TESUD BOLU ŞUBE BAŞKANI Kıbrıs Gazisi E. P. Kd. Bnb. AHMET ŞERAFETTİN YAMANER, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 98. yıl dönümünde, “Atatürk ve 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı” başlıklı yazıyı kaleme aldı. Yamaner’in yazısında şu ifadeler yer alıyor:

“Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün” benim en büyük eserim” dediği Türkiye Cumhuriyeti Devletinin 98. yılını kutluyoruz. Ulu Önder Cumhuriyeti en iyi anlatan kişidir.

Cumhuriyet Bayramında Ankara’da Atatürk tribünlerden resmigeçidi selamlıyordu. Tören bitiminde halkın arasında yürürken ellerini bir vatandaşın omzuna koydu, kendisini halk çılgınca alkışlıyordu. Uzun bir yürüyüşten sonra kendisinin otomobile binmesini istediler. Yanındaki kişiye “sen belki ömründe sevmişsindir. Fakat hiç sevildin mi? Bundaki zevk hiçbir şeyde yok. Hele aşığım Türk ulusu olursa! Beni bu zevkten biraz daha ayırmayın.”

ATATÜRK Bursa Çelik Palas otelindeydi. Onuruna yemek verilmişti. Halkın sevinci ona da bulaşmıştı. Bir ara genç bir bayan sahneye çıkarak Atatürk’ü selamladı ve yazdığı şiiri okumaya başladı. Şiiri heyecanla çok güzel okuyordu. Şiir bitince büyük bir alkış Tufan’ı oldu. Atatürk duygulanmıştı, ayağa kalkarak çevresindekilere seslendi:

“Çağlayan halinde akan sevgimizle, heyecanınızla beni de duygulandırdınız. Teşekkür ederim. Benim bu ülkeye yaptıklarım hepimizin yapabileceği şeylerdi. Ben sizin tercümanınızım, başka bir şey değilim. Siz istiyorsunuz ben yapıyorum. Yapan ulustur, yani sizsiniz! Şunu önemle belirtmek istiyorum ki bir ulusun yaşamında güven ve beraberlik en büyük kuvvettir. Yönetenlerle yönetilenler birbirini seviyorlar, inanıyorlar, destekliyorlarsa orada mucizeler gerçek olabilir.”

1914 yılında Birinci Dünya Savaşı’na Almanya nın yanında girmemiz ve yenik sayılmamız nedeni ile Osmanlı’nın kaderi çizilmiş oluyordu. Bütün orduları dağıtılmış, tersanelerine girilmiş, Anadolu’da iç ve dış düşmanlar yer yer ayaklanmalar çıkartarak vatan toprakları, İngilizler, Fransızlar, İtalyanlar, Yunanlılar ve Ruslar tarafından işgal edilmiş. Milleti savaşa sürükleyenler kendi canlarının kaygısına düşerek kaçmaya başlamış. Padişah tahtını ve saltanatını koruyacak tedbirlere başvurarak kurtuluşu İngiliz himayesinde, bazıları da Amerikan mandasına girmekle buluruz demiştir.

Mustafa Kemal; “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir” diyerek 600 yıllık Osmanlı saltanatını yıkmış Cumhuriyeti ilan etmiş, hilafeti kaldırmış ve kadınlara seçme ve seçilme hakkını vermiştir.

Devletin ülkesi ve milleti ile bölünmez bütünlüğü Türkiye Cumhuriyeti hudutları içinde yaşayan vatandaşları dil, din, ırk, siyasi düşünce ve inanç ayrımı gözetmeksizin kaderde, kıvanç’ta ve tasada ortak değerlendirilmesi ilkeleri Cumhuriyet anayasasının o başta gelen değişmez prensiplerini oluşturmuştur.

Aşağıda belirtildiği gibi Türkiye Cumhuriyeti parlamenter sisteme dayalı olarak, çağın gereklerine ayak uyduramayan bir imparatorluğun enkazı üzerine kurularak dünya ülkelerine örnek olmuştur.

“Cumhuriyet fazilettir, Türk milletine layıktır.” Demiştir.

Cumhuriyet sayesinde “kul” bireye, “ümmet” millete dönüşmüştür.

İki Dünya Savaşı arasında meclisleri açık olan ve bir şekilde demokratik işleyişe sahip olan ülke sayısı Avrupa’da 5, Amerika’da 5 olmak üzere toplam 10 dur. Türkiye’de bu ülkelerin içindedir.

1920’de dünyada sadece 35 anayasa ile seçilmiş hükümet varken, bu sayı 1938’de 17’ye düşmüştür. Türkiye’de bu 17 ülkeden biridir.

1944’te ise tüm dünyadaki 64 ülkenin sadece 12’si anayasal düzen ve meclise sahip 12 ülkeden biridir.

Atatürk Türkiye si kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi konusunda İslam dünyasında 1. Avrupa’da da 12. sıradadır.

Atatürk, softalıkla, yobazlıkla mücadele etmiştir. Dine ve dindara değil din aktörlerine karşı gelmiştir.

1928’de yeni Türk harflerinin kabul edilmesinin ardından Millet Mektepleri açmıştır. Ülke genelinde 54.054 millet mektebi açılmıştır. Bu okullarda toplam 46.000 öğretmen görev almıştır.

Millet Mekteplerinde hiç okuma yazma bilmeyen 458.000 köylü kadından 152.968 ine okuryazar belgesi verilmiştir.

Cumhuriyet döneminde Harf Devrimi ve Millet Mektepleri en elverişli ortamını Türk Silahlı kuvvetlerinde bulmuştur.

Eğitim düzeyi yetersiz 100 binlerce askeri silahaltında bulunduran Türk Silahlı Kuvvetleri özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında okuma yazma üretimi yanında yurttaşlık bilinci kazandırma gibi çok önemli bir görevi yerine getirmiştir.

Atatürk, halkın dini gerçekleri hiçbir aracıya ihtiyaç duymadan anlaması için kutsal kitabımız Kur’an’ı Kerim’i ve sağlam hadis kaynaklarını Türkçeye tercüme ettirmiştir.

Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kuran tefsiri tercümesi ve Buhari nin hadis kaynağını on binlerce takım bastırarak ülkenin dört bir yanına ücretsiz olarak dağıttırmıştır. 1924 yılından 1950 yılına kadar 352.000 takım dini kitap bastırılmış ve yurdun en ücra köşelerine kadar dağıtılmıştır.

Tarikatların, cemaatlerin, din istismarcılarının din’i kendi kontrollerine almalarını engellemek için 3 Mart 1924’te Diyanet İşleri Başkanlığını kurdurmuştur.

Atatürk’ün Cumhuriyeti; yoksul, perişan, cahil, yılgın, moralsiz ve emperyalizmle kuşatılmış ve kışkırtılmış bir topluluktan önce “birlik”, sonra bir “ordu”, sonra bir “millet” yaratmıştır.

1911 - 1922 yılları arasında 11 yıl süren yıkıcı savaşlar yapılmıştır. Balkan savaşlarında 750.000’den,  1. Dünya Savaşı’nda 550.000’den fazla kayıp verilmiştir.

Ölenlerin çoğu 15 - 35 yaş arasındaki gençlerdir. Kurtuluş Savaşı sırasında 850 köy tümüyle, 930 köy kısmı düşman tarafından yıkılmıştır.

Türkiye’deki toplam karayolu uzunluğu 2500 km, demiryolu uzunluğu 3756 km olmasına rağmen bir metresi bile bizim değildir. Tamamen emperyalist ülkelerin kullanımındadır.

Donanma Haliç’te çürütülmüş, köylü topraksız saban ve öküzü yok, doğuda Cumhuriyetle de insanlık da bağdaşmayan aşiret, bey, ağa, şeyh düzeni var.

Tüm Türkiye’de 337 doktor, 150 ilçede doktor yok. Doktor başına 30.000 kişi düşüyor, toplam eczane sayısı 60. 40000 köye karşı ebe sayımız 136.

Ekonomik hayatımız işler acısı, kapitülasyonlar belimizi bükmüş. Osmanlı’dan bize kalan sadece dört fabrika var. Hereke ipek dokuma, Feshane yün iplik, Bakırköy bez, Beykoz deri fabrikaları.

Atatürk Cumhuriyet mucizesini imza atarken ilk on yıl içinde büyük isyan (Şeyh Sait İsyanı) irili ufaklı 30 çatışma, iki kısmı seferberlik yaşamıştır.

Zorlu savaş yıllarının yenilgisiz komutanı Mustafa Kemal Atatürk diyor ki “ey yükselen yeni nesil istikbal sizsiniz. Cumhuriyeti biz kurduk onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz; Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Türk milletinin karakterine ve adetlerini en uygun olan idare şekli parlamenter sisteme dayalı Cumhuriyet idaresidir” demiştir.

1919 yılında başlayıp 1927 yılına kadar kendisinin ve silah arkadaşlarının çalışmalarını; vatanı nasıl kurtardıklarını ve Cumhuriyeti nasıl kurduklarını otuz altı buçuk saat Meclis’te anlatarak, bilgilerini belgelerle sunmuştur.

Gençliğe hitabında da bizlere görev vermiştir.

Atatürk’ü sevmek ve tanımak demek onun yaptıklarını bilmek ve görmekle anlaşılır.

Cumhuriyetimizin kuruluşunun 98. yılı hepimize kutlu ve mutlu olsun.

Bu güzel ülkeyi bizlere emanet eden büyük devlet adamı en büyük komutanımız Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ve arkadaşları olmak üzere ebediyete intikal eden tüm şehit ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anarken yaşayan Gazilerimize de sağlıklı uzun ömürler dilerim.”

 

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim