Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TESUD) Bolu Şube Başkanı Em. P. Kd. Bnb.  Kıbrıs Gazisi Ahmet Şerafettin Yamaner ve yönetimi Türkiye Emekli Subaylar Derneği’nin (TESUD) 38’inci Kuruluş yıldönümünde Atatürk Anıtına Çelenk bıraktı.

Haber: Aslı Akış

Çelenk sunma programına Türkiye Emekli Subaylar Derneği Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, Tugay Komutan Vekili P.Kd. Albay Merdin Kışkan, İl Jandarma Komutanı Jandarma Kıdemli Albay Haluk Saygılı, Askerlik Şube Başkanlığı, Emekli Astsubaylar Derneği, Muharip Gaziler Derneği üyeleri katıldı.

Türkiye Emekli Subaylar Derneğinin (TESUD) 38’inci Kuruluş yıldönümü nedeniyle Anıt Park’ta tören gerçekleştirildi. Türkiye Emekli Subaylar Derneği Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, tarafından Atatürk Anıtına çelenk sunulmasıyla başlayan tören, Saygı duruşunda bulunulması ve istiklal marşının okunmasıyla devam etti.

“DERNEĞİMİZİ 5 NİSAN 1984 TARİHİNDE KURDUK”

Günün anlam ve önemine ilişkin konuşma gerçekleştiren TESUD Bolu Şube Başkanı Ahmet Şerafettin Yamaner, dernek kuruluşunu ve amaçlarını anlatarak konuşmasına başlayarak; “Türkiye Emekli Subaylar Derneği 2847 sayılı yasa ile 5 Nisan 1984 tarihinde kurulmuş olup bu kanunla Kamu yararına Çalışan Dernekler kapsamına alınmıştır. Bir Sivil Toplum Örgütü olarak çalışan biz Emekli Subaylar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin kanunlarla sınırlı haklarının kamuoyu önündeki sesi durumunda olduğumuzun bilinci içinde, yine kanunlara saygılı bir şekilde duyurmaya çalışacağız.

“DERNEĞİN AMAÇLARI İLE TEMEL İLKE VE HEDEFLERİMİZDE BELİRTTİĞİMİZ ÖRNEK ATATÜRK”

Ülkenin ve Ulusun, Milletiyle bölünmez bütünlüğünün korunması ve desteklenmesi, Ulus ve Bayrak sevgisinin yüceltilmesi, birlik ve beraberliğimizin güçlendirilmesi çalışmalarının yapılması Türk Silahlı Kuvvetlerimizi ülkemiz için öneminin ve değerinin duyurulmasının sağlanmasıdır. Bugün her zamankinden çok birlik ve beraberliğe ihtiyacımız olduğu görülmektedir. Ulusal bütünlüğümüz ve güvenliğimize yönelik tehditler dün olduğu gibi bugünde ortadadır. Milli Birlik Duygusunu devamlı olarak geliştirmek idealimiz olmalıdır. Okullarda Milli Güvenlik dersi tekrar konmalı müfredat programlarında yeterli zaman ayrılmalıdır. Milli Güvenlik derslerine de Türk Silahlı Kuvvetlerimizin resmi Üniformalı görevlileri girmelidir. Türk silahlı Kuvvetlerinin gücü, savaş kabiliyeti ve disiplini ile ülkeyi bölmek, parçalamak isteyenler için en büyük engel olduğu bilinmektedir.

“DÜNYADA HAYAT İÇİN, İNSANCA YAŞAMAK İÇİN İSTİKLAL LAZIMDIR”

Mustafa Kemal; 31 Temmuz 1920 yılında Afyonkarahisar'da Milletvekillerinden oluşan bir heyetle Kolordu Dairesinde Subaylara şu konuşmayı yapmıştır. "Arkadaşlar; İngilizler ve yardımcıları Milletimizin istiklalini imhaya karar vermişlerdir. Kuvvetli olmayan, mücadele edemeyen bir millet mahkûm ve esir vaziyettedir. Böyle bir milletin istiklali gasp olunur. Dünyada hayat için, insanca yaşamak için istiklal lazımdır. Kuvvet ordudur. Ordu, düşmanlarımızın birinci hedef-i taarruzu oldu. Orduyu imha etmek için mutlaka zabitini mahvetmek lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta mevali ve müşkülat kalmaz." şeklinde konuştu.

“SUBAYIN KAHRAMANLIK TOHUMU ASKERİ OKULLARDA ATILMAKTADIR”

Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Bir ordunun kudreti zabıtan ve komuta heyetinin kıymeti ile ölçülür." sözüyle subayın önemini belirttiğini dile getiren Yamaner;  “Türkiye coğrafyasına baktığımızda etrafımızda dost ülke göremiyoruz. Emperyalist ülkelerin gözü bu bölgeye çevrilmiş durumda. Askeri okulların önemi buradan başlıyor. Askeri okullar; çocuğun iliklerine kadar vatan sevgisini, yurt sevgisini, bayrak, sancak sevgisini, şehitliği, gaziliği, itaati, disiplini bu ülkenin yokluklar içinde nasıl var olduğunu öğreneceği tek yerdir. Askeri okullar subay atölyesidir. Kahraman Türk ordusu deniyorsa subayın Kahramanlık tohumu Askeri okullarda atılmaktadır.

“BİR ÜLKE İSTİKLALİNİ VE BAĞIMSIZLIĞINI KORUMAK İÇİN ORDUYA İHTİYACI VARDIR”

Bizler Selimiye Askeri Orta Okulunda, Askeri Liselerde, Harp Okullarında ve Sınıf Okullarında okumaktan gururluyuz. 10 Mayıs 2017 saat 19.15 İncirlik ABD üssü Türk- Amerikan işbirliği adına ABD'li Albay Kevin Leahy DEAŞ'la başarılı mücadelesinden dolayı madalya ve plaket vermek üzere düzenlenen resmi törende, Türk Ordusu adına Albay Orkun Özeller'i kürsüye çağırır. Kürsüye çıkan Atatürk'ün askeri Albay Orkun Özeller, "bize ödülü vermek isteyen sîzler terörist YPG ile işbirliği içinde olanlardansınız. Bu ödülü kabul etmek onursuzluktur! Bu onursuzluğu ve ödülü reddediyorum." Diyerek kürsüden iner. İşte Türk Subayı Budur. Askeri okulların öneminden bahsettiğim gibi askeri Doktor ve askeri hastanelerin öneminden de bahsetmek istiyorum.  Türk Silahlı Kuvvetleri; Türkiye'nin coğrafi yapısı ve stratejik önemi bakımından harbe her an hazır olmak durumundadır. Dünyada bütün ülkelerin askeri hastane ve askeri Doktorları vardır. Çünkü bir ülke istiklalini ve bağımsızlığını korumak için orduya ihtiyacı vardır. Ordu içinde de askeri hekimlerin olması muhakkaktır.” dedi.

KIBRIS GAZİSİ YAMANER BAŞINDAN GEÇEN BİR OLAYI ANLATTI

Kıbrıs Gazisi Yamaner başından geçen bir olayı anlatarak; “Kıbrıs Barış Harekâtında hemen yakınımda büyük bir patlama oldu. Üzerindeki el bombalarının patlaması nedeni ile iki askerimizin kolları ve vücudu parçalandı. Askeri Doktorumuz şehidin organlarını yanımızda etraftan topladı. Gideceği yer Seyyar Askeri Hastane oldu.

“BİR ORDUNUN SAVAŞTA BAŞARI KAZANMASI ANCAK ARKASINDAKİ SAĞLIK DESTEĞİ İLE OLUR”

Yine; Lefkoşa'da askerlerimizle beraber Yunan Alayına girdik. Kasığımda ceviz büyüklüğünde bir iltihap oldu. Yabancı bir bölgeye girmişsin çepeçevre askerlerin güvenliğinin sağlanması ve kontrolü gerekir. Yürümekte çok zorlanıyorum. Grup komutanımız rahmetli Kur. Yarbay Cengiz Varol'a "komutanım ben görev yapacak durumda değilim bir doktor gönderin" dediğimde On dakika içinde Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayının doktoru Binbaşı beni en ileri hatta buldu. Mevzi içinde operasyon yaparak benim rahat görev yapmamı sağladı. Silahlı kuvvetlerin sahra sıhhiye hizmetleri ve sağlık desteği çok önemlidir. Bir ordunun savaşta başarı kazanması ancak arkasındaki sağlık desteği ile olur.

“ASKERİ HASTA HANELERİN EN KISA ZAMANDA AÇILMASI EN BÜYÜK DİLEĞİM”

Prof. Dr. Hikmet Özdemir "1914-1918 Dünya savaşında hastalıktan ölenlerin savaşarak ölenlerden daha fazla olduğu tek ülke Türkiye'dir." Diyerek durumun vahametini göstermiştir. Gelişmiş ülkeler incelendiğinde ordularında askeri tabipler vardır. Çanakkale Savaşında 50. Alayın tabibi de yabancı doktordu.  1898 yılında da nitelikli tabip yetiştirmek için Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA) açılmıştır.

Gülhane'de yetişen askeri hekimler 1911 Trablusgarp savaşı ile Milli Mücadelede on yıllık savaş süresince tüm cephelerde asker ve subaylarla beraber cepheden cepheye koşmuşlardır. Askeri doktor klasik tıp eğitimi yanında, askeri psikoloji, savaş psikolojisi ve askeri yönetim konularında da eğitim almaktadır. Yaralanan askerler için dakikalar bile çok önemlidir. Cephede yaralanan askerin triage denilen sınıflandırılması çok önemlidir. Yanında askeri Doktor ve askeri hemşireyi gören asker kendini güvende hisseder. Yukarıda belirttiğim nedenlerle harbi yaşayan bir kişi olarak Askeri hasta hanelerin en kısa zamanda açılması en büyük dileğimdir.

“ZORUNLU OLMADIKÇA HARP BİR CİNAYETTİR”

Kıbrıs Barış Harekatı dönüşümüzde Genel Kurmay Başkanlığından bizim tecrübe, tavsiye ve önerilerimiz yazılı olarak istenmiştir. Harp en kötü cümlelerle tarif edilecek bir felakettir. Atatürk'ün dediği gibi "Harp zorunlu ve hayati olmalıdır. Zorunlu olmadıkça Harp bir cinayettir." En yakın Rusya Ukrayna Savaşı Harbin ne olduğunu göstermektedir. Subay Harp okulundan mezun olurken ettiği yemine sadık kalarak "Türk sancağının şanını canından aziz bilip icabında Vatan, Cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatını feda eyleyeceğine namusum üzerine ant içerim." diyerek yemin eder. Bizlerde bu yemine sadık kalarak ve görevlerimizi en iyi şekilde tamamladık.”  İfadelerini kullandı.

“GENÇLERİMİZE ÇANAKKALE RUHUNU VERMELİYİZ”

Genç nesle okullarda, konferanslarda ülkemizin bağımsızlığı birlik ve beraberlik konularının pekiştirilmesinin önemi ve eğitilmesi konusunda herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi gerektiğine işaret ederek; “Gençlerimize Çanakkale ruhunu vermeliyiz. Dinimiz, dilimiz, kültürümüz, vatanımız her şeyimiz birken siyasi görüş farklılıkları dolayısıyla insanları kutuplaştırarak birbirlerine soğutmaktan kaçınmalıyız. Siyasi çıkar ve menfaatler birlik beraberliğimizden bizi uzaklaştırmamalıdır. Bu parçalanma kimin işine yarar? Tabii ki düşmanlarımızın hoşuna gidecektir. Siyasiler hangi görüşe sahip olurlarsa olsunlar karşısındakilere insan olarak değer vermeli siyasi görüş ve düşüncelerini seciyeli ve seviyeli yapmalıdırlar.

“TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ YÜCE TÜRK MİLLETİNİN BİRLİK VE VATANIN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMADA KARARLIDIR”

Bizler Kore'de, Çanakkale'de, Kurtuluş Savaşında, Kıbrıs Barış Harekâtında, terörist peşinde etnik yapıları ve din-mezhep farkı gözetmeksizin tüm ulusça hep beraber düşmanlarımızla savaştık. Sağduyusuna güvendiğimiz yazılı ve görsel basınımızın milli menfaatler ve çıkarlar doğrultusunda konuyu değerlendirirken çok dikkatli, tarafsız ve hassas davranmasını bekliyoruz. Türk Silahlı Kuvvetleri; daha nice şehitler verse de Yüce Türk Milletinin birlik ve vatanın bütünlüğünü korumada kararlıdır.” diye konuştu.

“GÜNÜMÜZ KUTLU VE MUTLU OLSUN”

Konuşmasını Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarına rahmet dileyerek bitiren Yamaner; “Yurdumuzu Emperyalist ülkelerin ellerinden dâhiyane fikir ve komutasıyla kurtarıp bize bu güzel yurdu emanet eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere tüm Şehit ve Gazilerimizi rahmet ile anarken ebediyete intikal eden komutanlarımızı ve arkadaşlarımızı da minnet ve şükranla anıyorum. Bugün Emekli Subaylar Derneğinin (TESUD) kuruluş yıldönümünde hepimiz aynı heyecanı duymaktayız. Tüm emekli Subay ve ailelerine sağlık ve mutluluklar diliyorum. Sağ olun var olun. Günümüz kutlu ve mutlu olsun.” dedi.

Editör: TE Bilisim