Sayın Okurlar;

Genel anlamda konuya ben de dahil olmak üzere, insanların öğrenmek yani bilmek gibi güzel bir özelliği vardır. Örneğin; Ben hayatımda biliyorum, diye bir iddiada hiçbir zaman bulunmadım. Sadece bilmediklerimi öğrenmeye çalıştım. Bugün dahi sorsalar, (Denizin ortasında bir saman çöpü gibiyim.) diyecek kadar samimi beyanım olur. BİLİYORUM KELİMESİ ÇOK GÜZEL BİR KELİME OLMAKLA BERABER, ÇOK DA DÜŞÜNDÜRÜCÜDÜR. Hiç belli olmaz, adama öyle bir bildirirler ki Allah korusun, nereden gelindiği anlaşılmaz.

Sayın Okurlar;

Örneğin; İnsan bilmiyorsa, öğrenmiyorsa veya öğrenmek lüzumunu hissetmiyorsa ne yapacak?  En basit ifadesiyle, parazit bir hayatın akışına ve bağımlılığına ayak uydurarak, yiyecek, içecek, gezecek, dolaşacak velhasıl ekmek elden su gölden misali bir nevi ense, kulak, göbek büyütecek. Bu vaziyet, insanoğluna değil, canlı mahlukatta iç güdüsüyle hareket eden hayvanat alemine yakışır. Çünkü insan, insanlık mertebesinden çıkınca hayvanlık mertebesine girer. İnsana gelince; Okur, öğrenir, düşünür, yazar ve mantıklı bir şekilde kararını verir. İşte bu nedenle aziz akıl vücudun daima efendisidir. Doğru işlemeyen akıl keslin olsa da ne işe yarar? Saatin altın veya gümüş olmasına bakılmaz, doğru işleyip işlememesine bakılır. Bilinmelidir ki aklın gücüne hiçbir engel karşı duramaz. Hayatı boyunca, okumayı, tembelliği, uyuşukluğu dolayısıyla parazit hayatı alışkanlık haline getirmiş olan düşünce, bugüne kadar neyi başarmıştır ki bundan sonra neyi başarsın? Bir gerçek de odur ki bilginin olmadığı yerde zaten ne insan vardır ne de dünya. TEMBELE KAPIYI KAPAT, DEMİŞLER, ŞU CEVABI VERMİŞ: -YEL KAPATIR. Cevaba bakar mısınız?

Sayın Okurlar;

Her bilgi insanı şüpheden, iyilikler acı çekmekten, kararlı olmak hali de korkudan kurtarır. Burada bir önemli konu da şudur: Her bilinen söylenmez ancak her söylediğimizi bilmek mecburiyetimiz vardır. Hayatında çok okuyanlar, çok bilenler, bunları dil hanesine değil, düşünce hanesine yazarlar. Aradığını bilmeyenler, bulduklarından bir şey anlamaz. Netice itibariyle ve özetle, haktan ve faziletlerden mahrum olan ilgi, hilekârlıktır. Bunun da akıl ve zeka ile hiçbir ilgisi yoktur. Ham demirden yahşi kılıç olmaz. GEÇEN YAZILARIMDA İFADE ETTİĞİM GİBİ DOKUMADAN MUTHAF, OKUMADAN ALİM OLUNMAZ. Bunun için dünya literatürü de göstermiştir ki dünyanın en tehlikeli adamı, belki de okumadığı ve öğrenmediği için, bilmediğini bilmeyen adamdır diyelim ve yazımızı burada noktalayalım.