Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Sevil Ülger, bayram süresince tatlı, şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığının artacağına işaret ederek sağlıklı beslenme konusunda tavsiyelerde bulundu.

Haber: Aslı Akış

Kurban bayramının yılda bir defa olmasından dolayı et tüketimi ile bunun yanı sıra tatlı tüketimi de artmaktadır.  Ancak özellikle bu dönemde kronik hastalıklara sahip ve yüksek risk grubunda bulunan bireyler (çocuklar ve yaşlılar) dikkatli olmalıdır. Bayram boyunca kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı artmaktadır bu nedenle kalp-damar hastaları, diyabet hastaları, hipertansiyon hastaları ve böbrek hastaları risk altındadır. Alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp kurban bayramında da; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılımına her zaman özen gösterilmelidir.

Porsiyon kontrolü yaparak yeterli ve dengeli beslenmek, sağlıklı bir bayram geçirebilmek için Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Diyetisyeni Sevil Ülger, bayramı keyifle geçirebilmek için yapılması gerekenleri madde madde sıraladı.

“KAHVALTIYI ATLAMAYIN”

Ülger, Kurban Bayramında sabahın ilk öğününün kahvaltıyla başlamasını belirterek; “Bu kahvaltı geleneksel bir Türk kahvaltı şeklinde olabilir. Az yağlı, az tuzlu bir beyaz peynir olabilir. Yine az tuzlu bir zeytin, haşlanmış bir yumurta tüketilebilir. Yine domates, salatalık, biber gibi çiğ sebzeler ya da mevsim yeşillikleri gibi kahvaltı sofralarımızda bulunabilir. Yine bunun yanında bir iki dilim tam tahıllı ekmeklerimiz sofralarımızda bulunabilir. Çeşitlilik olacak diyorsak kahvaltı soframızda kuru kayısı, ceviz ekleyebiliriz.” dedi.

“KURBAN ETİNİ DİNLENDİRDİKTEN SONRA KULLANIN”

Kurban etinin dinlendirilmesi ve pişirme yöntemleri hakkında da bilgilendirme yapan Ülger; “Bayramda muhakkak etler dinlendirildikten sonra tüketilmesi gerekiyor. Özellikle dinlendirilmeden tüketilen etler sindirim problemlerine sebebiyet verebiliyor. Pişirme şekli tabi ki çok önemli. Geleneksel pişirme şekillerinden olan kızartma ve kavurma yöntemlerini biz önermiyoruz. Daha sağlıklı pişirme yöntemleri haşlama, buğulama, ızgara şeklinde yöntemlerini kullanabiliriz. Yine et tüketirken özellikle demir emilimini artmasını sağlayabilmek amacıyla C vitamininden zengin bol limonlu salatalar veya zeytinyağlı sebze yemekleri de soframızda muhakkak bulunması gerekiyor.” İfadelerini kullandı.

“SÜTLÜ TATLI TERCİH EDELİM”

Diyetisyen Sevil Ülger, bayramların olmazsa olması tatlı tüketiminde aşırıya kaçılmamasını vurgulayarak günde ortalama içilmesi gereken su miktarından bahsetti. Ülger; “Öncelikle ilk tercihimiz taze mevsim meyveleri olması yönünde ama alternatif olarak daha az şekerle yapılmış, porsiyon miktarları çok büyük olmayan sütlü tatlıları bayram sürecinde tüketebiliriz.

“BOL MİKTARDA SU İÇMEYİ İHMAL ETMEYİN”

Sindirim problemlerinin önüne geçmek amacıyla bol miktarda su tüketimini biz öneriyoruz. Biz günde en az 8-10 bardağa kadar su tüketilmesini öneriyoruz. Buda ortalama 2-2,5 LT. tekabül etmektedir. Şunu unutmayalım ki gün içerisinde içtiğimiz çay, kahve ya da diğer bitki çayları suyun yerine geçmiyor. Dolayısıyla suyun sadece su olarak takibini yapmakta fayda var.” diye konuştu.

“FİZİKSEL AKTİVİTE YAŞAMINIZ HER ALANINDA OLMALI”

Sevil Ülger, Kurban Bayramı’nda da düzenli fiziksel aktivite yapılmasının ihmal edilmemesini kaydederek; “Aslında sedanter yaşam günümüzdeki en büyük problemlerden biri ve birçok hastalığın altında yatan en önemli etkenlerden birisi de hareketsiz bir yaşam tarzı. Bunu aslında sadece bayramla sınırlandırmamak lazım. Aslında genel öneri olarak biz fiziksel aktiviteyi yaşamımızın her anında istiyoruz. Günde 10 bin adıma muhakkak ulaşılması gerektiğini söylüyoruz. Tabi bu fiziksel aktivitenin yapıldığı zaman dilimi de çok önemli. Çok dolu mideyle yapılan fiziksel aktiviteleri biz önermiyoruz. Yemek yedikten 1-1,30 saat sonra fiziksel aktivitenin yapılması çok daha uygundur.” şeklinde konuştu.

“BU HASTALIKLAR VARSA KISITLI ET TÜKETİN”

Kalp-damar hastaları, diyabet ve yüksek tansiyonu bulunanların et tüketimine dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Ülger; “Kırmızı et ve sakatatlar kolesterol bakımından oldukça zengin besinlerdir. Dolayısıyla kalp hastalığı, tansiyon ya da diyabet gibi kronik rahatsızlığı bulunan, bu kronik rahatsızlığı olan hastaların et tüketimine çok dikkat etmeleri lazım. Özellikle orada porsiyon kontrolünü çok iyi ayarlamaları gerekiyor. Pişirme şeklide çok önemli. Sağlıklı pişirme yöntemlerini kullanmaları gerekiyor. Haşlama, buğulama, fırında veya ızgara yöntemleri kullanılabilir. Yine bu dönemde çok fazla tatlı tüketimi, şeker tüketimi olabiliyor. Buda diyabetli hastaların kan şeker düzeylerini yükseltebiliyor. Dolayısıyla bu süreçte kronik rahatsızlığı olan bireylerin hem et tüketimine hem pişirme şekline hem de tatlı tüketimine çok çok dikkat etmesi gerekmektedir.” dedi.

 

 

 

 

Editör: TE Bilisim