Sağlık İş Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Ankara Şube yönetiminde Disiplin Kurulu Asil Üyesi olarak yer aldı.

Basın Bülteni

Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Ankara Şube yönetiminde Bolu’dan da bir isim yer aldı. Sağlık İş Sendikası Bolu İl Başkanı Harun Ceylan, Disiplin Kurulu Asil Üyesi olarak seçildi. Konuyla ilgili bir takım çalışmalarda bulunan Ceylan, Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Hakan Toy’un açıklamasını paylaştı.

“VAR GÜCÜMÜZLE MÜCADELE EDECEĞİZ”

Toy, açıklamasında mücadele mesajı vererek, “Sağlık ve Sosyal Hizmetler çalışanlarının birçok sorunu var. Bizim önümüzde zorunlu emeklilik, tayın hakkı, vergi sıkıntımız var. Hastanelerde işçi memur ayrımı var. İşçiler arasında ayrım var. Aynı iş yerinde dört çeşit emeklilik çeşidi var. 20 yıldır hizmet ettiği hastanelerde aile bakanlığında çalışan işçiler hala işiyle eşinin arasında tercih yapmaya zorlanıyorlar. Tayin hakları ellerinden alındı. Bunlar sorunlarımızdan bazıları. Bu sorunları çözmek için var gücümüzle mücadele edeceğiz” dedi.

“ZORUNLU EMEKLİLİK İŞÇİYİ AÇLIĞA MAHKUM EDİYOR”

Kamuda çalışan işçilerin kadroya geçirilmesi için TÜRK-İŞ’in ve Sendikamızın yaptığı mücadeleleri anlatan Toy, “TÜRK-İŞ Başkanımız Ergün Atalay, her platformda taşeronda köle düzeninde çalıştırılan işçilerin kadroya alınmasını haykırıyordu. Ergün Başkan yargının kararlarını hükümet yetkililerine hatırlatıyordu. Hükümet yetkilileri ne dediler kadro vermeyeceğiz. Bir çare arıyoruz. O çare neydi iş birlikçi Hak-İş ile KHK’yı çıkarmaktı. TÜRK-İş’in talebi neydi? Hak ettiğimiz ana kadroyu şartsız şurtsuz, zorunlu emekliliği olmayan, tayin haklarının engellenmediği, iki buçuk yıl kamu sözleşmelerinin engellenmediği bir kadroydu. İŞ-KUR’ cusu, eski işçi, siz KHK’mısınız diyecek bir ayrımın olmadığı bir kadroydu. Ama ne oldu? İşbirlikçilerle birlikte o malum sendikanın kurucu genel başkanının bakan olduğu dönemde çıkartılan KHK hepimize şimdi zulmediyor. Birde utanmadan şimdi çıkıp diyorlar ki KHK’nın mimarıyız. Biz KHK’nın mimarı değil, KHK’da işçiye zulmeden maddelerin kaldırılması için mücadele edeceğiz. Biz işçi hakları için mücadelenin mimarı olacağız” ifadelerini kullandı..

“KIDEM TAZMİNATI İŞÇİNİN BEKA SORUNUDUR”

Sendikamızın kuruluşundan itibaren devleti baş tacı ettiğini hatırlatan Toy, “Hükümetler gelir geçer. Seçilmiş hükümetlere de saygı duyuyoruz. Milletimizin, işçimizin, vatandaşımızın lehine ne varsa hükümetimizin, hayırlı ne icraatı varsa, milletimizin canını korumak için yaptığı güvenlik tedbirlerini ayakta alkışlıyoruz. Şartsız şurtsuz şu parti bu parti demeden. Ama her sene kıdem tazminatını karşımıza getiren hükümetinde karşısında duruluyoruz. En son yaşadığımız kıdem tazminatı mücadelesi. Bakın pandemide canımızı feda ettik. Canla başla mücadele ettik. Pandeminin en azılı döneminde kıdem tazminatının kaldırılması masaya geldi. O zaman TÜRK-İŞ’in tavrı şu oldu. Hükümetin yetkilisi bakana TÜRK-İŞ Başkanımız Ergün Atalay, ‘Burada 34 Genel Başkan var. Kıdem tazminatını çıkarırsanız TÜRK-İŞ’i kapatırız. Sendikacı olmaya gerek yok.’ dedi. Çünkü kıdem tazminatı bizim beka sorunumuzdur. Çünkü emekli olduğu zaman 4 bin TL maaşa bağlanılıyor. 2008’de çıkan emeklilik sistemiyle zaten kuşa çevrilmiş emeklilik sistemi var. Şimdi kıdem tazminatımız belki bir ev alamaz ama işçinin bir yarasına merhem olur. Kızını gelin eder. Oğlunu damat eder. Onunda elimizden alınmasın diye mücadele ettik. Bizim mücadelemiz sonucunda rafa kaldırıldı” diye konuştu.

“İŞVEREN BİRLEŞİRKEN, İŞÇİLER PARÇALANIYOR”

İşveren sendikalarının birleştiğinin altını çizen Toy, “İşverenleri temsil eden federasyonlar var. Onlar tek kuruluyor. Lokantacılar odası. Şoförler odası. TOBB var. Ama seçime girmiş kaybedip gidip başına öz getirip veya dev getirip yeni bir oda kurmuyor. Odayı ayrıştırmıyor. Çünkü işverenler tek yürek olmuş ama fitne fücurla işçiyi bölmüşler. İş kolumuzda 15 sendika kurulmuş. Her kurulan sendikada algı yapmak için üye olandan aidat almayacağını vaat ediyor. Sözleşme yapamıyorlar ki aidat alsınlar. Niye bölüyorsunuz. Birçok iş yerinde sözleşmelerin önü kapanıyor. Onun için bizim her zaman söylediğimiz işçilerde bir konfederasyon çatısı altında birleşmeliler. Birlikte mücadele edilmeli. Böyle devam edilirse sıkıntılarımız artarak devam edecek” açıklamasında bulundu.

“VERGİDE ADALET İSTİYORUZ”   

İşçinin birçok sorunu olduğunu, bu sorunları da Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasının çözeceğini belirten Toy, “Önümüzdeki sorunların en büyüğü vergi adaletsizliği. En çok vergiyi, en düzenli şekilde veren biziz. Vergi kaçırma şansımız yok. Peşin peşin ödeyen grubuz. Daha maaşımız bankaya yatmadan vergimiz kesiliyor. Anayasada da olduğu gibi çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasının peşindeyiz. Son asgari ücret görüşmelerinde hatırlarsanız. Yüzde 15 istisna getirildi. 30 yıldır uğraşılan asgari ücretten verginin alınmaması mücadelesini kazandık. Bunun yanında ne dedik mevcut çalışanlarımızı da kapsasın. Bütün çalışanlara bu istisnayı uygulattık. Hedefimiz bu asgari ücret görüşmelerinde vergiyi yüzde 10’a sabitlemek. Veya vergi matrahlarını yükseltmek. Yani nisan ayında yüzde 20’ye girmemek. Aldığımız zamlar maalesef vergiye gidiyor. Bütün yıl boyunca alınan zamların tamamı vergiye gidiyor. Demek ki vergiye çalışıyoruz. Bu düzenlemeyi öncesinde asgari ücret görüşmelerinde, daha sonrasında Kamu Çerçeve Protokolü görüşmelerinde alt yapısını yaptık görüşmelere başlayacağız. Biz burada çok bir şey istemiyoruz. Sadece adalet istiyoruz” şeklinde konuştu.

“ÇALIŞMA ŞARTLARI DEĞİŞMELİ”

Toy çalışma saatlerinin de değişmesi gerektiğini aktararak şu ifadeleri kullandı:

“Birçok yerde söylüyoruz. Artık çalışma sistemi artık değişmeli. Çalışma saatleri değişmeli. Ayrım kalkmalı. Süt izninden tutun, çalışma saatine kadar ayrım var. İşçi kadın üyemizin çocuğu neden ilk 6 ay 1,5 saat emiyor. Neden memur kadın çalışanın çocuğu 3 saat anne sütü emiyor. Bunu da düzeltmek için yasa teklifini hazırladık. Refakat izni gibi. Aynı odada çalıştığımız memur arkadaşlarımızla aynı şartlarda çalışmak istiyoruz. Çalışma saatinin 40 saate düşürülmesini istiyoruz. Doğuyoruz, çalışıyoruz, ölüyoruz. İnsan gibi yaşamıyoruz. Biz geçim sıkıntısından başka bir şey düşünemiyoruz. Bizde insanca yaşamak istiyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz ücret almak istiyoruz. İnsanca yaşayabileceğimiz ücret istiyoruz. Bizde hakkımızı sizin verdiğiniz güçle söke söke alacağız.”

Editör: TE Bilisim