Beslenme ve Diyet Uzmanı Ece Sarı, Ramazan ayında beslenme düzeninin değişeceğine dikkat çekerek, sağlık problemleri yaşanmaması için oruç tutacak olan kişilere uyarılarda bulundu.

Haber: Selda Selin Özbay

Ramazan, genel olarak beslenmemizin değiştiği bir dönem. Bu nedenle Ramazan ayında yeterli ve dengeli beslenmek son derece önemli. Özellikle Ramazan ayının ilk haftası uyum dönemi olduğu için büyük önem taşır. Ramazan Ayı boyunca oruç tutacak vatandaşları, Beslenme ve Diyet Uzmanı Diyetisyen Ece Sarı, yeterli ve dengeli beslenme konusunda bilgilendirdi.

“KAHVALTI AĞIRLIKLI SAHURLARI ÖNERİYORUM”

Oruç tutacak kişilerin muhakkak sahur yapması gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Ece Sarı, “Genelde sahurda ağırlık vermemiz gereken ürünler yine bizi gün içerisinde uzun süre tok tutması gerektiği için protein ağırlıklı, ben daha çok kahvaltı ağırlıklı sahurları öneriyorum. Çünkü sulu yemek tüketildiğinde birçok susatma ihtimali oluyor yemekler yağlı ve salçalı olduğu için, baharatlı olduğu için. O yüzden sulu yemek tarzı önermiyorum. Genelde haşlanmış yumurta, tahıllı bir dilim ekmek, tuzsuz peynir, zeytin önermiyorum. Çünkü çok susatıyor. Sahurda bu tarz ürünler tercih edilmesi çok daha mantıklı olur. Hem doyurucu olması açısından hem de susatmaması açısından. Şuan yaz mevsimine yaklaşıyoruz. Su oranı çok yüksek olduğu için çiğ sebze tüketimi, özellikle salatalık çok önerdiğim bir sebze. Muhakkak tüketilmeli. Sahurla ilgili en önemli nokta, genelde işe gidildiği için yemeklerini tükettikten sonra direk uyuyorlar ama o arada çok önemli bir mola olması gerekiyor. Yani sahur yapıldıktan sonra en az 15–30 dakika beklenmeli uyuyana kadar. O aralıkta vücut yediklerimizi hafif sindirmeye başlamalı ki çok hazımsızlık problemi yaşamayalım uyuduğumuz esnada” şeklinde konuştu.

“3 günü sebze 4 günü etle beslenebilirler”

İftarda tüketilmesi gereken gıdalara da değinen Sarı, “İftarda aslında tek ana öğünümüz olduğu için ya etli sebze yemeklerini öneriyorum. Sebzeyi de eti de vücudumuza alabilmemiz açısından ya da sebzeleri etle birlikte yemeyi tercih etmeyen kişilerde haftanın 3 günü sebze 4 günü etle beslenebilirler. Ramazandaki en büyük sıkıntı bence tatlı ve birde pide. Eğer bir tatlı tüketilecekse kesinlikle tatlı tüketimi iftardan 1–2 saat sonra olmalı. Yani hemen masadayken yemeğimizi yedikten sonra üzerine tatlı tüketilmemeli ve daha sütlü tatlılar tercih edilmeli. Yaza girdiğimiz için dondurma tarzı, güllaç yine sütlü bir tatlı tercih edilebilir. Bu tarz tatlılardan 1–2 saat sonra hafif olacak şekilde, haftanın her günü olmayacak şekilde tercih edilebilir. Pide de sınırlandırılarak tüketilmeli. Kişinin kilosuna göre değişir ama kesinlikle pilav, makarna varsa pide tercih edilmemeli. İftar menüsünde daha çok bu tarz ürünler tercih edilirse çok daha doğru olur. İftardan yatana kadar da muhakkak su tüketimine devam edilmelidir” dedi.

“Soda, kahve sindirime yardımcı oluyor”

Ramazan ayında beslenme değişikliğine bağlı olarak kabızlık problemi görülebileceğini belirten Diyetisyen Ece Sarı,  “Şişkinlik problemi şu yüzden yaşanır. Normalde benim önerdiğim şey iftarda su, hurma ve çorbamızı içtik. Orada bir mola verilmesi gerekiyor 10-15dk kadar. Oradaki mola eğer sağlanmazsa bütün gün mide sindirim sistemini çalıştırmadığı için hem hazımsızlık problemi yaşanıyor hem de beyne tokluk iletisi geç gittiği için daha fazla besin tüketimi oluyor. O yüzden bu su, hurma ve çorba sonrası 10–15 dakika mola verilirse hem hazımsızlık problemi daha az yaşanır hem de normalde yiyeceğimiz öğünden daha az miktarda bir öğünle doymuş oluruz. O yüzden muhakkak iftarda bu tarz bir mola verilmesi gerekiyor. Bir de hareket çok önemli. Şimdi oruç tuttuğumuz için gün içinde daha az enerji koruyoruz ve bütün gün dinlenme halinde geçiyor maalesef. Çok kalori yakmak istemediğimiz için. O yüzden çoğunlukla iftar sonrasında da muhakkak hayatımıza yürüyüşler koymamız gerekiyor. Soda çok önemli. Soda, kahve bunlarda biraz sindirime yardımcı oluyor. İftar sonrasında bunlardan tercih edebiliriz. Bir de yürüyüş yapmak muhakkak gerekiyor. Çünkü sindirim sistemini hızlandıran en güzel şey harekettir. Birde Ramazan döneminde kabızlık çok sık yaşanıyor. Kefir, aktive tarzı bir böyle probiyotik ürünler bağırsak çalışmasına yine yardımcı olabileceği için yine iftar sonrasında bir ara öğün tarzı kefir içilebilir. Probiyotik bir yoğurt tüketilebilir. Bu tarz bir öğünde yapılırsa em kabızlık problemi çözülmüş olur hem de hazımsızlığa yardımcı olur” ifadelerini kullandı.

“İlaçlarınızı sahur ve iftara göre bölerek kullanabilirsiniz”

Kronik hastaların veya tedavisi süren hastaların oruç tutmasının doğru olmadığını da söyleyen Sarı, “Kronik rahatsızlığı olan kişiler, doktorunun karar vermesi gereken bir şey. Eğer kişinin içtiği ilaçları sahur ve iftar saatlerine göre ayarlanamayacaksa, doktoru bunu önerecektir oruç tutulmaması gerektiğini. Fakat doktoru oruç tutabilir. İlaçlarınızı sahur ve iftara göre bölerek kullanabilirsiniz diye önerebilir. Şeker hastalığı uzun süre aç kalınmasını çok önerilmeyen bir hastalık türü olduğu için tamamen kişinin hastalık düzeyine bağlı olarak, eğer çok başlangıç seviyesi ve çok yüksek seviyelerde şekeri ilerlemiyorsa tutulabiliyor. Onlarda da kesinlikle dediğim önerilere çok fazla dikkate girilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim