“17 Ağustos 1999… Cumhuriyet tarihindeki en büyük felaketlerinden bir tanesi yaşandı. On binin üzerinden vatandaşımızın hayatını kaybettiği, on binlerce insanımızın da yaralandığı ve binlerce kişinin hayatına engelli olarak devam etmek zorunda kaldığı bir felaket. Her ne kadar bölge olarak Kocaeli, Yalova, Sakarya, İstanbul gibi çevrelerde büyük yıkımlara uğratsa da ekonomik, siyasi ve manevi olarak tüm Türkiye’yi etkiledi.

17 Ağustos 1999 yılında meydana gelen 7.4 şiddetindeki Marmara Depremi’nin ardından 22 yıl geçti. Etkilediği alan ve büyüklüğüne bakıldığında  son yüz yılın en büyük depremi olarak da tarihe geçti. Resmî rakamlarla Gölcük Depremi’nde; Bolu'da 270 kişi hayatını kaybetti.

Haber: Aslı Akış

AĞIR KAYIPLAR VERİLDİ

Marmara depremi… 17 Ağustos 1999 sabahı, saat 03.02’de, merkezi Kocaeli-Gölcük olan, Richter ölçeğine göre 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen ve 45-50 saniye süren büyük çapta can ve mal kaybına neden olan deprem, tüm Marmara Bölgesinde, Ankara’dan İzmir’e kadar geniş bir alanda hissedildi. Resmi raporlara göre, 17 bin 480 ölüm, 43 bin 953 yaralı oldu.

Büyük can ve mal kaybına neden olan depremde 285 bin 211 ev ve 42 bin 902 iş yeri de büyük hasar görürken 133 bin 683 çöken bina ile yaklaşık 600 bin kişiyi de evsiz bıraktı.

Çoğu vatandaş akşam geç saatlerde gerçekleşen depreme uykularında yakalanırken, özellikle Kocaeli Gölcük’te binaların depreme dayanıklı yapılmaması, yanlış ve eksik malzeme kullanımı can ve mal kaybının fazla olmasına neden oldu.

SON YÜZYILIN EN BÜYÜK DEPREMLERİNDEN BİRİ

Yaklaşık 16 milyon insan depremden değişik düzeylerde etkilendi. Deprem gerek büyüklük, gerek etkilediği alanın genişliği, gerekse sebep olduğu maddi kayıplar açısından son yüzyılın en büyük depremlerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Depremin bu kadar çok can kaybına yol açmasının sebebi olarak kaçak yapılar, standartlara uygun olmayan binalar ve daha ucuza mal etmek için malzemeden çalan müteahhitler gösterildi.

Canımızın yandığı 17 Ağustos’un üzerinden tam 22 yıl geçti. Ancak ülkemiz ne deprem tehlikesini atlatabildi ne de depreme karşı gerçek anlamda bir hazırlık yapabildi. 17 Ağustos depreminin yıl dönümünde, kentsel dönüşüm noktasında herkes bir kere daha düşünmeli ve olumsuz bir durumda yaşanacak can kayıplarının sorumluluğunu kendisinde hissetmelidir. Depremin önüne geçemeyiz… Ancak etkilerini en aza indirebiliriz.

Editör: TE Bilisim