Sayın okurlar;

Dünyamızda, dikkat ederseniz insanlar bir tuhaf olmaya başladı. Bazı zamanlarda, o kadar utanç verici olaylar oluyor ki “Bu da olur mu?” diye düşünebiliyoruz. Kendini bilenler, özetle, adam gibi adam olanların, böyle gaflete düşmeleri zaten mümkün değil. Şimdi, bu konudaki ve genel anlamdaki düşüncelerimize gelelim.

Sayın okurlar;

İnsanlar, kendilerini niyetlerine göre değil de hareketlerine göre ölçüp kontrol etselerdi, öyle tahmin ediyorum ki birçok olumsuzluk ortadan kalkardı. Dünyasını tertemiz, yaşantısını asaletli, faziletli görenler, evvel emirde kendisini ve vasıf yönetmeliklerini çok iyi bilen, bilmekle de kalmayıp koruyanlardır. Bir insan ki kendisine önem verilmesini istiyorsa, o kişi evvela kendisini tanıyıp, kendisine özen gösterecektir. İnsanoğlunu, güzellikler diyarından, rezaletler dünyasına gönderen tek şey, içerisinde beslediği gizli şeytandır. Örneğin; gizli sıtmalar, yumuşak dikenler, şerler, şeytanlar, kalbinin karanlığını görmeden bunları göstermezler, göstermedikleri gibi, kerem sahiplerini çekiştirmeyi de hiç mi hiç ihmal etmezler. HİÇ DEMEYİZ Kİ, HERKES KENDİ AYIBIYLA MEŞGUL OLSAYDI, BAŞKALARININ AYIPLARINI ARAMAYA ZAMAN BULAMAZDI. Bu türden şarlatanlar, böyle fitneliklere fesatlıklara sarılırken,  kendini bilen asiller, Salihler, Selimler, Keremler, bunları ağızlarına almaya dahi tenezzül etmezler. Her peygamber Salih’tir ama her ismi Salih olan peygamber değildir. Nitekim çok bilenler konuşmaz, çoğu zaman da çok konuşanlar bunun için bilmezler. Faydadan, verimden, hizmetten uzak olanlar, her kılığa girer, her dili konuşur hatta menfaatlere karşı kayıtsız gibi görünmesini de becerirler. Kendini bilen bir insan, yenilse de bu mağlubiyeti onun için yeni hamlelere yol açan bir kapı olduğunu da bilir. Nasihatler kolaydır ama kendini bilmek, örnek insan olmak pek kolay değildir. Mutlu olmak isteyen Bilge insanlar, bundan böyle kendilerini özüyle tanıyanlar, hayatın cisimlerde değil ruhta olduğunu asla unutmazlar. Parasız ve dağınık düşünceler, devamlı paraya tek taraflı menfaatleri düşünürken, gerçeğe girenler, onu bilenler her meseleyi düşünürler. Olgun, dolgun, sağlam ve tek karakterli dolayısıyla kendisine hâkim olanlar, bildiğini bilmek, bilmediğini de bilmemenin tevazuu içindedirler. Bu nedenle olacak ki kendini bilen saygın düşünce, sözlerinde her zaman dengeli, davranışlarında çoğu zaman seviyesini korumuştur. Kendisini bilen, lüzumsuz hareket etmez, hiddet ekmez, böylece pişmanlıkta biçmez.