Haber: Selda Selin Say
İlimizin tarihi güzelliklerinden olan Taşhan, restore edilmesi ile gerek il içinden gerekse il dışından yüzlerce misafir ağırlayarak gözde yerlerden biri olmaya devam ediyor. Zengin menü seçenekleri ile misafirlerin damak tadına hitap eden Taşhan Cafe, misafirlerine sıcak ve samimi bir ortamda sohbet imkânı sunuyor.
“İnşaat mühendisiyim. Taşhanı biz 2016 yılında bolu belediyesinden restorasyon karşılığı aldık. 1750 yıllarında Emin Ağa bu taşhanı yaptırmış. Tahminime göre burayı restore etmiştir. Buranın yapım gayesi ipek yolu üzerinde bir yer olmasıdır. İstanbul’dan Çine kadar giden bir yoldur. İstanbul’dan çıkan tüccarlar, esnaflar bu ipek yolu üzerinde seyahat ettikleri için konaklama ihtiyaçlarını karşılamak için bu han yapılmıştır. Yanımızda hemen yıldırım Beyazıt Camii var. Bu camii 1382 yılında Yıldırım Beyazit Han tarafından yapılmıştır. O günden bu yana bu hanın olduğunu düşünüyorum. Sanat tarihçileri ile konuştuğumuzda özellikler hanın kemer yapısı ile mimar Sinan’ın yapım tekniklerinden olduğunu söylüyorlar. Tahminime, Bolu deprem bölgesi olduğu için Taşhan da defalarca restorasyon görmüştür. Depremlerde çok hasar görmüştür. 1750 yılında emin ağa almış. Restore etmiş ve kullanıma açmıştır. Bütün odalarda ve giriş katlarda şömineler vardır. Bu şöminelerin olması demek gelen insanların sıcak bir yuvada kalmalarını göstermektir. Tüccarlar camiinin etrafında arasta dediğimiz çarşıda alışverişlerini yapsınlar ve konaklama ihtiyaçlarını karşılasınlar diye yapılmış bir yerdir. Bizde 2016 yılında belediye ile yaptığımız anlaşma çerçevesinde restorasyon karşılığında aldık. 1930 yıllarında bir betonlaşma furyası olduğu için tahminimize göre; depremlerden dolayı, zarar gören hanın hemen hemen her tarafını betonlamışlar. Ayrıca; Şuan avlu olarak kullanılan yerde 3 katlı kaçar bir yapı, bir apartman olduğunu düşünün. Odaların bazılarını yıkıp kolan ve kirişleri beton ve demir ile güçlendirerek bu binayı koruma altına aldıklarını düşünmüşler. Ben inşaat mühendisiyim. Uzmanlık alanım restorasyondur. Geldik incelemelerde bulunduk ve bir rapor hazırladık. Anıtlar koruma kurulu ile görüştük. Anıtlar kurulunun tavsiyelerine göre aslına uygun olarak restore ettik. Bu han 500 yıl önceki insanların kullanımına uygun olarak restorasyonu yapılmıştır” ifadelerini kullandı.
“HER ODAYA BOLU’NUN İLÇELERİNİN İSİMLERİNİ VERDİK”
Taşhan Cafenin otantik, tarihi bir ortamda oturup yeme içmenin zevki yaşattığı için gün içerisinde binlerce insanın uğrak yeri haline geldiğine de dikkat çeken Necmettin Yokuş, “2016 yılında burayı aldıktan sonra 2017 yılında faaliyete soktuk ve 2020 yılında pandemi süreci oldu ve bizde kafeleri kapama yasağındayken bizde buraya gelip bakım ve onarımdan tekrar yaptık. Tamamen yenilenen yüz ile işletmemizi tekrar açtık. Burası bir turizm bölgesidir. Kapının kapalı olması bile insanlar kapıya vuruyorlar ve bu nasıl bir kapıdır diyorlar. Kapı 500 yıllık dövme demirden yapılmış bir kapıdır. Temmuz ayından bu yana yeni bir yüz ile işletme mantığı ile açtık. Her odaya Bolu’nun ilçelerinin isimlerini verdik. Zamanla odaları gezdiğinizde her ilçenin değerli eşyalarından bulabilecekleridir. İnsanlar bu hanı gezdikleri zaman Bolu’dan küçük numuneler küçük işaretler görsünler. Diğer bir amacımız ise Bolu aşçılar diyarı ve el lezzetleri çok önemlidir. Bolu’yu meşhur eden aşçıları ve yemekleridir. Bizlerde konsepte uygun olarak yeni bir anlayış ile bir menü hazırladık. Buranın keşli cevizli eriştesi vardır. Bolu köftesi ile birlikte servis etmeyi düşünüyorum. Seçtiğimiz ürünler Seben yaylasından kasaplarla anlaştık. Eski mantık ile testide ya da toprak çömlekte kavurmalarımızı hazırlıyoruz ve ona göre servisler yapıyoruz. Kabak tatlısı ve göynük baklavası ile birlikte sunuyoruz. Kullanmış olduğumuz ürünler aynı hanı yaparken ki hassasiyetle ve özenle yapılıyor. Sabah 7 de açarak kahvaltı kültürünü canlandırmaya çalışıyoruz. Kahvaltı kültüründe dediğimiz kısım ise geldikleri zaman buranın ürünlerini tadacaklar. İnsanlar Bolu’ya geldiklerinde rahatça oturabilecekleri ve Bolu’yu tanıtabilecek bir yer oluşturduk. Üniversitelerimiz açılıyor. Öğrenciler aileleri ile geliyorlar. Burada kendilerini evlerinde zannediyorlar. Çünkü bu hanın yüzyıllardır bir amacı vardır. Handan kapıdan içeriye girdiğinizde kendinizi güvende hissetmeniz gerekmektedir. Bizimde amacımız budur. Misafirlerimiz kendilerini huzurlu hissediyorlar. En önemlisi ise burada Bolu’nun ürünleri kullanılıyor ”dedi.
