Bolu Valisi Erkan Kılıç ve eşi Ayşe Elif Kılıç, İzzet Baysal Vakıf Huzurevi'nde deprem bölgesinden gelen afetzede çocuklara sosyal destek verilmesi amacıyla hazırlanan sosyal ve iyileştirme merkezinde  “Oyun ve Etkinlik” alanını ziyaret ederek çocuklarla birlikte çeşitli etkinliklere katıldılar. Vali Kılıç, çocuklarla keyifli zamanlar geçiren ve yakından ilgilenerek; “Bugün burada sizlerle bir arada olmaktan son derece mutluyum. Gönlünüzce vakit geçirebileceğiniz bu güzel oyun salonunda yüzünüzü güldürebilmenin değeri paha biçilemez, iyi ki varsınız” dedi.

HABER: ASLI AKIŞ

Depremden en çok etkilenen, en çok korkan ve kaygıya kapılan kuşkusuz ki çocuklar. Bir gecede yaşadıkları mutlu yuvalarından olan çocuklar, hem kayıpların acısını yüreklerinde hissediyor, hem de bu yeni duruma alışmaya çalışıyor. Bu noktada çocukların yaşanan bu felaketi psikolojik olarak en hafif şekilde atlatmaları için oyunun iyileştirici gücü büyük önem taşıyor.

YARALAR SARILMAYA ÇALIŞILIYOR

Bolu Valiliği koordinasyonunda Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü de depremin yaralarını sarmak için var gücüyle çalışıyor. “Oyun en iyi ilaçtır” denilerek uzman psikologlar, sosyal etkinlik ve oyun alanında depremi yaşayan çocuklarla oyunlar oynuyor.

İzzet Baysal Vakıf Huzurevi'nde hazırlanan sosyal ve iyileştirme merkezi “Oyun ve Etkinlik” alanında depremden etkilenen çocuklar psikodestek uzmanları eşliğinde gün boyu oyunlar oynayıp, resim yaparak deprem olgusundan bir nebze de olsa uzaklaşıyor.

“TEK TEK HANELERİNDE ZİYARET EDEREK, YAŞLARINA GÖRE GRUPLUYORUZ”

Bolu’ya gelen aileleri ikametlerinde ziyaret ederek, süreci yürüttüklerini belirten Aile Sosyal Hizmetler İl Müdürü Cemal Keskin, “Burada biz psiko-sosyal destek kapsamında sosyal iyileştirme yapıyoruz. Bu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımızın şu an koordinesinde tüm Türkiye’de, afet yaşamız olan her vatandaşımıza ve çocuğumuza ulaşacak şekilde planlamış bir şekilde devam diyor. İlimizde de Valiliğimizin ve Sayın Valimizin koordinasyonunda ilimize göç eden ailelerin çocuklarını tek tek hanelerinde ziyaret ederek, yaşlarına göre grupluyoruz. Onlara burada ihtiyaçlarına göre belirlenen sürede sosyal iyileştirme terapisi uyguluyoruz. Akabinde onları kendi ikametlerin en yakın kreş ya da anaokuluna yerleştireceğiz” dedi.

“ŞU ANA KADAR 34 ÇOCUĞUMUZU BU SÜRECE DAHİL ETTİK”

Çocukların gün boyu Sosyal İyileştirme Merkezinde vakit geçirdiğini belirten Keskin, servis hizmeti verdiklerini de söyleyerek, “Çocuklarımız buraya saat 9’da gelip 3’te ayrılıyor. Şu ana kadar 34 çocuğumuzu bu sürece dahil ettik, akabinde kreş ve anaokuluna yerleştirdik. Milli Eğitim yaşında olanlarını Milli Eğitim’e, kreş yaşında olanları bize. Hanelerimizin kendi imkanlarıyla getirebilenler getiriyor ama kendi kurum araçlarımızdan ve valiliğimiz imkanlarından faydalanarak servis tanzim ettik. Çocuklarımızı alıyoruz ve aileleriyle birlikte gelmek isteyeni, aileleriyle birlikte alıyoruz. Çünkü çocuklar bir travmadan çıktılar. Sevdiklerinden ayrılmak istemiyor. Anne ve babalarımız da böyleler. Onlarla da ayrıca huzurevimizin yemekhanesinde ve tahsis edilen yerlerde birebir görüşme yaparak psiko-sosyal destek süreci yürütüyoruz” diye konuştu.

“ÇOCUKLARIMIZ O KORKUYU YAŞADILAR, O ACIYI GÖRDÜLER”

Çocuklarda sosyal iyileştirmenin, ileriki yaşlarda ortaya çıkabilecek olumsuzlukları önleyeceğini aktaran Keskin, “Bu psiko-sosyal destek süreci travma mağduru insanların gelecek hayatta bu travmalarının kendilerine zarar vermemesi açısından çok önemli. Çünkü çocuklarımız o korkuyu yaşadılar, o acıyı gördüler. Bazı kötü konulara tanık oldular. Bunların hepsi çocuklarımızın bilinçaltında. Çünkü anlamlandıramadılar. Psiko-sosyal destek süreci verilmezse çocuklara ya da sosyal iyileştirme gerçekleştirilmezse hayatın ileriki yaşlarında, bilinçaltına travmanın attığı olumsuzluklar, gün yüzüne çıkıyor, daha farklı sorunlar haline geliyor. Bakanlığımız bunun bilincinde bir şekilde, psiko-sosyal destek süreciyle ilgili yeterli personellere sahip bakanlık olarak afet bölgesinde de Türkiye’nin farklı illerinde de bu süreci götürüyor” ifadelerini kullandı.

“ONLARIN YÜZÜNÜ BİR NEBZE GÜLDÜREBİLDİYSEK NE MUTLU BİZE”

Gülgonca Deligöz, “İlk önce çocuklar ve velilerle tanışma yaptık. Onları dinledik. Çocuklarımızın bu süreçte rahat atlatabilmesi için etkinlerimizi yaptık. Sosyal faaliyetler, top oynadık, ebru etkinliği yaptık, dans ettik onlarla şarkılar söyledik çok güzel oldu. Birinci gün ile üçüncü gün arasında gerçekten çok fark var. Bugün hepsi çok mutlu koşarak geldiler. Onların yüzünü bir nebze güldürebildiysek ne mutlu bize” dedi.

“ÇOCUKLARI YAŞADIKLARI TRAVMALARDAN UZAKLAŞTIRMAK İÇİN OYUN ETKİNLİKLERİ YAPIYORUZ”

Aile Sosyal Hizmet Uzmanı Yunus Dağ ise, “Biz burada çocukları yaşadıkları travmalardan uzaklaştırmak için oyun etkinlikleri yapıyoruz. Bu oyun ve etkinlikleri yaparken onlarda gözlem yapıyoruz. Gözlem sonucunda çocukların yaşadığı travmalara ait bulgular elde ediyoruz. Ondan sonra çocuklarımızı aileleriyle birlikte, psikososyal destek uzmanlarımıza yönlendiriyoruz. Onlarda çocuklarla bireysel görüşme yapıyor. Uzmanlarımız, ihtiyaç duyulduğunda psikiyatriden randevu alarak çocukları yönlendiriyorlar” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim