(ÖZEL HABER: ASLI AKIŞ) - Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Mimarlık Fakültesi ve Bağımlılıkla Mücadele Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Madde Bağımlılığı İle Mücadele” programında 17 yıllık madde bağımlılığından dernek yöneticiliğine uzanan yaşam hikayesini bağımlılık danışmanı, yazar, sosyal çalışmacı ve Pusula Ayık Yaşam Derneği Başkanı Fatih Budak; “Bir bağımlıya uzatacağın el; ailesine, topluma, devlete, millete ve maddeye başlayacak olan insanlara da uzatacağın eldir” diyerek anlattı.
Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de yabancı madde bağımlılığı artıyor. Kullanım yaşının 11-12'lere düşmesi, tehlikenin boyutunu gözler önüne seriyor.
Son dönemde metamfetamin kullanımının yaygınlaşması en büyük tehlikelerin başında geliyor.
Pek çok kişi madde bağımlılığıyla boğuşurken, bu illetten kurtulup kendine yeni bir yaşam kurabilenler de yok değil.
O isimlerden biri Fatih Budak. Madde bağımlılığıyla mücadele edenlere destek veren Budak, BAİBÜ’lü öğrencilere, madde bağımlılığı sürecini ve sonrasında yaşadıklarını anlattı.
SOKAKLARDA GEÇEN 3 YIL
Henüz 13 yaşındayken, arkadaş ortamında kendisine verilen maddenin ne olduğunu dahi bilmeden kullanmaya başladı. Dönem dönem başvurduğu uyuşturucu batağının içine düştü. Sonrasında bir bağımlı haline geldi. Öyle perişan duruma düştü ki aile fertlerinin vefat haberlerini aldığında dahi aklı ve bedeni uyuştuğundan yaşananları tam olarak algılayamadı.
Durum giderek kötüleşti. Eşi, çocuklarını da alıp onu terk etti. Budak'ın ne yaşama umudu kaldı ne de tutunacak bir dalı.
3 yıl boyunca sokaklarda yattı, pek çok kez ölümden döndü.
Dondurucu soğuğun olduğu bir kış gecesi, belki de köpekler olmasa 27 yaşında hayata gözlerini yumacaktı.
BİR ANNENİN 'HELALLİK' ŞARTI: “BU ZIKKIMI BIRAKMAZSAN SANA HAKKIM HARAM OLSUN”
O günleri anarken, “Bir insan, hayatını cehenneme çeviren uyuşturucuya tüm kazanımlarını feda edebilir mi? Ben ettim. Hayatımı devam ettirmek için bir nedenim kalmamıştı. İnsanın yaşam amacı yoksa neden yaşasın? Neden mücadeleye girsin?” diye soran Budak, annesinin “Bu zıkkımı bırakmazsan sana hakkım haram olsun. Ama bunu bırakırsan, hakkım ananın ak sütü gibi helal.” Sözlerini hiç aklından çıkarmadı.
O gün farkında olmasa da bu sözler, Budak'ın yeni hayatına kavuşmasındaki ilk dönüm noktası oldu.
UÇURUMUN KIYISINDAN DÖNDÜREN SÖZ: “FATİH, OĞLUM SEN MİSİN?”
Her şeyin bittiğini düşündüğü bir akşam, ışıklarda duran bir arabadan yükselen bir başka ses ise hayatının ikinci dönüm noktası oldu:
Ona seslenen kişi, kendisini çocukluktan tanıyan Suzan hanımdı. Fatih, “Suzan anne”nin uzattığı el sayesinde, o gün uçurumun kıyısından döndü.
“KABULLENMEK TEDAVİNİN YARISI, KAYBEDECEK ŞEYİN OLMAMASI İSE EN TEHLİKELİSİ”
1,90 boyunda, 40 kiloya kadar düştüğünü ifade eden Fatih Budak, yaşamasına pek ihtimal vermeyen doktorları bile şaşırtarak, tedaviye olumlu yanıt verdi ve hayata tutundu.
Kişinin içinde bulunduğu durumu kabullenmesini, tedavinin yarısı olarak gören Budak'a göre kaybedecek şeyleri olanları kurtarmak daha kolay.
“Çünkü bu kişiler çaba sarf ederken, hiçbir umudu kalmayanlar adeta ölümü bekliyor" diyen Budak'a göre sokakta yaşayanların yolu ise genellikle şu üç yerden birine çıkıyor: Hastane, hapishane ya da mezarlık…
“BİR KEREDEN BİR ŞEY OLMAZ” DEMEYİN!
Gençleri bağımlılık batağından kurtarmaya adayan Fatih Budak, “Bir kereden bir şey olmaz” sözüne dikkat çekerek “Herkes bir kereden bir şey olmaz diyerek başlıyor. Her deneyen bir kere denedi, iki kere denemedi deniyor. Fakat denedi, beyni o mutluluğu yakaladı ve bir daha istedi. O yüzden bir kereden çok şey olur” ifadelerinin altını çizdi.
Doktorlar, ‘Tıbben yaşaması mümkün değil. Alın götürün burada ölmesin’ dedi. 7 hastaneye gitti, her biri aynısını söyledi. Sonra bir rehabilitasyon merkezi, ‘Ölecekse de burada ölsün’ diyerek kendisini kabul etti. Fatih Budak bağımlılıkla mücadelede örnek bir isim haline geldi. Hayata tutundu şimdilerde uçurumun kenarındaki gençlere el veriyor.