İnsan başıboş bir varlık olarak yaratılmamış (Kıyame 36), yapması gereken bir takım işleri ve sorumlulukları vardır. Bunları yaparken de ne kadar çaba ve gayret sarfederse onun karşılığını da tam olarak, hatta fazlasıyla alır (Necim 39).

Her birerlerimiz bir şeylerle meşgul oluyoruz. Kimimiz yoğun çalışırken kimimiz de sakin ve rahat ortamlarda meşguliyetimiz oluyor. Kimileri maden ocaklarında zor şartlarda çalışırken, kimilerimiz de gökyüzünde binlerce fit yüksekte işini yapıyor. Hayatın içerisinde sayısız iş alanı vardır ve bunların hepsi ihtiyaçtan doğmuştur.

İnsanın sorumluluklarını eğer üç başlık altında toplamak istesek şöyle olurdu:

1- İnsanın kendisine karşı sorumluluğu,

2- İnsanın Allah’a karşı sorumluluğu,

3- İnsanın çevresine karşı sorumluluğu

Bu sorumluluklarımızı yerine getirirken mutlaka bir kriterimiz ve ölçümüz olmalıdır. Bu ölçü, bizleri yaratan ve yaşatan Yüce Allah’ın koyduğu ölçü olmalıdır. Kur’an-ı Kerimde Rabbimiz; “Yaptığınız işi güzel yapın; Allah işini güzel yapanları sever.”( Bakara, 2/195.) buyurmaktadır.

Burada geçen “güzellik” kavramı “ihsan”  kelimesiyle ifade buyruluyor. İhsan, Hz. Peygamber (sav) tanımı ile; Allah’ı görüyormuş gibi Kehf, 18/30.kelimesinin şu üç anlamı içinde barındırdığını biliyoruz.

a) Yaptığın işi güzel yapmak,

b) Yaptın işin en iyisini yapmak,

c) Yaptığın işi estetik yapmak.

Bir gün peygamberimizin oğlu Abdullah henüz 18 aylık iken Medine’de vefat eder. Yıkanır, kefenlenir ve cenaze namazı Mescid-i Nebide, Peygamberimizin imametinde sahabe-i kiram ile beraber kılınır. Hz. İbrahimin naşı peygamberimizin kucağında Baki Mezarlığına kadar giderler. Peygamberimiz, daha  önce gelinmiş ve kazılmış mezarı görünce, kucağındaki oğlunu yere kor ve mezarın içine iner, elleriyle mezarı düzeltmeye çalışırken Hz. Ömer dayanamaz ve şöyle der: “ya Rasulallah sizin yaptığınız bu işe şaşılır.” Yani evladınızı kaybettiniz, acınız büyük, bu kadar sıkıntının içerisinde bir de mezara iniyor ve içini düzenliyorsunuz! Bize emretseniz de bizler yapsak olmaz mı? Hz. Muhammed (sav) mezarın içerisinde ayağa kalkar ve kıyamet sabahına kadar herkesin kulaklarına küpe olacak şu hadisi şerifi irâd buyurur. “Allah Teâlâ, işi en iyi şekilde yapan kulunu çok sever.”( Beyhakî, Şüabü’l-îmân, 4/334.)

İnandığımız İslam dini, yaptığımız her işin hakkını vermemizi, en azından elimizden gelenin en sağlam ve en güzelini yapma gayreti içinde olmamızı ister. Özensiz yapılan işleri, ibadetleri, tutum ve davranışları makbul görmez.

İşimizi iyi yapmak, hem Allah’a, hem de insanlara karşı sorumluluklarımızdandır. Yazımızı Rabbimizin şu ayetiyle bitiriyorum: “İman edip dünya ve ahiret için yararlı işler yapanlar bilmelidirler ki, biz güzel iş yapanların ecrini asla zâyi etmeyiz.”( Kehf, 18/30.)

Ali Rıza TAHİROĞLU/D.İ.B. Başkanlık Müftüsü