Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bolu İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Murat Ataman, yazılı bir basın açıklaması yaparak nasıl bir yerel yönetim istediklerini açıkladı. Ataman, “Yerel seçimlerde, her zamankinden daha çok, “toplumcu demokratik ve halkçı bir yerel yönetim” anlayışına ihtiyacı vardır. Bu anlayış, katılımcılığın önünü açan, toplumun değişik kesimlerine, karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan politika ve uygulamaların hayata geçirilmesidir.” ifadelerini kullandı.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Bolu İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Murat Ataman, yaptığı yazılı basın açıklamasında nasıl bir yerel yönetim istediklerini açıkladı. Ataman yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) olarak demokratik katılıma açık, çağdaş bir yerel yönetim anlayışını vazgeçilmez önemde görmekteyiz. Bu anlayışla TMMOB geçmiş dönemlerde olduğu gibi, kentlerimizin yönetiminde kamu yararının, bilimin ve hukukun esas alınması için, seçim süreci ve yerel yönetim anlayışına ilişkin politika, düşünce, uyarı ve önerilerini kamuoyu ile paylaşmaya devam edecektir.

31 Mart 2019 tarihinde Mahalli İdareler Genel Seçimleri gerçekleştirilecektir. Bir önceki yerel seçimlerden bugüne geçen 5 yıllık süre içerisinde 3 kez Milletvekili Genel Seçimleri, 2 kez Cumhurbaşkanı Seçimleri, 1 kez de Anayasa Referandumu için sandık başına gidildi. Bu kadar kısa bir zaman dilimi içerisinde bu kadar fazla sayıda seçim yapılması, ülkemizde sürdürülebilir ve istikrarlı bir demokratik rejimin olmadığının en büyük göstergesidir.

Ülkemizi adeta bir türbülansa sokan bu istikrarsız siyasal rejim, 16 Nisan 2017 Anayasa Referandumu ile kurumsallaştırılmış, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı Seçimleriyle birlikte ülkemizin idari yapısı bütünüyle altüst edilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi olarak adlandırılan bu yeni rejim, demokratik rejimlerin olmazsa olmaz şartı olan denge-denetim mekanizmalarını ortadan kaldırarak yasalara ve kurumlara değil, keyfiyete dayalı bir yönetim anlayışını getirmiştir. Bu haliyle tek adam rejimi istikrarsızlık, kaos ve meşruiyet krizinin sürekli hale gelmesidir.

Böylesi bir krizin yanında ülkemiz büyük bir ekonomik krizle boğuşurken iktidar sahipleri “savurganlık” ve “yolsuzluk” içinde yaşamaktadır. AKP’li belediyelere kadar uzanan bu savurganlık ve yolsuzluklar, Sayıştay Raporlarında açık biçimde tespit edilmiştir. Halkı tasarrufa çağıran yöneticiler, büyük bir şatafat içerisinde yaşamaya devam etmektedir. Ülkeyi yönetenler lüks içerisinde yaşarken iktidarın ve belediyelerin tüm imkânları yandaş kesimlerin ihtiyaçları için seferber edilirken halk yoksulluğa mahkûm edilmiştir.

NASIL BİR YEREL YÖNETİM İSTİYORUZ?

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği, toplumsal gelişme ve çağdaş yaşamın gerektirdiği kentsel yaşam kalitesine ulaşılabilmesi için kentlere ilişkin sorumluluğunu yerine getirmeyi, mevcut politika ve uygulamalardan farklı bakış açıları sunmayı ve kentlerin yaşanabilir niteliklere kavuşmasını hedeflemektedir.

Bu hedef doğrultusunda TMMOB, doğrudan mesleki uygulama alanına giren kent sorunlarına ilişkin olarak yerel yönetimler, planlama, kentleşme, kamu kaynaklarının dağılımı, yapı denetimi, risk-afetler, çevre, altyapı, enerji, kentsel koruma, kentsel dönüşüm, kent demokrasisi temalarında sorun tespitlerini ve çözüm önerilerini bugüne kadar olduğu gibi kamuoyu ile paylaşmayı görev bilmektedir. Bu belgede de bugüne kadar ısrarla belirttiği, toplumun bilgisine sunmayı önemli gördüğü yerel yönetim politikaları ve kentlerimizin -değişmesi bir yana- giderek artan ve derinleşen sorunları tanımlanmakta, bunların nedenleri açıklanmakta, kentlerin daha yaşanabilir olması için izlenmesi gereken politika ve yöntemler üzerine öneriler sunulmaktadır.

Bugün, kentlerimizin ve toplumun yerel seçimlerde, her zamankinden daha çok, “toplumcu demokratik ve halkçı bir yerel yönetim” anlayışına ihtiyacı vardır. Bu anlayış, katılımcılığın önünü açan, toplumun değişik kesimlerine, karar alma, uygulama ve denetleme süreçlerinde söz hakkı tanıyan politika ve uygulamaların hayata geçirilmesidir.

Kentlerimizde var olan sorunların aşılmasını, sağlıklı, yaşanabilir ve güvenli kentsel çevrelerin üretilmesini, kentsel yaşam kalitesinin iyileştirilmesini, kent halkının, emek ve meslek örgütlerinin demokratik katılımını ve denetimini sağlayacak bir anlayışın geliştirilmesi gerekliliğinin savunucusu ve takipçisi olarak 31 Mart 2019 tarihinde Mahalli İdareler Genel Seçimlerinde başta Belediye Başkanlığı olmak üzere kent yönetimine aday olan herkese bir kez daha sesleniyoruz.

  • Demokratik-Etkin Yerel Yönetim İstiyoruz
  • Halkçı, Toplumcu, Katılımcı Yerel Yönetimlerde Kentin Sakini Değil, Sahibi Olmak İstiyoruz
  • Etkin Kentsel Hizmet Üretimi İstiyoruz
  • Kamu Yararı Odaklı Kent Planlaması İstiyoruz
  • İnsanlık Onuruna Yaraşır Sağlıklı Bir Çevrede Yaşamak İstiyoruz
  • Nitelikli, Erişilebilir ve Herkes İçin Sağlık İstiyoruz
  • Sağlıklı, Erişilebilir ve Güvenli Gıda Hakkımızı İstiyoruz
  • Güvenli ve Sağlıklı Barınma Hakkı İçin Kentsel Dönüşüm İstiyoruz
  • Güvenli Yaşam Hakkımızı İstiyoruz
  • Kent İçi Ulaşım Sorunlarının Çözülmesini İstiyoruz
  • Kentlerde Enerji Verimliliği Esasına Dayalı Enerji Yönetimi İstiyoruz
  • Doğal ve Kültürel Mirasın ve Kent Kimliğinin Korunmasını İstiyoruz
  • Kadınların, Çocukların, Engellilerin, Yaşlı ve Yoksunların Toplumsal Yaşama Tam ve Eşit Yurttaşlar Olarak Katılımı İçin Engelsiz Kent Ortamları İstiyoruz
  • Şeffaf ve Denetime Açık Yerel Yönetimler İstiyoruz
  • Kent Suçlarından Arındırılmış Kentler İstiyoruz
  • Nitelikli Hizmet Üreten Yerel Yönetimler İstiyoruz

 

Editör: TE Bilisim