Bizim memlekette önce sorunlar katmerleşir, kanuni düzenlemeler son anda yapılmaya çalışılır. Bu her zaman böyle olmuştur. Belki de meselenin tam olgunlaşması beklenir. Günün koşulları ve fiili durum tam ortaya çıkmadan kanuni düzenleme yapmak belki de erken görülmektedir.

Her neyse, bugün sosyal medyaya baktığımızda her zaman olduğu gibi herkesin bilir bilmez, meseleyi tam anlamadan fikir yürüttüğünü görmekteyiz. Benim milliyetçi arkadaşım; bu yabancılar gitsin, siyasi parti yetkilim yabancıların ekmeğini suyunu keselim, gönderelim der. Afgan Derneği açılmış diye benim resmi daire arkadaşlarım oturduğu yerden sanki memleket yıkılmış gibi feveran eder. Ankara’daki yüzde 000,1 oy alan siyası parti başkanım ise bugün 20 bin Afganlının bugün yurda girdiğini söyler. Neyse, sosyal medya zaten bizim kahvehaneyi geçmiş vaziyettedir. Herkes olayı tam kavrayamasa da fikir sahibidir.

Bugün piyasada tarım, orman, her türlü hayvancılık sektöründe, oteller, organize ve küçük sanayi ile hizmet sektöründe gayri resmi veya yarı resmi halde yabancılar çalıştırılmaktadır. Piyasadaki intiba; Suriyeliler çalışma hayatında varsalar bile kimse işlerinden memnun değildir. Ve gelenler de yaşlı, zengin veya iş yapma kapasiteleri yoktur. Afganlar, herkes tarafından iş yönünden sevilmekte, tutulmaktadır. En zor işlerde canla başla çalışmaktadırlar. Evli- aile olanları da vardır.  Büyükbaş hayvancılık, çobanlık, kanatlı sektöründe, kesimhanelerde çalışmaktadırlar. Birçok Afgan ile görüştüm. Bir tanesi 3,4 dil bildiğini resmi tercümanlık yaptığını söyledi.  Hatta bana Bolu Belediyesine geçenlerde 20 tane afgan işçi bulup verdiğini ifade etti. Ne için dedim; parkları temizlemek süpürmek vs için eleman bulmuş. Bana da bulmasını istedim. Hala arıyor. Bolu basınının tabelasını resmini çekerek tepki ile paylaştığı “Bolu Afganistan Gençleri Sosyal Kültürel ve Yardımlaşma Derneği” ne de gittim. Orada tanıştığım iki-üç Afgan genç çocuk gördüm. Gayet kibar, efendi halleri vardı. Dediğim gibi işçi aradığımı söyledim. Arayıp bulacaklarını ve bana haber edeceklerini söylediler. Halen bekliyorum. Ayrıca genel işler ve yaşlı bakım, temizlik işleri için Türkmen, Özbek bayan ve erkekler hatta yatılı işçi olarak çevremizde çalışıyorlar.

Bendeniz emekli olduktan sonra kurduğum kanatlı kümes çiftlikte Iraklı bir aileyi iki sene civarında çalıştırdım. Jandarmada hatta İş Kurumunda kaydımız vardı. Çalışkan bir aile idi. Üç ay önce zorunlu gönderme ile 12 kişi Irak’a döndüler. Halen görüşüyorum. Burayı özlüyorlar. Onlardan sonra birkaç işçi değişimi daha yaptım. Ama istikrarı sağlayamadık. Şu an halen işçi, bakıcı arıyoruz. Bazıları para vermiyorsun. Adam bulamazsın diyorlar. Asgari ücret şu anda 8500 TL. Bizde, en son işi bırakan arkadaşa 12000 TL veriyordum. Lojman, ev eşyası, elektrik, su, yakacak sigorta tamamını karşılıyoruz. Hatta yeni girecek işçiye 15000TL vereceğiz. Ama maalesef gelip çalışan yok.  Belediyede veya bir kurumda asgari ücrete 15/20 kişi alınacak denilse yüzlerce kişi müracaat ederler. Araya partiyi vs koyarlar. Hatta böyleleri bana da işe girişte yardımcı ol diye geliyorlar. Gelin çalışın diyorum. Bizim işleri beğenmiyorlar. İş kurumu Müdürlüğünde işçi alım ilanım hala duvarda asılı duruyor. Bir Maraşlı depremzede aile aradı. Maaşı duyunca sevindiler. Yurtta kalıyorlarmış. Fakat ertesi gün ses çıkmadı. Şu anda yabancı işçi de bulamıyoruz. Yabancı işçiler de fiyatları arttırdılar. Olumsuz söylentiler yüzünden yabancı işçiler de tedirginler. Kimisi geriye dönüyor veya döndü. Yeni gelen azaldı. Bu arada işçi arayan bizler işleri nasıl yürüteceğimizi bilemiyoruz. İşçi bulamazsak işleri bir müddet tatil edeceğiz. Eh o zaman sen ağa ben ağa inekleri kim sağa.

Yabancı işçiler artık memleketin bir gerçeği olmuş durumdadır. Diyeceğim bırakın artık şu Afganların yakasını. Eğer hepsini toplayıp gönderirseniz. Dağda çobanlık yapacak adam kalmaz, Kümeslerin yarısı boş kalır, kapanır. Ormandaki odunu kesecek adam kalmaz. Kesimhaneler, Organize sanayi, küçük sanayi, hatta çarşıdaki esnafın bazılarının işleri bozulur.

Her zaman diyorum. Büyük devletler yabancı çalıştırmaktan korkmaz. 1960 lı yıllarda Almanya ve benzeri ülkeler, din ve inanç ayrımı bile yapmadan Türk, Yunan, Yugoslav vs. dışarıdan işçi almış. Bugünkü halini görüyorsunuz. Almanya bugün 5 milyon Müslüman Türk’e bile tahammül ediyor, onlarla yaşıyor. Kendiniz bazı işleri yapamıyor, çalışan bulamıyorsanız dışarıdan alırsınız. Ne kadar iş gücü açığınız var, sektörlere sorarak tesbit edersiniz. Hangi devlet ile anlaşacaksanız, Afgan, Türkmen, Gürcü, Iraklı vs. o devletlerden resmi anlaşma ile bir düzen içinde karşılamamız lazım. Etrafımızda birçok Müslüman devlet var. Hele orta Asya’daki devletler her bakımdan bizim Anadolu’nun yapısına birçok yönden uyum sağlamaktadırlar. “Türkiye Yüzyılı“ diyoruz. Bunun için bunlar muhakkak yapılmalıdır. Bunu Milletvekili ve İl Başkanı düzeyinde bir toplantıda da dile getirdim. Yöneticiler bunu çözmek Türkiye’nin önünü açmak zorundadır. Fiiliyattaki bir durumu yasal hale getirmelidirler.

Amerika bugün dünyanın süper gücü ise bunu yapısındaki yüzyıllar öncesinin göçmen çalışkanlığına borçludur. Amerika Alman, İngiliz, Fransız, İtalyan, İrlanda , Latin kökenliler vs birçok milletten meydana gelmiştir. Amerika’da milliyetçilik diye bir politika yoktur. Osmanlıda da yoktu. Ana yapı Türk unsuru olmakla beraber birçok millet kendisini “Osmanlı Tebası” saymaktaydı. Ne zaman ki Osmanlıda milliyetçilik Batılılar tarafından Sırp, Bulgar, Yunan, Arnavut, Mekadon, Arap vs. diye körüklendi ve Osmanlı yıkıldı. Şimdi de Marksizm-Sosyalizm ve Ermeni destekli Kürtçülük körüklenerek Türkiye Cumhuriyeti yıkılmaya çalışılmaktadır. Tarihi inceleyin, dünyayı göçmenler kurar. Şehirlerde bile göçün olduğu yerler en güçlü yerlerdir.  Küçük bir şehirde bile yakın il ve ilçelerden gelen göçmenler ticareti, sanayiyi ayakta tutan kişilerdir. Yerleşik insanlar kendini muhafaza etmeye çalışır. Büyümeyi atak yapmayı yeni şeyler yapmayı düşünmez ve teşebbüs etmez.

Göçmen işçi çalıştırma politikalarına öncelik vermeliyiz. Türkiye ancak önündeki tıkanıklığı dışarıdan temin edeceği iş gücü ile aşabilir.  Akıllıca ve planlama ile yapacağımız anlaşmalarla önümüzü dışarıdan temin edeceğimiz iş gücüne açabiliriz. Kalifiye eleman gücümüz oluşmuştur. Sanayimiz, ticaretimiz için önümüz açıktır. Eksik olan kalifiye olmayan iş gücünü iç bünyeden karşılayamadığımız artık filen ortaya çıkmıştır. Acil önlem alınmalıdır.

Tüm ilgililere duyurulur.

Selem ve sevgi dileklerimle.