Erasmus Plus programına kabul edilen Turkuvaz Eğitim Kurumları, proje kapsamında hazırladıkları “Kültürlerimizi Tanıyalım” çalışmasıyla ilkokul öğrencilerini yurt dışına çıkma fırsatı sunacak. Öğrenciler yurt dışında Türk kültürünü, İngilizce konuşarak anlatacak.

Haber: Servet Gökçek

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından desteklenen Erasmus Plus projesi kapsamında Bolu’da da iki okul öğrencilerini yurt dışına göndermek için çalışmalarına başladı. Türkiye’den 300 okulun kabul edildiği projeye Bolu’dan Turkuvaz Eğitim Kurumu da katıldı. İlkokul öğrencilerinin yurt dışında deneyim kazanmasını sağlayacak proje ile öğrenciler geleceğe daha emin adımlarla ilerleyecek. Bu kapsamdaki çalışmalar ve kurum olarak hedeflerini aktaran Turkuvaz Eğitim Kurumları Yabacı Diller Zümre Başkanı ve İngilizce Öğretmeni Ayşe Arpacık, Avrupa Birliği’nin desteklediği Erasmus Plus projesine LEOK isimli “Kültürlerimizi Tanıyalım” adlı çalışma ile katılacaklarını aktardı. Arpacık, “COVİD-19’dan dolayı 3 yıla uzatıldı. 3 yıl boyunca biz ara ara yani 2 ay gibi vizitelerle ziyaretlerle öğrencilerimizle hem Türkiye’de hem Bolu’da hem de değişik ülkelerde kültürlerimizi, değerlerimizi tanıtmış olacağız” dedi.

“300 PROJEDEN 2 PROJESİ İLİMİZE AİT”

Turkuvaz Eğitim Kurumları Yabacı Diller Zümre Başkanı ve İngilizce Öğretmeni Ayşe Arpacık, 2021 yılında Türkiye’den 300 projenin kabul olduğunu aktararak, “İlkokul, ortaokul, lise kademelerinde tüm eğitimlerimize devam ediyoruz. Erasmus Plus projemizde ilkokul kadememizde devam ediyoruz. Normalde bu hibeli bir proje. Avrupa Birliği’nin desteklediği bir proje. Biz ilk önce projemizi sunduk ve projemiz kabul oldu. Türkiye’de 2021 yıl itibariyle 300 proje kabul oldu. 2021 yılında kabul olan projeler arasında 2 tanesi Bolu’ya hibeli bir şekilde verildi. Okullardan bir tanesi biziz ve kreş döneminde Orman İşletmesiyle birlikte devam eden bir okulumuz var. Biz Bolu olarak tekiz bu Erasmus projesinde. Avrupa Birliği’nin desteklediği proje LEOK isminde “Kültürlerimizi Tanıyalım” adı altında. Bu sayede tüm Türkiye olarak özellikle Bolu spesifik Bolu olarak biz kendi ülkemizi, kendi değerlerimizi, kendi kültürlerimizi bu projeyle 5 tane ülke partnerimizle birlikte hem Türkiye’ye hem de Dünya’ya küresel anlamda anlatmış olacağız. Bu bağlamda tabi etkinlikler 2 yıl boyunca sürecek ama covid-19’dan dolayı 3 yıla uzatıldı. 3 yıl boyunca biz ara ara yani 2 ay gibi vizitelerle ziyaretlerle öğrencilerimizle hem Türkiye’de hem Bolu’da hem de değişik ülkelerde kültürlerimizi, değerlerimizi tanıtmış olacağız. Bu partner ülkeler 5 tanedir. Bunlar Türkiye, Bulgaristan, Letonya, Portekiz, İspanya olmak üzere toplamda 5 ülke kültürlerini tanıyıp kültürlerimizi aktif olarak küresel anlamda birbirimize aktaracağız” ifadelerini kullandı.

“KÜLTÜRÜMÜZÜ, ÜRÜNLERİMİZİ TANITACAĞIZ”

Ayşe Arpacık, Türkiye’nin ve ilimizin kültürünü, ürünlerini götürüp, tattıracaklarını söyleyerek, “2 ay sonra bir Letonya ziyareti olacak. Bulgaristan’da manager vizitemiz olacak. covid-19’da pandemi de neler yapacağız, 2 yıl boyunca neler devam edecek? Onları kararlaştıracağız bu toplantıda. Toplantı sonrasında tabi kararlaştırılan durumlara göre 2 yıl boyunca öğrencilerimizle birlikte burada okulda Turkuvaz Eğitim Kurumu’nda etkinlikler gerçekleştirirken projelerimizi, videolarımızı, e-Twinning, Youtube gibi kendi bireysel durumlarımızda paylaşarak bizde hem Bolu’ya hem Türkiye’ye yaptığımız etkinlikleri, videoları da tanıtmış olacağız. Tabi bu hibeli projelerde özellikle Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Ajansında zaten yönetiminde bir proje. O yüzden ara ara Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük şehirlerde yapılan hibe projeleriyle birlikte disiplinler arası bir çalışmada yapıyoruz. 2 ayda yaptığımız etkinlikleri E-twinning Plus’a yükleyip hem uluslararası alanda görselleri sağlanıyor. Hem de Türkiye de sahip olunan bütün projelerle birlikte çalışılarak kültürlerimiz tanıyalım. Ya da suyumuzu bitirmeyelim gibi projelerle ortak da çalışabiliyoruz. Bu proje İngilizce değil yabancı dili aracı olarak kullanıyoruz” diye konuştu.

“BELKİ ORADA TARHANA ÇORBASI YAPACAĞIZ”

Yurt dışında öğrencilerin kendi kültürlerini İngilizce kullanarak anlatacağına dikkat çeken Arpacık,  “İngilizce dilini aracı dili olarak kullanırken, çocuklarımız ilkokuldan başlayarak, biz çocuklarımızı götürdüğümüzde yabancı ülkelerdeki kendi yaşıtlarıyla beraber vakit geçirme olanakları bulacaklar. Tabi bunun daha büyük alternatifi hem velilerimiz hem öğretmenlerimiz hem idaremizin desteği ile Bolu’muz spesifik kültürü ile beraber Türkiye’mizin kültürünü götüreceğiz, ürünlerimiz götüreceğiz, ürünlerimizi tanıtacağız, belki orada tarhana çorbası yapacağız, koyup onlar tadacaklar. Tadarken İngilizceyi ara dil olarak kullanacağız ve çocuklar aslında yaşam alanındaki ‘Play and Learn’ projesi yürütmüştük, yaşayarak öğrenmek projesi ve bunu da tam olarak alanda öğrenmiş olacaklar. Kimle tanıdıkları insanlarla değil cesaret edemeyip konuşamadığımız yabancıları ortasında tarhana çorbamızı yapıp, kendi kültürümüzü oraya İngilizce dilinde sunacaklar.  Çocukların buradaki kazanımı, bu açıdan kazanımı çok önemli. Tabi kültürlerimizi tanıyacağız, anlatacağız fakat en önemli kısım aracı dil olarak İngilizceyi kullanacağız. Çocuklar anne babasına değil, öğretmenine değil, arkadaşına değil o dilin muhatabına anlatacak ve bu sayede güveni gelecek. Cesaret anlamında gelişmesi, benim için özellikle İngilizce öğretmeni olarak önemli kısım; yurt dışı çıkışı, cesaret edinmesi, küresel anlamda kendi varlığını görmesi ve öğrenmesi, aynı zamanda da o tarhana çorbası kültürünü, içindeki o kalbindeki besini cesaretini aşarak kendi, özgüveni gelerek başkalarına, başka kültürlere anlatabilmesi. İngilizce anlatabilmesi, en büyük güzellik aslında bu” şeklinde konuştu.

“SAT SINAVINA ÖĞRENCİLER YETİŞTİRECEĞİZ”

Arpacık, lise çapında SAT sınıflarının olduğunu vurgulayarak, “Erasmus ile biz aslında, tüm destekli yani ilkokul, ortaokul ve lise olarak aslında büyümek istiyoruz. Yani yabancı dilde ilkokuldaki öğrencimiz konuşmaya başlasın. İleri becerilerle konuşsun. Bu yüzden Erasmus içerisindeyiz ve burada yetişen öğrencimiz ortaokul kademesinde hem yetenek hem de ana konu dersleriyle kendi dersini alırken öğrenirken okumayı yaparken konuşma anlamında da gelişsin ki çocuklar arımıza bu Erasmus’u verdiğimizde özgüvenle gelmiş olacaklar ortaokula da. Bu kademede devam edeceğiz desteklerimize, okumalarla.  Lise çapında da SAT sınıfımız var. ‘Scholastic Aptitude Test’ normalde 3 bine yakın ülkede uluslararası alanda TYT, AYT ya da YTY sınavları gibi ya da TOFEL Uluslararası sınavlardan bir tanesi SAT sınavımız. SAT sınavına hazırlık grubumuzda da çocuklarımızı yetiştireceğiz. Yani zaten kökten bu Erasmus’la hayatın içinden bir şekilde gele öğrencilerimizi konuşma belirli bir seviyeyi aşmış öğrencilerimiz, C2 seviyesine gelmiş öğrencilerimiz uluslararası alandaki okullara başvurabilecek sınavlara da girebilecek potansiyele de gelmiş olacaklar.  Bizim amacımız, tamamen sadece bir dil olarak değil, yabancı diller olarak ilk önce İngilizce’yi halletmek. Sonrasında da aracı olarak diğer dilleri de konuşabilmek, aktarabilmek, hem kültürlerimizi hem benliklerimizi hem diğerlerinin o anlayışlarını da alabilmek. Bu şekilde yaşama dâhil edebilmek” kelimelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim