Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hülya Ensari, “Zihinsel engelliler kadar bir de toplum içinde yer alan ama çok bilinmeyen ruhsal hastalığı olup engelli durumuna giren bir popülasyonumuz var. Toplumumuzda yaşayan birçok birey var. Ne yazık ki bunların hakları çok fazlalıkla göz ardı edilebiliyor” dedi.

 Haber: Aslı Akış

 Psiko eğitim ve sosyal beceri eğitimleriyle ailelere yönelik eğitimlerle bir farkındalık yaratmayı amaçladıklarının altını çizen Başhekim Hülya Ensari, yaşanan ruhsal hastalıkların her hastalık gibi tedavi edilebilir olduğunu anlattı.  Ruhsal manada dezavantajlı bireylerin toplumdan soyutlanmasının önüne geçmek istediklerini belirten Doç. Dr. Hülya Ensari, özellikle ruhsal olarak sorun yaşayan bireylerin ailelerine de destek verdiklerini kaydetti.

“RUHSAL HASTALIKLARINDAN DOLAYI ENGELLİ DURUMUNA GİREN BİR POPÜLASYONUMUZ VAR”

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hülya Ensari, Türkiye’de 2006 yılında imzalanmış olan Birleşmiş Milletler Engelli Haklarına ilişkin sözleşmede engellilerle de ilgili çok önemli açıklamalar bulunduğuna dikkat çekerek; “Normalde hepimizin sahip olması gereken haklarının aynı şeklide fırsat eşitliği sağlanarak tüm engelliler içinde geçerli olması gerektiği özellikle belirtiliyor. Burada da engelli deyince birçok engelli grubu var aslında. Toplumun büyük bir bölümünün bildiği fiziksel engelliler daha çok akla geliyor veya zihinsel engelliyor daha çok akla geliyor. Ben birazda ruhsal engellilerin altını ve onların haklarını erişim noktasında söylemek istediğim birkaç konu olacak. Burada fiziksel engelliler, zihinsel engelliler kadar bir de toplum içinde yer alan ama çok bilinmeyen ruhsal hastalığı olup, ruhsal hastalıklarından dolayı yetimine bağlı olarak engelli durumuna giren bir popülasyonumuz var. Toplumumuzda yaşayan birçok birey var. Ne yazık ki bunların hakları çok fazlalıkla göz ardı edilebiliyor. Bu sözünü etmiş olduğum engellere yönelik Birleşmiş Milletler bildirgesinde özellikle bu bölümdeki ruhsal engellilere ve tüm engellilere yönelik toplum temelli hizmetlerin verilmesi gerektiği altı çiziliyor” dedi.

“RUHSAL ENGELLER NOKTASINDAKİ YAŞAMIŞ OLDUĞUMUZ EKSİKLİKLERİN ALTINI ÇİZMEK GEREKİYOR”

Türkiye’de ilk defa 2008 yılında Bolu’da toplum ruh sağlığı merkezini açtıklarını hatırlatan Ensari, “Öncelikle ben hekim olarak insan haklarının sağlığa erişim hakkının altını vurgulamam gerekiyor. Burada da mesleğim gereği ruh sağlığı uzmanı olduğum içinde ruhsal engeller noktasındaki şuan yaşamış olduğumuz eksikliklerin altını çizmek gerekiyor. Birleşmiş Milletler sözleşmesinde vurgulanan toplum temelli hizmetlerin öncelikle benimsenmesi gerektiği yani burada toplumun her kesiminde tüm engellilere yönelik bir fırsat eşitliğinin, sağlığa erişim haklarının, eğitim haklarının, sosyal haklarının, ekonomik haklarının, barınma haklarının, çalışma-istihdam haklarının, rehabilitasyon haklarının toplum temelli bir zeminde verilmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Profesyonel, multi-disipliner ekipler çerçevesinde kişilerin yaşadığı ortamda kişilere bizzat erişerek ulaşarak herhangi bir ayrımcılık gözetmeksizin, herhangi bir şekilde damgalamaya gitmeden onların tedavileri, rehabilitasyonları, çalışmaları ve toplum içinde yeniden ayakta duracak şekilde desteklenmelerini içeren toplum temelli hizmetlerin benimsenmesi öngörülüyor. Bizde burada yapmak istediğimiz, vurgulamak istediğimiz Bolu için olan Türkiye geneline kattığımız 2008 yılında Türkiye’de ilk defa Bolu’da toplum ruh sağlığı merkezini açtık” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE GENELİNDE ARTIK TOPLUM RUH SAĞLIĞI MERKEZİMİZ VAR”

Doç. Dr. Hülya Ensari multidisipliner bir ekiple ruhsal olarak dezavantajı bulunan bireylerin ihtiyaçlarının özellikle gözden geçirdiklerini anlatarak, “Ruhsal engelli bireylere yönelik özellikle bipolar bozukluk, şizofreni dediğimiz ağır ruhsal hastalığa sahip bireylerin düzenli takip, tedavi ve rehabilitasyonlarının yapıldığı birimi biz açtık. Şu anda toplum temelli ruh sağlığı hizmetlerinin temel olarak Türkiye için ilk örneğini oluşturmuş olduk. Şuan 2008 yılından bu yana 2022 yılında Türkiye genelinde artık toplum ruh sağlığı merkezimiz var. Yaklaşık olarak bunların sayısı 120’nin üzerindedir. Burada tüm amaç psikiyatrist, psikolog, sosyal çalışmacı, psikiyatr hemşirelerinin de işin içinde olduğu iş uğraşı terapistlerinin yer aldığı, halk eğitim merkezlerinin usta öğreticilerinin yer aldığı multi-disipliner bir ekiple bu bireylerin tedavileri gözden geçiriliyor. Tüm ihtiyaçları tespit ediliyor” ifadelerine yer verdi.

“ELİMİZDEN GELEN DESTEĞİ VERMEYE ÇALIŞIYORUZ”

Bunlar bireye özgü rehabilitasyonlarla terapilerle takip ediliyor. Kişi merkeze gelemediği noktada gezici ekip ev ziyaretleriyle evlerine ziyaretler yapılıyor. Yerinde hizmetlerle bu kişilerin bireysel, psikolojik, sosyal barınma, çalışma ihtiyaçları tespit ediliyor. Kurumlar arası iş birliğiyle de bu bireylerin tek tek yaşları giderilerek hem sağlık hem tedavi hem rehabilitasyon hem çalışma hem barınma gibi özel ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik destekleniyor. Böylelikle bu bireylerimizin insan haklarına uygun olarak tüm bu haklara erişmeleri kolaylaştırılıyor. Toplumla bütünleşmeleri sağlanıyor. Zaten amaç burada insan haklarında temel öngörümüzde toplumda nasıl tüm bireylerin eşit şartlarda bu sözünü etmiş olduğumuz sağlık olsun rehabilitasyon olsun çalışma olsun barınma olsun eğitim olsun tüm haklarının sağlanması ve bu bireylere hele hele engelli bireylere bunlara erişim fırsatlarının kolaylaştırılması, desteklenmesi ve bu bireylerimizin toplum içinde kendi ayakları üzerinde kalacak şekilde toplumla bütünleşmelerinin sağlanması gerekiyor. Bizde bu noktada elimizden gelen desteği vermeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“TOPLUMDA CİDDİ BİR ÖNYARGI VAR”

Ruhsal engellileri diğer dezavantajlı bireylerden ayıran özelliklerden bahseden Doç. Dr. Hülya Ensari, “Ruhsal engellilerin diğer engellilerden ayıran en önemli fark şu oluyor. Ciddi bir şizofreni hastalığına sahip olan bir birey aslında kendisi hastalığının başlangıç aşamasında çokta farkında olmuyor. Dolayısıyla çok fazla tedavi arayışına giremiyor. Daha çok bizlerle irtibata giren aileleri, yakın çevresi ya da iş ortamındaki arkadaşları olabiliyor. Kişilerde hastalıkla ilgili bir iç görü olmuyor. Böyle bir sıkıntı yaşıyorlar. Aileler yardım almakta gecikiyor. Toplumda ciddi bir önyargı var. Özellikle ruhsal hastalıklar konusunda. İşte akıl hastası, yıllarca deli diye toplumdan dışlanan, damgalanan ne yazık ki bireylerin bu hastalığını ailelerde dile getirmekte zorlanıyor. Bu hastalıkların teşhisinin de konması gecikiyor. Böyle olduğu zaman bu da yıkıma, yeti yıkımının daha çok geliştikten sonra bizlere başvurmaları sağlanmış oluyor” dedi.

“AİLELERİ DESTEKLEMEYE VE GÜÇLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ”

İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi olarak aileleri ve ruhsal olarak dezavantajlı bireyleri bilgilendirerek yaşanan süreci daha rahat geçirmelerini sağladıklarına işaret eden Başhekim Hülya Ensari, “Bizim toplum ruh sağlığı merkezlerinde yapmak istediğimiz aileyi, bireyin kendisini hastalığı hakkında mümkün olduğu kadar önce psikoeğitimlerle sosyal beceri eğitimleriyle ailelere yönelik eğitimlerle bir farkındalık yaratıyoruz. Bununda her hastalık gibi tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu vurgulamaya çalışıyoruz. Artık elimizde çok güzel tedavi imkânları olduğunu tedaviyle birlikte bu kişilerin yeniden çalışabilir hale gelebileceklerini düzenli sosyal hayatın içinde yer alabileceklerini anlatmaya çalışıyoruz. Burada multidisipliner bir ekip çalışıyor zaten. Aileleri de bu noktada desteklemeye ve güçlendirmeye çalışıyoruz” ifadelerine yer verdi.

“RUHSAL ENGELDE BİRAZ DAHA DEZAVANTAJLI OLABİLİYORLAR”

Ruhsal olarak dezavantajlı bireyleri ve ailelerini sosyalleşmeleri konusunda teşvik ettiklerini anlatan Başhekim Doç. Dr. Hülya Ensari, “Buradaki fark diğer branşlarda diğer engelli gruplarında görme, işitme engelli gibi durumlarda yine aileler devreye giriyor. Çocukların haklarını savunmak durumunda kalıyorlar. Ama bir görme veya işitme engelli bireyin kendisi de bunun savunucusu olabiliyor. Ruhsal engelde biraz daha dezavantajlı olabiliyorlar. Hastalığın doğası gereği bunu savunup, dile getirip hak arama noktasında sıkıntı yaşayabiliyorlar. O yüzden biz biraz daha aktif pozisyona geçerek onların yanında alarak öncelikle tedavilerini sağlayıp rehabilitasyonları konusunda destek olduktan sonra sosyalleşmeleri yarım kalan eğitim hakları, çalışma hakları tüm sosyal haklardan faydalanmaları için tüm ekip olarak hem onları bilgilendiriyoruz. Nelere başvurmaları gerektiğini hatta o işlemler noktasında neyi nasıl yapmaları konusunda yönlendirip, bizzat yardımcı olmaya çalışıyoruz. Hem kendilerine hem ailelerine destek olmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

“TOPLUMDA FARKINDALIK OLUŞMASI GEREKİYOR”

Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi İzzet Baysal Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Hülya Ensari çeşitli çalışmalarla toplumu bilinçlendirmeye çalıştıklarını ifade ederek, “Burada çok ciddi bir şekilde toplumda da bir farkındalık oluşması gerekiyor. Tüm insan hakları gününde konuşulması gereken fırsat eşitliği diyoruz eşitlik diyoruz. Bunu dile getirmek için kişilerde de toplumda bir önyargının, damgalamanın olmaması gerekiyor. Ayrımcılığın kesinlikle olmaması gerekiyor. Bunun içinde elimizden geldiğince topluma yönelik, meslek gruplarına yönelik öğrencilere yönelik ailelere yönelik hep mümkün olduğu kadar konferanslar, seminerler yaparak bir farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. Ruhsal hastalıklarında toplumda dışlanmadan, damgalanmadan tedavi edilebilir hastalıklar olduğunu ve bunlarında bu bireylerinde aynı şekilde tüm haklara sahip olduğunu bunun içinde toplum temelli hizmetlerin zaten ülkemizce benimsendiğini toplum ruh sağlığı merkezlerinde bu amaçla ailelerin ve bu bireylerimizin yanında olduğunu belirtmek isterim.10 Aralık Dünya İnsan Hakları gününde tüm bireyler için fırsat eşitliğinin eşit bir şekilde sağlanmasını diliyorum. Tüm engelliler, toplumda onlara biraz daha avantajla yaklaşmak gerekiyor. Hepimizin bu noktada bilinçli olmasını temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.

 

Editör: TE Bilisim