Mutlu çocuklar yetiştirmeliyiz. Onlara gereken sevgiyi vermeli, saygıyı göstermeliyiz. Kimse dört dörtlük bir aile yapısında büyümemiştir, yalnız bunu çocuklara hissettirmemeliyiz. Aile olmak o yapıyı korumak o kadar zor ki. Ne zaman neyin yapılacağını, nelerden onu korumamız gerektiği çok önemlidir. Bir çocuk sevgi ile büyümelidir. Birbirlerini seven anne baba çocuklarından şiddeti uzaklaştırır. Her şeyde olduğu gibi sevgi ve saygı her kapıyı açmaktadır.

Herkes çocuk sahibi olma kapasitesine sahip olabilir, fakat annelik, anne olduğu için kendini değerli hissettiren, bu hissiyatı lezzetli kılan ilişkisel mekanizmaların oluşması ile sağlanabilir. Öncelikle aile içindeki bireylerin kadın kimliğine bakış açısı negatif yönde ise mutlaka değişmelidir. Bir kadın çocuk sahibi olduğu için, çeşitli kutlamalar yapılmalı, eşi tarafından meşakkatli ve yorucu süreçte destek görmelidir. Çevresi tarafından çaresiz, yetersiz, yalnız hissettirilmemelidir.

Mutlu bir ailenin temelinde ebeveynlerin birbirini sevmesi bulunur. Çocuklarınız için hayatta yapabileceğiniz en iyi şey, eşinizle mümkün olan en iyi ilişkiyi kurmanız olacaktır. İyi anlaştığınızı ve birbirinize destek olduğunuzu görürlerse sizi yansıtarak arkadaşlarıyla iyi geçireceklerdir. Eşinizle ilişkinize harcayacağınız emeğin her zerresi size çocuklarınız üzerinden misliyle geri dönecektir.

Hangi cinsiyette olursa olsun herkesin bir annesi vardır. Fakat annelik vasfı herkes de bulunmamaktadır. Hâlbuki İnsan ilişkilerinin şekillenmesinde, duygusal bağın kurulmasında, insanın aidiyet ihtiyacının karşılanmasında, ilişkilerinin sağlıklı bir temele dayanmasında hep” annelik sürecinin” etkisi vardır. Anneliğin kapsayıcı ve koruyucu işlevlerinin, sağlıklı olması ruh sağlığı yerinde bireylerin yetişmesi içinde çok büyük olanak sağlar.

Kısacası bir çocuğun yetişmesinde, annenin rolü çok fazladır. Bir bireyin kendi annesi ve babası ile kurduğu ilişki şeklini etkilemektedir. Mutsuz evliliklerde de karı- koca ilişkisinde, kadının çocukluk döneminde kendi anne ve babası ile kurduğu ilişki ağının; erkeğin de çocukluk döneminde kendi anne ve babası ile kurduğu ilişki ağının kurbanı olduğunu sıklıkla görmekteyiz.

Ev içindeki şiddete tanık olmak çocukları ve çocukların geleceklerini ciddi bir biçimde etkiler. Şuan yaşadıklarımız, kaygılarımız, ruh hali değişikliği hepsi çocukluk döneminde yaşanan olumsuzluklardan kaynaklanmaktadır. Çoğu ebeveyn çocuğun şiddetten etkilenmeyeceğini ya da çocuğun yaşadıklarını unutacağını düşünür. Ama onlar unutur, çocuklar asla unutmaz. Şiddet ve saldırganlık, ebeveyni model alarak öğrenilir. Böyle kişilerin iletişim ile ilgili sorunları vardır.

Çocuğunuza mutlaka açıklama yapın. Neye kızdığımızı, sorunun ne olduğunu ona söylemliyiz. Bir şeyleri ondan saklayarak ona daha büyük bir yükün altına sokmuş oluruz. Çocuk çok dikkatli bir gözlemcidir. İleride yaşadığı olumsuzları kimseyle paylaşmayan bir birey haline gelir. Sevginin paylaşarak büyüyeceğine, acıların ise paylaşarak azalacağını bilmesi gerekmektedir. Sanırım bir çocuk dünyaya getirmek için ilk olarak kendimizi sevmek, karşımızdaki kişiye saygı göstermemiz gerekmektedir. Her çocuk Mutlu bir ailede büyümek ister. Toplumdaki şiddet döngüsünü kırmak için çocukların şiddete maruz kalması sonlanmalı ve tanık dahi olmalarına engel olunmalıdır.