Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, son dönemde İŞ-KUR üzerinden alınan sağlık işçileri ve toplu sözleşme imzalanmayan diğer işçilerin mağduriyetinin giderilmesi konusunda bir basın açıklaması yayımladı. Ceylan; “İŞKUR üzerinden işe başlayan işçiler sosyal ve ekonomik kayıplar yaşamaktadırlar. Bir iş yerinde hatta bir odada 696 KHK’lı işçi, eski kadrolu işçi, İŞKUR işçisi, taşeron işçi hepsi birlikte çalışmakta, aynı işi yapmakta, fakat bazılarının toplu sözleşmeleri farklı, bazılarının ise hiç toplu sözleşmesi olmaması iş barışının tamamen ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Kamuda taşeronlaşmanın son bulması istiyoruz” dedi.

Son dönemde alınan işçilerin hangi hükümlere göre görev yapacakları konusunda belirsizlik olduğunun altını çizen Harun Ceylan, konunun biran önce açıklığa kavuşması gerektiğini söyledi.

“İŞÇİLER SOSYAL VE EKONOMİK KAYIPLAR YAŞAMAKTADIRLAR”

Ceylan açıklamasında işkur üzerinde işe başlayan işçilerin sosyal ve ekonomik kayıplar yaşadığını vurgulayarak; “Sağlık Bakanlığına; 4857 sayılı iş kanunu ile kamu kurum ve kuruluşlarında işçi alınmasında uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik kapsamında Sağlık Bakanlığında ilk defa istihdam edilmek üzere İŞ-KUR üzerinden iş başvurusunda bulunan “Bilgisayar Sistem kurulum bakım onarım ve arıza giderme elemanı, bilgisayar cihaz teknolojileri servis destek elemanı, şoför, veri giriş kontrol işletmeni, elektrikçi, güvenlik görevlisi, klinik destek elmanı, yardımcı klinik elamanı, temizlik elamanı, hasta karşılama ve taşıma elamanı, veri giriş elamanı vs.” Noter huzurunda kura ile belirlenen adayların güvenlik soruşturmaları yapıldıktan sonra sağlık bakanlığı hastanelerinde ve il sağlık müdürlüklerinde 4/d kadrolarında istihdam edilmek üzere 4/A sigortalısı daimi işçi olarak işe başlatılmışlardır. Sözleşmenin Sağlık Bakanlığı ile imzalanmaması sebebiyle İŞKUR üzerinden işe başlayan işçiler sosyal ve ekonomik kayıplar yaşamaktadırlar” ifadelerini kullandı.

“BİR İŞ YERİNDE 2 AYRI SÖZLEŞME UYGULANMASI MÜMKÜN DEĞİLDİR”

Bir iş yerinde 2 ayrı sözleşme uygulanmasının mümkün olmayacağına dikkat çeken Ceylan; “2017-2018 yıllarını kapsayan sözleşmenin üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen, 2019 ve 2020 yıllarını ilgilendiren toplu sözleşme hala imzalanmamıştır. Bilindiği üzere sadece İŞKUR ve eski kadrolular ile yapılacak toplu sözleşme mevcut kanunda bir değişiklik olmaz ise, iş kolları hatalı olan 696 KHK ile kadroya geçen işçilerin 31.10.2020’de düzeltilerek 17 nolu Sağlık ve Sosyal Hizmetler olmasıyla toplu sözleşmeye engelde ortadan kalkmış olacaktır. Çünkü bir iş yerinde 2 ayrı sözleşme uygulanması mümkün değildir. Ayrıca ihale şartnameleri sebebiyle %70 barajına takılarak kadroya geçemeyen HBYS, yemekhane, radyoloji, fizyoterapist vb. işçi arkadaşlarımızın da sürekli işçi kadrolarına geçirilmesi için daha önce de ilgili bakanlıklara yaptığımız başvuruyu tekrar dile getirmek istiyorum” dedi.

“KAMUDA TAŞERONLAŞMANIN SON BULMASI İSTİYORUZ”

Ceylan, Kamuda taşeronlaşmasın son bulmasını istediklerini belirterek; “İş barışının sağlanması adına mevcut düzenin sürdürülebilir olmadığı gibi, işçiler arasında ayrıma sebebiyet vermektedir. Bir iş yerinde hatta bir odada 696 KHK’lı işçi, eski kadrolu işçi, İŞKUR işçisi, taşeron işçi hepsi birlikte çalışmakta, aynı işi yapmakta, fakat bazılarının toplu sözleşmeleri farklı, bazılarının ise hiç toplu sözleşmesi olmaması iş barışının tamamen ortadan kalkmasına neden olmaktadır. Yetkilerden isteğimiz kamuda taşeronlaşmanın son bulması istiyoruz. Hükümetimiz taşerondan kadroya geçişte büyük bir adım atmıştır. Fakat sayıları çok az kalan kamuda diğer taşeron işçiler kadroya geçememiştir. 100 kilometre yol yaparsınız, 100 metresini unutursanız yaptığınız yolu kimse konuşmaz. 100 metreyi konuşuruz. Bugün de konuşuruz, yarın da konuşuruz” şeklinde konuştu.

Editör: TE Bilisim