26 Nisan 1986, saat 01.24’te Sovyet topraklarında meydana gelen nükleer facia, ardında günümüze kadar uzanan bir yıkım bıraktı. Çernobil nükleer santralinin 4 numaralı reaktöründe yapılan ve reaktörün zayıf güvenlik sistemlerine meydan okuyan bir deney, santral çalışanlarının da ihmaliyle 'yüzyılın felaketi’ne dönüştü. Milyonların kaderini değiştiren kaza sonucu, Hiroşima ve Nagasaki'ye atılan atom bombalarının yaklaşık 200 katı kadar radyoaktif madde atmosfere salındı.

Çernobil’de kaza günü

Çernobil nükleer santrali, 1972 yılında Sovyetler Birliği'ndeki (Bugünkü adıyla Ukrayna) Kiev kentinin 140 km kuzeyine kuruldu. Santral her biri 1000 megavat (MW) gücünde dört reaktörden oluşuyordu. 25 Nisan 1986'da santralin dört numaralı reaktörü rutin bakım için kapatıldı. Santralde görevli mühendisler bu arayı değerlendirerek, reaktörün güvenliğini artırmak için elektrik kesilmesi ile özel bir deney yapmak istedi. Deneyin amacı tam olarak, reaktörün çalışması ansızın durduğunda buhar türbinlerinin ne kadar süre çalışmayı sürdüreceklerini ve böylece ne kadar süre acil güvenlik sistemine güç sağlayabileceklerini görmekti.

Aynı gün reaktörün gücü yarıya düşürüldü. Ardından güvenlik testini 'yüzyılın nükleer faciası'na dönüştüren adım atıldı: Test sırasında reaktörün güvenlik sistemlerinin devreye girmemesi için 'acil durum soğutma sistemi' bilinçli olarak devre dışı bırakıldı.  Reaktör gücünün sadece yüzde 7'siyle çalıştırılmaya başladı. Oysa Çernobil gibi 'RBMK tipi grafit gaz reaktörleri'nin düşük güçte çalışmasının yarattığı sakıncalar biliniyordu.

İşletme talimatlarının dışına çıkılan ve güvenlik yönünden sakıncalı olan bir takım teknik işlemlerin ardından 'devam' kararı alındı. Ancak deneyin başlamasından kısa bir süre sonra dolaşım pompaları ve reaktör soğutma sistemi yavaşladı. Yakıt kanallarında ani ısı yükselmesi görüldü ve reaktör denetimden çıktı. Gücün kontrolsüz yükselişi sonucu yakıtlar aşırı ısındı, yakıt zarfı eridi, sıcak parçalar suyla temas ederek buhar patlamasına neden oldu. Bu kez reaktörün durdurulması için bütün denetim çubukları devreye sokuldu ama artık çok geçti. Bu sırada reaktörün gücü 4 saniye içinde nominal değerin 100 katına ulaştı. 3 saniyede reaktör gücü yüzde 7'den, yüzde 50'ye çıktı.

Reaktörün çelik damı uçtu

Aşırı ısınmış reaktörde çok şiddetli bir patlama meydana geldi. Aşırı buhar basıncı reaktörün ve santral binasının çelik damını uçurdu. Patlamanın meydana getirdiği şok bin tonluk çelik reaktör kapağını havaya fırlattı. Daha sonra bu duruma 'denetim dışı çekirdek tepkimesi'nin yol açtığı belirtilecekti.

Birinci patlamadan birkaç saniye sonra ikinci bir patlama daha oldu. İkinci patlamanın nedeni hala tam olarak bilinmiyor. Alev toplarının gökyüzüne yükseldiği patlamalar sırasında 31 kişi hayatını kaybetti.

Büyük oranda radyasyon atmosfere karıştı

En önemlisi, reaktördeki zirkonyum ve grafitin yüksek sıcaklıktaki buharla karşılaşması sonucu oluşan hidrojen yanarak bütün santrali ateş içinde bıraktı. Bunun sonucu olarak çok büyük oranda radyoaktif madde atmosfere karıştı.

Kaza sonrası nükleer santral içinde 30 ayrı yangın başladı. Yangının büyük kısmı saat 05.00 gibi kontrol altına alındı ama grafit yangını dokuz gün daha sürdü. 26 Nisandan 4 Mayısa kadar geçen süre radyasyonun büyük bölümünün çevreye karıştığı dönem oldu.

Sovyet yetkililer başta felaket haberini gizlemeye kalkıştı. Ancak durumun vahameti büyüdükçe kazayı saklamanın mümkün olmadığı anlaşıldı. 28 Nisan günü Sovyet haber ajansı Tass, Çernobil nükleer santralinde bir kaza meydana geldiğini, ölenler olduğunu, konuyla ilgili bir soruşturma komitesinin kurulduğunu duyurdu.

Kazanın ilk kurbanları olan 31 kişiden 1'i doğrudan patlamanın etkisiyle, 1'i damar tıkanıklığı, 1'i termal yanıklar ve 28'i akut radyasyon sendromundan öldü. 134 kişi radyasyon zehirlenmesi tedavisi gördü.

Greenpeace verilerine göre, bugün hala 5 – 8 milyon arası insan kazadan etkilenen radyoaktif topraklarda yaşıyor.   

Dönemin Sovyet topraklarının yanı sıra İskandinavya da yoğun oranda radyoaktif kirliliğe maruz kaldı. Çernobil'den kaynaklanan radyoaktif serpinti 160 bin kilometrekare toprağı kirletti. Çernobil faciasının sonuçları, hala etkisini sürdürüyor. Kanser vakalarındaki çarpıcı artışın yanı sıra, kaza sonrası radyoaktif bulutların ulaştığı bazı bölgelerde hala olayın izlerine rastlanabiliyor.   

Çernobil faciası sonrası radyasyon yüklü bulutlar Ukrayna, Beyaz Rusya ve Rusya'nın yanı sıra tüm Avrupa'yı etkisi altına aldı. Radyasyondan Trakya ve Karadeniz de etkilendi. Kaza sonrası yapılan ölçümlerde, bu bölgelerdeki radyasyon oranında yükseliş tespit edildi ve bazı acil önlemler alındı. Ancak bir süre sonra resmi ağızlardan yapılan 'biraz radyasyon iyidir', 'radyasyonlu çay daha lezzetli olur' türü açıklamalar, hükümeti 'konunun ciddiyetini kavrayamamak' ve 'halkı yanlış bilgilendirmek' suçlamalarıyla karşı karşıya bıraktı. Zira Türkiye, kazanın üzerinden geçen yıllar sonra bile, facianın 'hasıraltı edilmiş' etkilerini tartışıyor.

26 NİSAN

1961- Yüksek Seçim Kurulu oluştu.

1986- Rusya'daki Çernobil nükleer santralinde patlama oldu. 7 milyon kişinin zarar gördüğü patlama nedeniyle ortaya çıkan radyoaktif bulutlardan, Türkiye de etkilendi.

2005- BM, CHP İstanbul Milletvekili Kemal Derviş'in BM Kalkınma Programı başkanlığına seçildiğini resmen

açıkladı.

27 NİSAN

1915- Barbaros zırhlısı, bir İngiliz denizaltısı tarafından batırıldı.

1927- Türkiye'de ilk radyo yayını başladı.

1930- Atatürk Ankara'da VI. Türk Ocakları Kurultayı’na katıldı.

1992- TRT, Türk Cumhuriyetlerine yönelik uydu televizyon yayınını (Avrasya) başlattı.

2018- Cumhuriyet tarihinin ilk şeker fabrikası Alpullu Şeker Fabrikası satıldı.

28 NİSAN

1915- ''Hilal-i Ahmer''in adı ''Kızılay''a çevrildi.

1921- İzmit, İngilizlerin ayrılışı üzerine Yunanlılar tarafından işgal edildi.

1988- Ermeni terör örgütü ASALA'nın kurucusu Agop Agopyan, Atina'da kimliği belirlenemeyen iki kişi tarafından öldürüldü.

1993- İstanbul'daki Ümraniye çöplüğü, biriken metan gazı yüzünden patladı; 39 kişi öldü.

29 NİSAN

1919- İtalyanlar Antalya'yı işgal etti.

1920- TBMM, ''Hıyaneti Vataniye'' kanununu onayladı.

1955- Güney Vietnam'da iç savaş patlak verdi.

1959- ''Spor Toto'', şans oyunları arasına girdi.

1979- Çağdaş Türk tiyatrosunun temelini atan ve geliştiren Muhsin Ertuğrul İzmir’de öldü.

2021- Türkiye'de korona virüs önlemleri kapsamında tam kapanma dönemi başladı. Sokağa çıkma kısıtlaması 17 Mayıs Pazartesi saat 05.00'te sona erecek.

30 NİSAN

1919- İngilizler, Kars'ın yönetimini Ermenilere devretti.

1945- Adolf Hitler ve iki gün önce evlendiği Eva Braun intihar ettiler.

1964- Diyanet İşleri Başkanlığı, doğum kontrolünün uygulanmasını verdiği bir fetvayla kamuoyuna açıkladı.

1993- Dünya çapındaki iletişim ağı World Wide Web (www) doğdu.

1998- Terör örgütü PKK, Yunanistan'ın başkenti Atina'da bazı Yunan parlamenterlerin de katılımıyla Balkanlar

Bürosu'nu açtı.

01 MAYIS

1918- Ermeni komitacılar, Kars'ta, aralarında çocukların da bulunduğu 60 Müslüman'ı katletti.

1925- Kıbrıs, İngiltere kolonisi (sömürge) oldu.

1932- Ankara'da Milli Sanayi Sergisi açıldı.

1964- Türkiye Radyo-Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğü kuruldu.

1977- İstanbul'da Taksim'deki 1 Mayıs mitingi sırasında çıkan olaylarda 37 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.

2010- 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü, 32 yıl aradan sonra Taksim Meydanı'nda kutlandı.

02 MAYIS

1915- Rus ve Ermeniler, Van'ı işgal etti.

1926- Atlantik'in iki yakası arasında ilk belgegeçer (belgeç- faks) mesajı gönderildi.

1973- Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldırmasıyla Lübnan iç savaşı başladı.

1982- Falkland'da İngiltere-Arjantin savaşı başladı.

1995- Genelkurmay Başkanlığı, Çelik Harekâtı’nın 43 gününü değerlendirdi. İki trilyon 800 milyar liraya mal

olan harekâtta 555'i ölü, 568 terörist ele geçirildi.

1999- Fazilet Partisinden Merve Kavakçı, milletvekili yemin törenine türbanla girdi. Olay Mecliste protestolarla karşılandı ve Kavakçı yemin etmeden TBMM Genel Kurulundan çıktı.

2011- Terör örgütü El Kaide lideri Usame Bin Ladin, ABD güçlerinin Pakistan'da düzenlediği kara operasyonunda öldürüldü. Ladin'in cenazesinin ''denize gömüldüğü'' açıklandı.

2017- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan 2017 halk oylamasıyla kabul edilen anayasa değişikliği ile kurucusu olduğu AK Parti'ye yeniden üye oldu.