Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş,  50 yıldır Bolu müzesinde, 'Roma dönemine ait kadın büstü' olarak sergilenen "Kült Heykeli Başı"nın Yunan mitolojisi tanrıçalarından Artemis'e ait olduğu ortaya çıktığını söyledi. Uzmanlar tarafından 2 bin yıl öncesine ait olduğu düşünülen "Kült Heykeli Başı”, Roma döneminde Bolu’nun önemli şehirlerden biri olduğunu gösterdi.

Haber: Aslı Akış-Ömer Çetinaslan

Kent merkezinde bulunan Akpınar Mahallesi'nde 1971 yılında Kız Enstitüsü inşaatı için yapılan kazıda, mermerden yapılmış bir kadın büstü bulundu. Roma dönemine ait olduğu belirlenen kadın büstü, Bolu Müzesi'nde sergilenmeye başladı. Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş, kentin tarih ve turizminin ön plana çıkarılmasını sağlamak amacıyla arkeologlardan oluşan bir heyet oluşturdu. Heyet, Bolu Müzesi'nde bulunan heykeller üzerinde inceleme yaptı. Müzede 'Roma Dönemi'ne ait Kadın Büstü' olarak 50 yıldır sergilenen heykelin Artemis'e ait olabileceğinin düşünülmesi üzerine çalışma başlatıldı. Çalışmanın sonucunda uzmanlar, heykelin Yunan mitolojisi tanrıçalarından 'Artemis'e ait olduğunu belirledi.

“TARİHTE VE DÜNYADA TEK”

Bolu Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Türker Ateş, Artemis Kült Heykeli Başı’nın tarihte ve dünyada tek olduğuna dikkat çekerek marka değeri oluşturduğunu belirtti. Ateş; “ Benzerleri Roma’da var ama bu eser tek, dünyada gibi görünüyor. Tek olması marka değeri oluşturuyor. Dolayısıyla dünyada tek ve Bolu’da çıkarılmış bir eser. Bolu’nun ne kadar önemli bir yer olduğunun tarihinin ne kadar değerli olduğunu, Hitit döneminden bugüne kadar altımızda ne kadar eser olduğunu bize gösteriyor” dedi.

“İLİMİZDE KAZI ÇALIŞMASI YAPILMASINI TALEP EDİYORUZ”

İlerleyen süreçte Bolu’da kazı çalışmaları başlamasını talep ettiklerini dile getiren Ateş; “Çevre illerde kazı çalışmaları var. Biz oda olarak özellikle ilimizdeki büyüklerimizden Bolu’da bir kazı çalışması başlanmasını, ilimizdeki üniversiteyle ortak çalışma yapılması taleplerindeyiz. Böyle bir çalışma gerçekleşirse hem ilimizdeki tarihi hatırlamak, hatırlatmak ve aynı zamanda çevremizde turistlerinde buraya ziyaret edeceğine inanıyorum. Amacımız turizm kentinin bir kolunu da faaliyete geçirmek. Tarihinin olduğu ama hissedilmediği bir il olan Bolu’nun tarihinde de ön plana çıkmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.

“BU ESERİ DÜNYAYA TANITMAK İSTİYORUZ”

Türker Ateş, Bolu’nun Hizmet sektöründe büyük yatırımları ile Turizm alanı ilan edilmiş bölgelerinden bahsederek; “Değerlerimizin gün yüzüne çıkmasını istiyoruz. Biz bir yerden başladık bu eseri markalaştırmak veya en azından bu eseri dünyada tanıtmak istiyoruz. Hemen hemen her yazışmamızda bu eserin işaretlerini bir yerde kullanacağız.

“BOLU’NUN TARİHİNİ GÜN YÜZÜNE ÇIKMASI İÇİN KÜÇÜK DOKUNUŞLARA İHTİYACIMIZ VAR”

Daha önceden Cumhurbaşkanlığımızın bir çalışması olmuştu Güzel Sanatlar Lisesi ile ilgili ve bunun küçük objeleri yapılması noktasında koordinasyonu sağlayabiliriz diye düşünmüştük. Bununda eyleme dönüşmesini istiyoruz. Önemli bir eserin Bolu’da olduğunu dünyada duyurmak istiyoruz. Bu eserle birlikte Bolu’nun tarihini gün yüzüne çıkması için küçük dokunuşlara ihtiyacımız var. Tarihi eserlerinde gün yüzüne çıkmasında yarar olduğunu düşünüyorum. Çünkü dünyada bu iş için, bu eserleri gezmek için milyonlarca insan dolaşıyor. Turizm kenti isek bir kolumuzda eksik olmasın. Bu kolu da tamamlayalım. Biz bir yerden başladık Ticaret odası olarak. Bunun tamamını devamını hep beraber getireceğiz” ifadelerini kullandı.

“BOLU’YA YAKIŞIR BİR MÜZEDE ARTEMİS İÇİN YER HAZIRLANSIN”

Konuşmasının devamında Müze müdürlüğüne bir çağrıda bulunan Türker Ateş; “Ne kadar istihdam sağlarsak, ne kadar kaliteli hizmet verirsek; o kadar insanların kalbine, gönlüne dokunursak Bolu ilini hissettirirsek biz önemli bir noktaya geliriz diye düşünüyorum.

Müze Müdürlüğümüzden de bir isteğimiz var. Özellikle Bolu iline yakışır bir müze olsun. O müzede de bu eser için ayrı bir yer hazırlansın. Biz oda olarak bunu yönetim kurulumuzdaki arkadaşlarımızla tefrişatını yapmaya hazırız. Herkes bir taraftan tutarsa inşallah daha güzel günler bizi bekliyor” diye konuştu.

“ARTEMİS’İ MARKA YAPMAK ZORUNDAYIZ”

“Hitit’e dayanan bir tarihimiz” var diyen Ateş; “Artemis’i  marka yapmak zorundayız. Bolu’ya bir heyet geldiğinde Bolu Valiliğine gidiyor. Köroğlu Heykeli veriyoruz, Ticaret odasına geliyor, Köroğlu Heykeli veriyoruz, Belediye’ye gidiyor Köroğlu Heykeli veriyoruz. Bizim çok değerimiz var. Bunları yaymamız lazım. Ama önemli olan Hitit’e dayanan bir tarihimiz var. Türkiye’de en şanslı illerden birisiyiz. Biz bunu il olarak neden kullanmayalım. Düzce’de burnumuzun dibinde kazının başında arkadaşımız var. Orada da kazı yapıyorlar. Bizde diyoruz ki, Bolu’da neden kazı olmasın. Bu kazı gerçekleşirse, hatta üniversite ile koordineli çalışalım. Böyle bir çalışmayı entegre edelim. Öğrencilerimizi burada eğitelim. Bu neden olmasın. Etrafa baktığınız zaman tarihi biz göremiyoruz. Bunu biz hissetmemiz lazım.  Bir noktadan başlamak lazım. Biz bu değere sahip çıkıyoruz dedik. Bundan sonrası hepimizin görevi herkes bir yerinden tutacak. Değerlerimizi ön plana çıkartacağız” ifadelerini kullandı.

“ROMA İMPARATORLUĞUNDA BOLU’NUN ÖNEMLİ GÖSTERGESİ ARTEMİS KADIN BAŞI”

Ateş, Roma imparatorluğunda Bolu’nun önemli bir değer taşıdığını belirterek; “Artemis kadın başı’nın uluslararası camiada özellikle arkeoloji bilimi için çok ünlü bir eser olduğunu vurgu yapan Türker Ateş; “Yabancı hocalar bana ulaşıp bunun hakkında bilgiler aldılar. Yabancı turistler açısından geldiklerinde güzel bir alanda bu Artemis başını görmek isterler. Zaten Avrupa çapındaki örneklerimizde de çok müzelerde sergileniyor. Bu öyle bir şey ki, kendi dönemi içinde Augustus dönemi içinde tekrarı basılmıyor. O yüzden çok çok önemli. Kullanılan mermer açısından çok kaliteli. Bu demek oluyor ki, Roma İmparatorluğunda, Bolu’nun yerinin değerinin ne kadar önemli olduğunu göstergesi. Napoli’de yapılıp buraya gönderiliyor. Ve önemli bir kamu binasının içinde bulunuyor” dedi.

“BU HEYKEL GÜN IŞIĞINA ÇIKARILMAYI BEKLEYEN PEK ÇOK ESERİN HABERCİSİDİR”

Düzce Konuralp Antik Tiyatro Kazı Heyeti Üyesi Arkeolog Dr. Güzin Bilir, Bolu’nun antik döneme ait birçok esere ev sahipliği yaptığını söyleyerek, “Bolu, hali hazırda muhteşem doğası, su kaynakları ve kaplıcaları bakımından son derece zengin bir şehirdir. Aynı zamanda tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış kadim bir kenttir. Şehrin dokusunda veya arkeoloji müzesinde karşılaştığımız antik döneme ait eserler, bu kadim kültürün en önemli işaretleridir. Aynı zamanda da toprak altında gün ışığına çıkarılmayı bekleyen daha pek çok eserin de habercisidir. Sanayi ve Ticaret Odası Başkanlığı’nca mülajı yaptırılmış, boyalı kadın büsttü de bu zenginliği kanıtlar niteliktedir. Bolu Arkeoloji Müzesinde sergilenmekte olan bu eserin, benim çok kıymetli hocam Prof.Dr. Christina Özgan tarafından bilimsel çalışmasının tamamlandığını ve uluslararası bir dergide makale olarak yayınlanmak üzere olduğunu belirtmek isterim” şeklinde konuştu.

“ÜST DÜZEY BİR SANAT ESERİDİR”

Bilir, Artemis heykelinde kullanılan “boyalı kadın başı” sembolünün anlamına değinerek, “Karşınızdaki “boyalı kadın başı”, vahşi doğanın, bereketin, avcılığın ve okçuluğun simgeleştirilmiş hali olan Artemis’tir. Biraz önce bahsetmiş olduğum Bolu’nun doğal tabiat zenginliklerinin bir nevi kişileştirilmiş hali olan Artemis başı, muhtemelen ada mermerinden (Paros?) veya Atina mermerinden (pentelik en kalite mermerden) yapılmış, oldukça üst düzey bir sanat eseridir. Kaliteliği işçiliği ile dikkat çeken eser muhtemelen ithal olarak gelmiş, atölyesi ise güney İtalya (Campania) bölgesi kökenli olabilir. Stilistik özelliklerine gelecek olursak eserin dikkat çekici noktası: yoğun boya izleri, özellikle saçlarında koyu kırmızı boyanın mevcut olmasıdır. Kızıl saç güzelliğin bir simgesi olarak görüldüğünden kadın saçları için kızıl/kırmızı boya tercih edilirdi” dedi.

“KENDİ DÖNEMİNDE ÖNEMLİ BİR KAMU BİNASINDA SERGİLENMİŞ”

Artemis heykelinin Akpınar Mahallesi’nde bir kazıda bulunduğunu söyleyen Bilir, “Hem Klasik dönem hem Helenistik dönem heykeltıraşlık özelliklerini gösteren “eklektik” yani karışık bir eserdir. Böyle eserler özellikle ilk Roma imparatoru Augustus döneminde propaganda amaçla üretilmiş olup Roma eyaletlerinde önemli yerlere dikilmiştir.MÖ27-MS14 yıllarına tarihleyebileceğimiz eser, Bolu/Bithynion kentinin en merkezi yerinde Akpınar semti, kız enstitüsü inşaatı sırasında bulunmuştur ve çok iyi korunmuş olmasından dolayı da kendi dönemi içinde, kent merkezindeki önemli bir kamu binası içinde kapalı bir alanda bulunuyor olmalıdır. Maalesef yapı hakkında bilgimiz yok çünkü eser kurtarma kazıları sırasında gün ışığına çıkmıştır” diye konuştu.

“YAKLAŞIK 2 BİN YILLIK”

Artemis heykelinin oldukça kaliteli bir malzemeden yapılmış yaklaşık 2 bin yıllık bir eser olduğuna dikkat çeken Arkeolog Dr. Güzin Bilir, “Neredeyse 2000 yıllık bir tarihi eser ve oldukça kaliteli malzemeden yapılmış, ithal bir eser olan Artemis başı, Bolu’nun doğal güzelliklerinin, bereketinin, zengin hayvan faunasının kişileştirilmiş bir simgesidir. Ve aynı zamanda bu kadar kaliteli bir sanat eserinin Bolu’da bulunması, doğal ve tabiat güzelliklerinin yanında tarihsel ve kültürel güzelliklerinin de var olduğunu bizlere kanıtlar durumdadır. Aslında bu eser Bolu’nun doğal zenginlikleriyle kültürel mirasının bir nevi birleşmiş halidir” ifadelerini kullandı.

Güzin Bilir son olarak, heykelin değerinin anlaşılmasında emeği geçen TSO Başkanı Türker Ateş’e teşekkür etti. Bilir, “Böylesi güzide bir eserin, değerinin yeniden anlaşılmasını sağlayan, Bolu ile özdeşleştirip 2000 yıl sonra tekrar gündeme gelmesine vesile olan Sayın başkanımız Türker beye huzurlarınız da teşekkürlerimi sunarım” diye konuştu.

“KAZILAR ARKEOLJİK TURİZM POTANSİYELİNİ DE BERABERİNDE GETİRECEK”

BAİBÜ Mimarlık Fakültesi Dekan Yrd. Dr. Öğretim Üyesi Aysun Tuna da, Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin kazı çalışmaları yapmak için gerekli hazırlıkları yaptığını ifade ederek, “Bilimsel kazı alanlarının belirlenmesinde çok önemli bir indikatör vazifesi üsteleniyor. Bu büstün bulunduğu yer, başka kalıntıların olduğuna delalet. Biz üniversite olarak da bir kazı çalışması yapmak için gerekli çalışmaları başlattık. Şimdiye kadar elde ettiğimiz kültürel materyalle ‘hangi kazı sahaları olabilir?’ onun çalışması içerisindeyiz. Burada ilk eylem planımız; kesinlikle bir kazı çalışması başlatılması. Çünkü Bitinya İmparatorluğu’nun başkenti olan Claudiopolis’de, (Bolu) hiçbir kazı çalışmasının yapılmaması kentimize yakışmaz. Kazıların, Arkeoljik turizm potansiyelini de beraberinde getireceğini öngörüyoruz” sözlerine yer verdi.

Editör: TE Bilisim