Tabeladaki puan ile oynanan maç sayısı neredeyse aynı. 4 haftadır Boluspor takımı hangi oyun sistemi ile oynuyor, çözmekte zorlanıyoruz. Bu oyunun temel prensibi ‘atanın ile tutanın’ iyi olmasıdır. Birinci ligi gibi müsabakaların sert, fiziksel gücün ön planda olduğu liglerde özellikle tutanın yani defansif anlayışının kabul edilebilir düzeyde olması gerekir.  Fark yaratabilecek oyuncuları ekonomik sebeplerden dolayı kadrosuna katamayacak olan takımların da ofansif olarak temel bakış açısı nasıl olsa bir tane atarız, yemeyelim yeter ile sınırlanmıştır.

Teknik ekip bir aydır takımla çalışıyor, sezon öncesi dönemde de yine belirli bir süre takımla çalışma fırsatı buldu. Toplamda hemen hemen 45 günlük bir zaman harcadı ama ne hücumsal ne savunma anlamında ortaya konan bir anlayış yok. Takım üçlü defans ile maçlara başlıyor, artık iç güdüsel midir, futbolcu alışkanlıklarından mıdır bilemiyorum, otomatikman dörtlü savunmaya geçiyor. Hangi futbolcu, nerede, ne şekilde rakip futbolcuyu karşılayacak bilmiyor. Stoperler arasında rakip forvetler çok rahat bir şekilde topla buluşabiliyor, tehlike yaratabiliyor. Keza orta sahada benzer durumlar yaşanıyor, rakip oyuncular orta sahalarından rakip ceza alanına çok kısa sürede ve kolay gelebiliyorlar.

Ofansif oyuna bakıyoruz, Boluspor göbek diye tabir edilen orta sahadan ileriye top taşıyamıyor. Organize bir şekilde kanatlara inemiyor, ikiye bir yapmakta zorlanıyor. Duran top organizasyonu olarak hala geçen sezonun köşe vuruşlarındaki sistem kullanılmaya çalışılıyor ama rakip oyuncularda yıllardır bu ligde ter döküyor, herkes birbirini tanıyor -büyük çoğunluk aynı takımda bile oynamış olabilir- artık skor üretebilecek oyuncular rakip ceza sahası ya da çevresinde topla buluşamıyor. Boluspor takımı tamamen futbolcuların bireysel yetenekleri ile bir şeyler yapmaya çalışıyor. Geçen sezon takımda yer alan futbolcuların büyük çoğunluğunun bu sezonda takımda yer alması ve beraber oynama alışkanlığı Boluspor sahada kalmaya çalışıyor. Sorun herhangi bir varyasyonu yapamamak ta değil asıl, sorun yapmak için gerekli organizasyonun saha içinde gösterilememesi.

Oyuncu değişikliklerinde tercihler ve zamanlamalarda hatalı görünüyor. Hazır olmayan futbolcuların oyuna sürülerek adeta hedef haline getirilmesi doğru değil. En vahimi de, maç sonu açıklamalarında yer alan, teknik ekip tarafından deplasmanda alınan bir puanın avantaj olarak görülmesi. Boluspor takımı için bir puan tarihin hiçbir döneminde avantaj olmamıştır, Boluspor arması sahaya kazanmak için çıkar. Futbol üç ihtimalli bir oyundur, her şey olabilir ama 1 puanı avantaj olarak gören bir teknik direktörün Boluspor’da uzun süre görev alabilmesi hayaldir. Genel tabloda bir tarafa artıları, bir tarafı eksileri yazdığımızda, eksiler almış başını gitmiş, artılar yerinde sayıyor.