Kıbrıs Barış Harekâtı Gazisi, Bolu Emekli Subaylar Dernek Başkanı E. P. Kd. Bnb. Ahmet Şerafettin Yamaner, Kıbrıs Barış Harekatının, 48’inci yıl dönümünde yayımladığı yazı ile yaşadıklarını anlattı. Kıbrıs’ın Türkiye için önemine değinen Yamaner, tarihi olayları da sırasıyla aktardı. Yazıda şu ifadeler yer aldı.

“ULUSUN ÖZGÜRLÜK İÇİN VERDİĞİ MÜCADELENİN TAÇLANMASIDIR”

“20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı Türk Ulusunun Barış ve özgürlük için verdiği mücadelenin taçlanmasıdır. Kıbrıs Türk halkının haklı davasında destansı mücadele veren, milletimizin bu günleri görmesini sağlayan şehitlerimizi rahmetle; yaşayan Gazilerimizi saygı ve minnetle anıyorum. Yokluklar ve imkânsızlıklar içinde 1571 den beri Türklüğünü ve Müslümanlığını kaybetmeyen, var olma ve yaşam mücadelesi veren Kıbrıs Barış Harekâtına kadar ‘Her gece diken üzerinde yatıyoruz’ diyen Kıbrıslı Türk soydaşlarımızı bir kez daha kutluyoruz.”

“YUNANİSTAN OSMANLI TOPRAĞI İDİ”

“1571 tarihinden önce donanmamızın, ticaret gemilerimizin Akdeniz’de açılmasını engellemeye çalışan, taciz eden, soyan, yakan Kıbrıs’ın kıyılarında yerleşen Korsanlar dolayısıyla o tarihlerde Korsan Adası olarak ismi geçen Kıbrıs’a 1571 yılında sefer düzenlenmiştir. Kıbrıs 1571 de 80.000 şehit verilerek Venediklilerden alınan Vatan parçasıdır. O tarihlerde zaten Yunanistan Osmanlı toprağı idi. Osmanlıların idaresinde idi. 20 000 Askerimiz bu seferde Kıbrıs’ta bırakıldı. Anadolu’dan da her sanat erbabından da aileler yerleştirildi.”

“950 MEVCUTLU BİR YUNAN KONTENJAN ALAYI YERLEŞTİRİLDİ”

“Senelerdir adada huzursuzluk çıkaran Rumlar, terör estiren Rumlar, Kıbrıs’ın Yunanistan’a İlhakını (ENOSİS) isteyen Yunanlılar, yapılan anlaşmalara uymayan Rumlar; suçlu gösterilen, işgalci olarak nitelenen ise Türkler olmaktadır. Yaptığımız girişimler sonucunda 1960 yılında Birleşmiş Milletler kararı ile İngiltere, Türkiye ve Yunanistan’ın garantör devlet olarak bulundukları Londra anlaşması imzalamıştır. Bu anlaşmaya göre de resmen 650 Mevcutlu bir Türk Alayı (Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı) karşısında da 950 mevcutlu bir Yunan Kontenjan Alayı yerleştirildi.”

“MAAŞ ALARAK BU PARAYI ALIYORDUK”

“Londra anlaşmasına göre iki eşit haklara sahip iki halk olduğu kabul edildi. Kıbrıs Barış Harekâtından önce Kıbrıs’ta (Benim de görevli bulunduğum Alay) basılan Kıbrıs Liramızı sağ tarafında Türkçe Merkez Bankası, sol tarafında da Rumca Merkez Bankası yazılıdır. Biz maaş alarak bu parayı alıyorduk. İki halkın eşitliğini gösteren bir belge olarak belirtmeye çalıştım.”

“TÜRKİYE’NİN VAR OLDUĞUNU GÖSTERİYORDU”

“Türk Alayının orada olması, Türk soydaşlarımızın Kıbrıs’ta güvenliği ve arkasında da Türkiye’nin var olduğunu gösteriyordu. Bende bu alaya altı ay önce üsteğmen olarak Alayın Ağır Silahlı Bölüğü Tanksavar takım komutanı olarak atanmıştım. Yapılacak bir harekâtta en etkili ve uzun menzilli silah olarak benim topların görev yapacaktı. 1960 yılında yapılan Londra anlaşmalarına göre Yunan Alayı ve Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı kendi cepheleri boyunca Mevzilerini ve irtibat hendeklerini hazırlayacaktı. (Mevzi demek; silahınla en iyi ateş edebileceğin bir yer, irtibat hendeği ise; düşman ateşine maruz kalmadan mevziler arasında yardımlaşmayı cephane ikmalinin yapılmasını sağlayan hendekler)”

“İLK ALDIĞIMIZ HABER RUM LİDERİ MAKARİOS’UN ÖLDÜRÜLDÜĞÜ İDİ”

“15 Temmuz 1974 Pazartesi sabahı askerlerimle Lefkoşe’nin bir bölümü olan Gönyeli’ de sabah sporu yaparken Askeri jeepimiz süratli bir şekilde yanıma gelerek araçta bulunan Çavuş bana ‘Komutanım Alay Komutanımızın emridir. Cephanelerinizi alarak Mevzi işgali yapacakmışsınız’ dedi ve ayrıldı. İlk aldığımız haber Rum lideri Makarios’un öldürüldüğü haberi idi. Rum tarafında Rum Milli Muhafız Birliklerinin başında Yunanlı Subaylar bulunurdu. Onların emir ve komutasında idiler. Bizim Türk tarafında da Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı’nın dışında da Türk Mukavemet teşkilatının  (Kıbrıslı soydaşlarımızın Rum baskın ve Taarruzlarına karşı küçük savunma amaçlı askerler) başında da Türkiye’den gönderilen Türk subaylar bulunmakta idi.

“YUNANİSTAN’IN İSTEĞİ ENOSİS’İ YERİNE GETİRMEKTİ”

“Yunanlı subaylar, Yunanistan’ın isteği doğrultusunda biran evvel Megal-i İdea’nın bir maddesi olan ENOSİS’i yerine getirmekti. Makarios ise Bağımsız devletler topluluğunun liderliğinde Rum tarafının hem siyasi hem de askeri lideri durumunda idi. O da ENOSİS’İ istiyordu. Ancak Türk tarafını ekonomik ambargolarla dize etirerek zamanla ENOSİS’ in gerçekleşmesini istiyordu. Bunu da 18 Haziran 1967 günü Başpiskopos Makarios Pelendri köyünde yönettiği dinsel ayinden sonra Rum Milli Muhafız Ordusu birliğinin de bulunduğu topluluğa şunları söyledi. ‘Mücadelemiz henüz bitmemiştir. Devam etmektedir. Bu mücadele Kıbrıs’ın Anavatanımız Yunanistan ile birleşmesine kadar sürecektir.’ Makarios’un arası Yunanlı subaylar ve Yunanistan ile açılmıştı. Hatta 05 Temmuz 1974’de verdiği demeçte Yunan cuntasını ağır bir dille suçlamıştı.”

“SİLAHLI ÇATIŞMALAR BAŞLAMIŞTI”

“15 Temmuz sabahından itibaren Rum tarafından Makarios’a bağlı birlikler ve Yunanlı subayların komuta ettiği Rum Milli Muhafız Birlikleri arasında silahlı çatışmalar başlamıştı. Karşı taraf dediğimiz Rum sokaklarında da silahlı çatışmaları izliyorduk. Biz de tedirgindik. Ankara ile devamlı irtibat halindeydik. 10.000 kişilik Rum Milli Muhafız Ordusunun başında 650 Yunanlı subay Atina’nın arzularına göre hareket ediyordu. Makarios ölmemiş özel birlikleri tarafından kendi doğum yeri olan BAF kasabasına kaçırılmıştı. Hatta BAF’ın özel radyosundan ‘Ben ölmedim, görevimin başındayım yunan komutanların başında bulundukları birliklere karşı gelin’ diye kendi sesinden mesaj veriyordu. Yunan ve Rum tarafları arasında başlayan çatışmalar 15 Temmuz’dan 20 Temmuz’a kadar devam etti. Biz de olası bir saldırıya karşı kendimizi hazırlamıştık.”

“MAKARİOS İNGİLTERE’YE KAÇIRILDI”

“Makarios İngilizler tarafından BAF’tan helikopterle alınarak MALTA adasına oradan da İngiltere’ye kaçırıldı.

Biz de Yunan tarafında bulunan ilk vurmamız gereken hedefleri bu arada tespit ettik. Harekât emrini bekliyorduk. Bu toplarımı Alayımızın bütün cephesinde ateş edecek şekilde mevzilendirdim. En uzun mevzilli ağır silahlar benim takımım olduğu için emir bekliyordum. 19 Temmuz günü bize yani Türk tarafına ‘Biz kendi işimizi hallettik sıra size geldi’ haber ve mesajlarını iletiyorlardı.

“ÇANAKKALE RUHU ONLARDA YOKTU”

“Alay Harekât ve Eğitim Subayımız tarafından gece saat 24.00 ‘da harekât emrini aldık. Karşı tarafın tankları, ağır silahları ve mevcutları bizden kat kat fazla idi. Ancak onlarda olmayan bizde olan inancımız, Harbi kazanma azmimiz Askeri okullar, Harp okullarında aldığımız Çanakkale ruhu onlarda yoktu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin de arkamızda olduğunu biliyorduk.”

“KIBRIS TÜRKÜ EĞİTİMLİDİR, ZEKİDİR”

“Mücahit lider rahmetli R. Rauf DENKTAŞ, ‘Türkiye olmadan cennete bile gitmem’ diyerek Türkiye’ye tam güvendiğini Türkiye ve Kıbrıs‘ın ayrılmaz bir bütün olduğunu Türkiye ’siz hiçbir şey yapılamayacağını anlatmak istiyordu. Kıbrıs’ta dört seneye yakın görev yaptım. Harekât öncesi, harekât ve harekât sonrası Kıbrıslı Soydaşlarımızı, Kıbrıslı Türkü çok iyi tanırım. 1985-1987 yılları arasında Binbaşı olarak ikinci defa gittiğimde Güzelyurt lisesinde de Kıbrıslı çocuklarımıza askerlik dersine girdim. Kıbrıs Türkü eğitimlidir, zekidir, karakterlidir, çalışkandır. Ana vatanına bağlıdır. Ancak Türkiye ‘deki gençlerimize olduğu gibi Türkiye ile bağlarını ve atalarının nereye geldiklerini ve çektiklerini anlatmak ve eğitmek bize düşer.”

“PROGRAMLARINDA SINIF SINIF TÜRK DÜŞMANLIĞI İŞLENMEKTE”

“Türkiye’de ve Kıbrıs’ta eğitim seviyesindeki gençlerimize Kıbrıs’ın stratejik ve jeopolitik önemini anlatmamız gerektiğine inanıyorum. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘Muharebe alanlarında savaş alanlarında galip gelebilirsiniz, zaferler kazanabilirsiniz ancak arkamızda eğitimli genç nesil olmadıkça bu zaferler kalıcı değildir’ sözü gençliğin eğitimine verilen önemini büyük lider çok güzel özetlemiş. ‘Bende Kıbrıs’ı ve Kıbrıslı soydaşlarımızı çok iyi tanımam nedeni ile Valiliğe sunduğum ‘1974 öncesi ve sonrası Kıbrıs ‘projemin kabulü ile Milli Eğitim Müdürlüğü ile koordineli olarak 14 lise ‘de bu konuları zevkle ve heyecanla anlattım. Hatta Kıbrıs Lefkoşe’de Dorone otelde Prof. Emet’e Gözügüzelli ile birlikte katıldığım Panelde bu çalışmalarımı anlattıktan sonra tebrik edilmem ve kutlanmam bana heyecan ve onur verdi. Güney Kıbrıs Rum kesiminde; yazmış olduğu kitabımda da belirttiğim gibi Müfredat Programlarında sınıf sınıf Türk düşmanlığı işlenmektedir. Ben Rum ve Yunanistan düşmanlığı değil, Kıbrıs’ın önemini müfredat programlarında yeterli zaman ve imkân verilerek anlatılmasını istiyorum.”

“KİTAP VE MEKTUPLARIMI İLETTİM VE ÜCRETSİZ OLARAK VERDİM”

“1974 öncesi ve sonrası Kıbrıs’ konulu kitabımı ve mektuplarımı Cumhurbaşkanımıza, Milli Eğitim Bakanı Prof. Yusuf Ziya Selçuk’a, Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Başkanlığına, Genel Kurmay İstihbarat Dairesi Başkanlığına, Kıbrıs’la ilgili tüm kuruluş ve liderlerine Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve danışmanlarına bu kitap ve mektuplarımı ilettim ve ücretsiz olarak verdim.  Şu an da Kıbrıs’ın önemi kendiliğinden ortaya çıkmış durumdadır. 1974 Kıbrıs Barış Harekâtında 15 yaşında olan çocuk şuan da 63 yaşındadır. Kıbrıs ve önemini 63 yaş üzerinde olan her vatandaş bilir. Genç neslimizin eğitimi ve yetişmesi çok ama çok önemlidir. Milli Eğitim Camiamıza büyük görev düşmektedir. Kıbrıs’ın Yunan adası olması Anadolu’nun kuşatılması demektir. Kıbrıs Türkiye’nin sıcak karnıdır. Ege’de durum ortadadır. “

“KIBRIS’I YANLIŞ BİLENLERE TANITMAK İSTİYORUM”

“19 Temmuz’u 20 Temmuz’a bağlayan gece Girne’de ŞAFAK NÖBETİ tutulur.  Şafak Nöbeti tutmak onurlu ve kutsal bir görevdir. Her yıl bu gece, akşam vakti saygı duruşu ve istiklal marşı ile başlar. Şafak vaktine kadar devam eden bir vefa örneğidir. Meşalelerle Yavuz çıkarma plajına doğru topluca yürünür. Denize şehitler anısına çiçekler atılır. Şehit ve Gazilere sevgi, saygı, minnet ve şükran ifadeleri dile getirilir. Dua lar okunur, Mehteran gösterisi yapılır. Çekilen acılar, sıkıntılar, hiç yaşamamış olanlara anlatılır. Ellerinde bayrakları ile gelen gençlerin buluşma yeridir. Özgürlük savaşında şehit olan kocasının, babasının, dedesinin, kardeşinin, çocuğunun kaybolan büyüklerinin hatıralarının canlandığı gündür bugün. Kıbrıs Türk’ünün dayanışması ve mücadele ruhunun canlandırıldığı gündür bugün.”

“BİR YİĞİTLİK DESTANI YAZANLARIN GÜNÜDÜR BUGÜN”

“Türkiye ile sağlam bağların pekiştirildiği gündür bugün. Atalarına borcunu ödeme günüdür bugün. Kıbrıs’ın yerini bilmeden Yavru vatan için, Yavru Vatan da yaşayan soydaşlarımız için canını, kanını veren Anavatandan gelen Mehmetçiğimizin hatırlanma günüdür bugün.  Tüm Dünya’ya Kıbrıs Türk’ünün Türk halkının duruşunu gösterme günüdür bugün. Bir yiğitlik destanı yazanların günüdür bugün.  Tüm renklerimizle, kocaman yüreğimizle tuttuğumuz nöbettir. ‘Şafak Nöbeti’  Yaşasın Türk halkının Türkiye ile kopmayacak dayanışması.   Kıbrıs Türk’ü bizi sevmiyor diyen karanlık düşüncelere sahip olanlara cevap olarak andığımız, tuttuğumuz nöbettir. ‘Şafak Nöbeti’. Makarios’un ‘Beşparmak dağlarından kuşlar bile geçemez’ sözünün boş olduğunu gösteren günüdür bugün.”

“ŞEHİTLERİMİZE RAHMET, YAŞAYAN GAZİLERİMİZE ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

“Ücretsiz olarak basıp dağıttığım üç bin kitabımdan tek ve büyük kazancımın ülkemiz için hayati öneme sahip Kıbrıs’a dikkatleri çekmek olmuştur.  Anavatan Türkiye ve Yavru vatan Kıbrıs için canları ve kanları pahasına savaşarak destanlar yazan başta Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu en büyük Komutanımız büyük devlet adamı büyük lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm şehitlerimize rahmet, yaşayan Gazilerimize minnet ve şükranlarımı sunuyorum.”

 

 

 

Editör: TE Bilisim