binaya bağlantı yapıldığı, yine başka bir otel çalışanının beyanında ise ara duvarın kaldırılarak müdür ofisinin genişletildiği, 2016’da içerisinde ruhsatsız bir kat eklendiği ve toplam kat sayısının dokuzdan ona çıktığının görüldüğü ve 2018’de imar affından faydalandığı bilgileri yer aldı. İddianamede yer alan bilirkişi raporunda ise yıkılan binanın taşıyıcı sistem elemanlarında donatı detayı ile ilgili eksiklikler olduğunun anlaşıldığı, donatı detayı eksikliklerinin binanın yıkılma nedenlerinden biri olabileceği, beton basınç dayanımlarının da değerlendirme kriterlerine göre şartları sağlamadığı ifadeleri yer aldı.

Editör: Ebru Buket EKE